Bakanlık kendi kızamık uyarısını da dinlememiş!
Sağlık Bakanlığının 2020’de kendi bürokratlarının kızamık vakaları için ‘risk artıyor’ uyarısını da dinelemediği ortaya çıktı. Uyarılara rağmen 2021’de aşı bütçesinin yüzde 5’i bile kullanılmamış.

Fotoğraf: Evrensel
Sağlık Bakanlığı bürokratları 2020 yılında kızamık için ‘Risk artıyor’ demiş ancak 2021’de aşı bütçesinin yüzde 5’i bile kullanılmamış. Türkiye’de artan kızamık salgınına dikkat çeken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanlığının uyarıları dikkate almadığını söyledi. Bakanlığın mali tablolarına mercek tutan Emir, bulaşıcı hastalıklara karşı aşılama faaliyet için bütçeden Sağlık Bakanlığına 2021 yılında 512 milyon TL kaynak ayrıldığını ancak bakanlığın bu bütçenin yalnızca 11 milyon TL’sini harcadığına dikkat çekti.
Sağlık Bakanlığının kızamık salgınına karşı yeterli önlemleri almadığını ileri süren CHP’li Murat Emir, salgının giderek daha da yaygınlaştığına ve vaka sayılarının geçmiş yıllara göre 10’a katlandığına dikkat çekerek “Sağlık Bakanlığı faaliyet raporlarında da son üç yıldır risk uyarısı yapılmış ancak hiçbir önlem alınmamış” dedi.
VERİLERİ DSÖ’DEN ÖĞRENİYORUZ
Murat Emir | Fotoğraf: CHP
Sağlık Bakanlığının kovid-19 vakalarında yaptığı gibi, şu anda ülkemizde giderek artan kızamık salgınına ilişkin verileri gizlese de yetkililerin kafasını kuma gömmesi gerçeğini değiştirmediğini dile getiren CHP’li Emir “Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre nisan 2022-mart 2023 tarihleri arasında Avrupa’daki kızamık olgularına baktığımızda 457 vaka ile üçüncü sıraya yerleşmiş durumda. Biz bu sayıları DSÖ verilerinden öğreniyoruz çünkü Bakanlık, yine salgına karşı süreci şeffaf bir şekilde yürütmüyor. Türkiye’de 2021 yılında yalnızca 50 kızamık vakası görülürken bu sayı bir sonraki yıl 2022’de 103’e yükselmişti. Yani bir yılda iki katına çıkmıştı. Şimdi de nisan 2022-mart 2023’ü kapsayan bir yıllık döneme baktığımızda 5’e, hatta 2021’e göre 10’a katlandığını görüyoruz” dedi.
RAPORDA İMPORTASYON RİSKİ UYARISI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yine kimseyi dinlemediğini halk sağlığını ve artan vakaları önemsemediğini ileri süren Emir “Uzmanları, sağlık meslek örgütlerini geçtik, kendi bakanlığının uyarılarını bile dinlemiyor. Sağlık Bakanlığının kendi bünyesinde yayımlamış olduğu raporlara baktığımızda aslında 2020’de bakanlık bürokratlarının, tehlikenin farkına varmış olduğunu görüyoruz” dedi. Bu raporları hazırlayan bürokratların ‘Tüm dünyada olduğu gibi DSÖ Avrupa Bölgesi’nde de 2005 yılından bu yana çeşitli ülkelerde kızamık salgınları yaşanmaktadır. Ülkemiz, bulunduğu konum ve günümüzde artan insan hareketleri sebebiyle importasyon riski altındadır’ ifadelerini kullandığını belirten Emir “Diğer yandan bakanlık, son üç yıldır her yayımladığı raporda “Bulaşıcı hastalıkların mücadelesinde erken uyarı ve cevap sistemi kapasitesi geliştirilmeli ve bağışıklama programları geliştirilerek sürdürülmelidir’ demektedir ancak somut hiçbir girişimde bulunulmamaktadır” dedi.
512 MİLYON TL’NİN 11 MİLYON TL’Sİ KULLANILMIŞ
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bu uyarılara kulak asmayarak bakanlığın bütçesini yine yandaş müteahhitlere kaynak yaratmak için kullandığını savunan Emir “Bakanlığın geçmiş yıllara ilişkin bütçe harcamalarına baktığımızda bulaşıcı hastalıklara karşı aşılama faaliyeti için 2021 yılında 512 milyon TL ayrıldığını ancak, başlangıç ödeneğinin yalnızca 25 milyon TL olduğunu, bunun da yıl sonunda sadece 11 milyon TL’sinin harcandığını görüyoruz. Yani 2020 yılında ‘Risk artıyor’ diye uyarı yapan bakanlık, kendi uyarısını bile dinlememiş. Yine 2022 yılında da 1.4 milyar TL’lik ödenek ayrılmasına karşın toplam harcamanın yalnızca 140 milyon TL’yi bulduğunu tespit ettik” ifadelerini kullandı.
TOPLUMDA AŞIYA KARŞI TEREDDÜT OLUŞTU
Kızamık salgınının giderek artmasında öncelikli olarak Sağlık Bakanlığının bu işi ciddiye almamasının ve aşılama faaliyetlerine yeterince kaynak ayırmamasının etkisi bulunduğuna vurgu yapan Emir “Diğer bir etken ise maalesef toplumumuzda giderek artan aşı karşıtlığıdır. Buna da en büyük sebep yine Sağlık Bakanlığının kovid-19 salgını sırasında aşı tedarik sürecini toplumdan gizli kapaklı yürütmüş olmasıdır” dedi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et