Alacaklarını isteyen Karşıyaka Belediyesi emekçileri: Enflasyonun ve giderlerin müsebbibi biz değiliz

Aliye CEYLAN
İzmir

Karşıyaka Belediyesinde çalışan kamu emekçilerinin nisan ayında başlayan toplu sözleşme sürecine ilişkin taleplerinin kabul edilmesi ve geriye dönük alacaklarının ödenmesi için başlattığı eylemler devam ediyor.

Tüm Bel-Sen İş Yeri Temsilciliğinin, belediye idaresi tarafından sunulan teklifi emekçilerin oylarına sunmasının ardından, yüzde 97 oranında ret çıkmasıyla belediye önünde yapılan eylemler sürüyor. Belediye yöneticilerinin “Bunu istemiyorsanız sosyal denge tazminatını aşağıya çekeriz” dediğini aktaran emekçiler duruma tepkili.

"ETKİNLİKLERDEN KISILMIYOR"

10 yılı aşkındır Karşıyaka Belediyesinde çalışan bir emekçi, en başından bu yana ücretlerin hükümetin belirlediği tabana çekilmek istendiğini ifade ederek, “Personel maaşı geç alırken, müdürlerin paralarında aksama olmuyor. Geriye dönük alamadığımız 1 ikramiye, 3 sosyal denge tazminatı vardı. 1 sosyal denge tazminatı ve 1 ikramiye yatırıldı sadece. Ama bir sonraki maaş döneminde yine yatmayacağı için aynı duruma geri döneceğiz” dedi.

Diğer belediyelere kıyasla çok düşük bir artış istediklerini aktaran emekçi şöyle devam etti: “Her ay kart limitimden 10 bin lira içeri giriyorum. En son 1 ikramiye ve 1 sosyal denge tazminatı yatırılana kadar hesabımda 1700 TL vardı sadece. Tek başıma yaşamama rağmen geçinemiyorum. Neden yatırılmıyor diye sorduğumuzda para yok deniliyor. Ne zaman paranız olacak deyince de bilemiyoruz diyorlar. Makam arabaları, etkinlikler hiçbir şey aksamıyor. İdarenin teklifini kabul etmediğimizde ‘Madem öyle biz de hükümetin belirlediği tabana indiriyoruz ücretleri’ dediler. Bunu kabul etmeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz.”

"HAKKIMIZI ALMAKTA KARARLIYIZ"

20 yıla yakındır belediyede çalışan başka bir emekçi de belediye başkanının göreve başladığı günlerdeki ‘Hiçbirinizi enflasyona ezdirmeyiz, çok güzel koşullarda çalışmanıza vesile olmak istiyoruz’ gibi vaatlerini hatırlattı. Bir süredir toplu sözleşmeyle bağıtlanan alacaklarının gününde yatmamaya başladığını dile getiren belediye emekçisi, “Şimdi daha sık yaşanmaya başlandı. Başkana sözlerini hatırlattığımızda personel giderlerinin artışını, genel giderlerin artışını, enflasyon oranını söylüyor ama bunun hiçbirinin müsebbibi biz değiliz” diye konuştu.

Bunun yanı sıra önceki dönem yetkili Tüm Yerel-Sen’in, imzalamış olduğu toplu sözleşme maddelerine dahi sahip çıkmadığını belirten emekçi, “Hiçbir hakkımızı alamadık. Sendikamız Tüm Bel-Sen ayrım fark etmeksizin tüm çalışanlara açık olan bir referandum yaptı. Bu işi sonuna kadar götürmeye kararlıyız” dedi.

Bir başka emekçi de “Her gün zamların yapıldığı bir ülkedeyiz. Muhalif bir belediyenin ‘Bu ücretlerin çalışanları çok da etkileyeceğini düşünmüyorum’ demesi çok üzücü. Kirada olan arkadaşlarımız var, borç içindeler. Kredi kartlarına yükleniyoruz, sonra sürekli faiz ödüyoruz. Doğal olarak kısır döngü içindeyiz” dedi.

"İNSANCA MUAMELE GÖRMEK İSTİYORUZ!"

“Hiçbir dönem çalışan bu kadar yok sayılıp hiçleştirilmemişti” diyen bir emekçi de şöyle devam etti: “Bu kentin hem yaşayanıyız hem seçmeniyiz hem hizmet üreteniyiz. Kaç bayramdır biz bunu yaşıyoruz. 5 yıldır birlikte hizmet ürettiği insanlarla bayramlaşma gereği duymadı. Biz böyle görmedik yıllardır. Hani bu ülkede tek adam sistemine karşı çıkılırken, siyaset yapış biçiminin gene tek adam biçimine dönüşmesi ciddi anlamda bu ülkenin geldiği noktayı da gösteriyor. Mesele sadece para meselesi değil, üretiyoruz çalışıyoruz insanız, o saygıyı da hak ediyoruz. Emeğimizin karşılığını istiyoruz, kimseden sadaka dilenmiyor ya da hakkımız olmayan bir şeyi istemiyoruz” dedi.

Sendikaların yetki sürecinin de demokratik bir şekilde işlemediğini ifade eden emekçi, “İkna odalarıyla, sözünü geçirebileceği insanlara baskı yapılan bir süreçti. Benim yöneticim benim hangi sendikada olacağımın kararını veremez. Böyle bir durumda demokrasiden bahsedemezsiniz” dedi.

FATURA EMEKÇİLERE ÇIKARILMAMALI

Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Fatma Kılınç da yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak için talep ettikleri randevulara dönüş yapılmadığını belirtti. Öte yandan önceki sözleşmeyi imzalayan sendikanın yüzde 0 zamma evet dediğini ve imzalanan sözleşmenin o haliyle bile ihlal edildiğini belirten Kılınç, “Bir kapı açmak için, müzakere masası oluşturabilmek için aslında biz bu eylemlere başladık ve amacımıza da ulaştık, bir müzakere kapısını açtık” dedi.

Karşıyaka Belediyesinde ödemelerde uzun süredir aksaklıklar yaşandığını dile getiren Kılınç şöyle devam etti: “Daha önce belediye başkanımızla görüşüyorduk, bize bir planlama sunabiliyorlardı. Çalışanlar da bu doğrultuda neyle karşılaşacaklarını görüp ona göre hareket edebiliyorlardı. Seçimlere kadar süre vermemiz istendi ancak bu süreçte iyice aksadı, üç ayrı ödeme birikti. En önemlisi bayram öncesi diyalog kapısı açmaya çalıştık, ‘Para yok ödeme yapamayız’ gibi bir cevap geldi. Bizler de biliyoruz CHP’li belediyelerin baskı altında olduğunu ama ülkedeki bütün faturaların çalışanlara çıkması gibi bir durumu da kabul edemeyiz. Biz kamu hizmetinin sürdürülmesini savunan bir sendikayız. Temizlik hizmetini aksat ama benim ödememi yap gibi bir şey söylemiyoruz. Ancak siz seçilmiş bir belediye başkanısınız ve bütçeyi etkin kullanmanız gerekiyor. Yani iki üç yıldır ödemeler dengesinde bir sorun var ise ve düzelmek yerine kronikleşiyorsa bu durum bütçeyi etkin kullanmakta sıkıntı yaşıyorsunuz demektir. Ayrıca bizler toplu sözleşme dönemindeyiz şu an ve bir dayatmayla karşı karşıyayız.”

Halihazırda grev içermeyen, limit ve dayatma içeren bir sendika yasası olduğunu vurgulayan Kılınç, “Biz fiili mücadeleyle bunu dönüştürme çabasındayız, o nedenle limitin üstünde bir toplu sözleşme imzalıyoruz. Burada da bütün yetkili olduğumuz iş yerlerinde başkanlık bize ücretleri alt limite çekmeyi dayatıyor ve tabii ki biz bunu kabul etmiyoruz. Belediye başkanına tekrar müzakereleri devam ettirmek için randevu talebimizi ilettik. ‘Ya bu parayı kabul ederler ya da sosyal dengeyi limite çekerim imzalamam’ kolaycılığına karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.