18 Temmuz 2023 04:14

‘Maaşın çeyreği vergiye gidiyor’

İMES'te genç işçiler bir yandan temel tüketim maddelerine gelen zamlardan yakınırken diğer yandan ücretlerinden yapılan vergi kesintilerinden şikayetçi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eren YÜCEBOY
İstanbul

İstanbul Ümraniye’de bulunan İMES Sanayi Sitesinde çalışan genç işçilerin gündeminde geçim derdi var. Genç işçiler bir yandan temel tüketim maddelerine gelen zamlardan yakınırken diğer yandan ücretlerinden yapılan vergi kesintilerinden şikayetçi.

Atölyeleri gezdiğimiz sırada, çalıştıkları iş yerinin kapısının önünde denk geliyoruz Kerem ve Murat ile. Kerem 18 yaşında, CNC tezgahında çalışıyor. Murat ise 20 yaşında, kepçe operatörlüğü yapıyor. Genç işçilerin olduğunu söyleyerek içeri davet ediyorlar bizi. Konumuz, yakın zamanda vergi oranlarındaki artış. İçerideki işçilerden Sergen, “Seçimden önce düşürdüler KDV’yi, bugün tekrar arttırıyorlar. Çünkü bunlar için varsa yoksa kendi iktidarları. Bunların halkı düşündüğü yok. Halk açmış, sefilmiş... Bunların umurunda değil” diyor.

İktidarın yapılan her eleştiriyi düşmanca bir tavırla karşıladığını anlatıyor Sergen: “İnsanlar aç. Kimsenin cebinde üç kuruş parası yok. Yetmezmiş gibi her şeye durmadan zam geliyor. Ama bundan şikayet edince, geçinemediğini söyleyince düşman oluyorsun. İktidarı eleştirdin mi? Hemen yapıştırıyorlar etiketi, vatan hainisin. Ülkede geçim sıkıntısı var diyorsun. Hemen yiyorsun etiketi, ülke büyürken bunu görmeyen, kıskanan bir devlet düşmanısın.”

"BORCU BORÇLA KAPATIYORUM"

Murat söze giriyor bu defa. Sigarayı bırakacağını ya da hiç olmazsa bundan sonra tütün içmeye başlayacağını söylüyor önce. Sebebini açıklıyor daha sonra: “Geçen sene 30 lira olan sigaraya bu sabah verdiğim para 45 lira. Sigara bunun en basit örneği. Her şeye durmadan zam geliyor. İnsan bir şekilde geçiniyor tabii, doyuruyor karnını. Geçinmeye geçiniyor ama nasıl geçiniyor? Doğru düzgün yaşayarak geçinemiyorsun ki. Ben mesela, borcum varsa bir arkadaşa, arıyorum başka bir arkadaşı, ona borçlanıyorum. Borcu borçla kapatıyorum. Geçinebiliyorsam da böyle geçiniyorum. Başka türlüsü mümkün olmuyor.”

Alacağı zammı henüz bilmediğini söyleyen Murat, “Asgari ücret ne olursa, ondan bir miktar fazla oluyor hep benim maaşım. Tahminim 14 bin lira civarı olması. O da benim tahminim. Bilmiyorum ne kadar alacağımı. Bilmeden etmeden çalışıyorum, çabalıyorum. Daha cebime girmeden bir kısmı uçup gidiyor çoktan.”

"BAYRAMDA İL DIŞINA ÇIKAMADIM"

Hüseyin de dahil oluyor sohbete. Kendisi mesleki eğitim merkezi (MESEM) öğrencisi. Ailesinde herkesin AKP’li olduğunu ama kendi oy kullanabilseydi AKP’ye oy vermeyeceğini ifade ediyor. AKP eleştirisinin temelinde ekonominin gidişatından duyduğu rahatsızlık var: “Annemle babamla da çok konuştum, anlattım. Her şeyin zamlandığını, paranın hiçbir değeri kalmadığını anlattım. Başta onlar da cevap veriyorlardı bana. Zamlar stokçular yüzünden oluyor diyorlardı, Batı bizi kıskanıyor, oyunlar oynanıyor diyorlardı. Ama baktılar ki artık benimle tartışırken bir şey diyemiyorlar, kızdılar bu defa. Evde AKP’yi eleştiremezmişim, öyle dediler. Bizim ülkemizde böyle çok insan var.”

Bayram tatilinde İstanbul’un dışına çıkamadığını, sadece bir günlüğüne Şile’ye gitme planı yaptıklarını ama onun da mümkün olmadığını söylüyor Hüseyin: “Bayramda arkadaşla Şile’ye gidelim dedik. Git gel 750 lira mazot tutuyor sırf. Orada yediğin içtiğin parayı saymıyorum bile. Gidemedik tabii. Fazla masraflı geldi. Yakıta durmadan zam geliyor. Hatırlıyorum ben, 150 lirayla bayağı bir yol yapılırdı bir zamanlar. Şimdi 150 liralık yükleyince ibre yerinden oynamıyor. Benzinliğe girmesen daha iyi yani. Benzinliğe girip çıkarken 150 lira yakıyorsun zaten.”

"VERGİYİ PATRONDAN AL"

Sergen sözü alıyor bir kez daha. İktidarın vergi politikasının patronların işine yaradığını, halkın çıkarına hiçbir politikası olmadığını söylüyor: “Ben çalışıp didiniyorum. Maaşımı alacağım ay sonunda. Veriyorlar elime bir aylık özet kağıdı. Kaç gün izin kullanmışım, ne kadar mesai yapmışım, yazıyor her şey... Bakıyorum, vergi kesintisi var. Maaşın çeyreğini kesip almış neredeyse devlet. Benim maaşımın zaten çeyreğini benim elimden alıyorsun. Daha bir de niye benden KDV istiyorsun? Git zenginden al, patrondan al. Parası olan o. Ben zaten kıt kanaat geçiniyorum. Bir de benden bu kadar vergi almanın ne manası var? Ama patrondan almazlar. Beşli çetenin vergi borçlarını silerler, bizden vergi üstüne vergi alırlar...”

Ücretlerdeki vergi kesintisinin arkadaşları tarafından tam anlaşılmadığını, kesintinin gerekçesinin ne olduğunun bile arkadaşları arasında tam olarak bilinmediğini söyleyerek devam ediyor Sergen: “Arkadaşlar maaşla birlikte alıyor kağıdı eline. Bakıyorlar ki vergi kesintisi var, bilmeden etmeden sövüyorlar patrona. Halbuki devlet kesiyor. O kadar mantıksız bir şey ki bu kesinti, bilmeyen işçi aklına bile getirmiyor. Devlet neden benim maaşımdan para kessin diyor. Ama kesiyor işte. Tabii patronlarda da kabahat var. Devlet nasıl gözümüzün yaşına bakmıyorsa, patron da bakmıyor. Biz fason üretim yaptığımızdan her zaman iş yoğunluğu aynı olmuyor. Şimdi çok iş yok mesela, oturuyoruz. İş yok diye geç yatırıyor maaşı. 15 gün gecikmeli aldık diğer ayı. Mazur görün diyor, iş yok diyor. E ama bazen de sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyoruz. İşlerin olduğu zamanlar da oluyor. O zamanlar gelip de fazladan para veriyor mu bana? Vermiyor. Bu ay işler iyi, size bir kıyak geçeyim diyor mu? Demiyor. O zaman iş yokken de benim maaşım neyse tastamam vereceksin.”

ÖNCEKİ HABER

Orman yangınıyla mücadele yangın çıkmadan başlamalı

SONRAKİ HABER

Julian Assange’ın özgürlüğü için bir haftalık eylem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa