Prof. Dr. Murat Birdal: Arap sermayesine ödenecek bedel gizleniyor
İktisatçı Prof. Dr. Murat Birdal: “IMF’den hangi koşullarda borçlanıldığını, hangi teminatların verildiğini biliyorduk. Arap ülkeleriyle yapılan anlaşmalarda herhangi bir şeffaflık söz konusu değil."
Fotoğraflar: Evrensel&Pixabay
Birkan BULUT
Ankara
Seçimlerden sonra kasayı doldurmak için dış kaynak arayışına giren Erdoğan yönetimi, Arap sermayesinin kapısını çaldı. NATO zirvesinde Batı’yla arayı düzeltmek için yoğun mesai harcayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi kurmaylarının ardından kalabalık bir patron heyetiyle Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne “şükran turu”na çıktı. Erdoğan’ın kervanına dış ekonomik ilişkilerden 200’den fazla iş insanı da dahil oldu.
Ekonomideki yangının Arap sermayesinin göndereceği parayla sönüp sönmeyeceğini İktisatçı Prof. Dr. Murat Birdal ile konuştuk. Sorularımızı yanıtlayan Birdal, öncelikle seçimlerin ardından ekonomik koşulların zorlayacağının tartışıldığını hatırlattı. Ülkenin önemli bir ekonomik kaynağa ihtiyacı olduğunu belirten Birdal, özellikle hisse senedi piyasasına, tahvil piyasasına beklenen giriş sağlanamadığını dile getirdi. Bu yüzden Erdoğan yönetiminin yine bilinen adreslere gittiğini ifade eden Birdal, “Arap ülkelerine önce ekonomi yönetimi, şimdi de Erdoğan ziyaretler gerçekleştiriyor, kaynak istiyor. Bu kaynakların nereye nasıl gireceğini bilmiyoruz. Spekülasyon yapacak olursak; Varlık Fonu daha aktif kullanılabilir, araziler ve projelerle ilgili bazı vaatler verilebilir, swap anlaşması yapılabilir, şirketlerin hisselerine girişler sağlanabilir... Hiçbir zaman içeriğini bilemeyeceğiz” dedi.
IMF ANLAŞMALARINDA TEMİNATLAR BİLİNİYORDU
IMF programlarına karşı olduğunu, ancak IMF programları ile bu şekilde kaynak aktarımı arasında önemli farklar olduğunu belirten Birdal, “IMF anlaşmaları en azından daha saydamdı. IMF’den hangi koşullarda borçlanıldığını, hangi teminatların verildiğini biliyorduk. Arap ülkeleriyle yapılan anlaşmalarda herhangi bir şeffaflık söz konusu değil. Bu durum daha güçlü bağımlılık ilişkisini beraberinde getiriyor” dedi.
ALIŞKANLIKLAR SEÇİMDEN SONRA BIRAKILMADI
Türkiye’nin Arap sermayesinden aktardığı sıcak paranın karşılığında ne vereceği seçimlerden önce de sıkça tartışılmıştı. Ekonomi yönetiminin her ne kadar “rasyonel”likten bahsetse de seçimlerden önceki alışkanlığı sürdürdüğünü ifade eden Birdal, “Merkez Bankasına devredilen ciddi bir kur korumalı mevduat yükü var. Tasfiyesi gündeme gelecek ama kolay değil. Piyasadaki döviz iştahının giderilmesi bir nefeslenmenin sağlanması amaçlanıyor. Türkiye gibi büyük bir ekonominin, Arap ülkelerinden böyle taşınacak kaynaklarla rahatlaması da pek mümkün görünmüyor. Arka kapı diplomasisiyle taşınan paralar memleketin uzun süredir ana döviz kaynağı ama ülkeyi getirdiği nokta bu” diye konuştu.