Balıkesirli genç kadınlardan konserlerin iptaline tepki
Balıkesir Sivil Toplum Platformlu isimli grubun konserleri ve LGBTİ’leri hedef almasını Balıkesir’deki genç kadınlarla konuştuk. Genç kadınlar, “Yasaklara karşı çıkmalıyız” dedi.
Fotoğraf: Pixabay
Burkay RENDE
Balıkesir
MÜSİAD, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti, ÖNDER, İHH, AGD ve MÜSİAD’ın yer aldığı “Balıkesir Sivil Toplum Platformu” isimli grup, “gayriahlaki haram ilişkiler”, “İçkiye yönlendirme” gibi bahanelerle festivallerin yasaklanmasını talep eden ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride kadınlar ve erkeklerin ayrı ayrı yer alacağı etkinlikler istendi. “Festivallerde yapılan yanlışlara ‘dur’ diyelim” başlıklı bildiride başta Balıkesir olmak üzere Türkiye genelinde düzenlenen etkinliklerin iptal edilmesi istendi. Bu tarz etkinliklerin “Türkiye Yüzyılı”na zarar verdiğini savunan bildiride “Ülkemizin deprem sonrası acısının hâlâ taze olduğu, ekonomik zorluklarla mücadele ettiği bu zorlu günlerde, bu gibi faaliyetlere son verilmelidir” ifadesi de kullanıldı.
Bu açıklamanın ardından 9 Temmuz’da Balıkesir’de sahne alacak olan Hande Yener, konseri iptal ettiğini sosyal medya hesabından duyurdu. Gençlerin konser, tiyatro, sinema gibi sosyal etkinliklere ulaşımı gitgide zorlaşırken görece ucuza ya da belediyeler tarafından organize edilen ücretsiz etkinliklere katılmalarının gerici grupların hedefi haline gelmesini Balıkesir’deki genç kadınlarla konuştuk.
‘YASAKLAR HALKIN SOSYALLEŞME HAKKINI ELİNDEN ALIYOR’
Konserlere katılmayı planladığını söyleyen Eylül, “Bu tarz festival yasakları halkın elinden sosyalleşme ve kültürel gelişim hakkını almaktır. Yapılan yasaklar ve kısıtlamalar kadın-erkek ayrımını üst seviyelere taşıyan adımlardan biridir. Bu da içinde bulunduğumuz sistemin ülkeyi ileriye götürmesi gerekirken daha da gerileten bir sürece çektiğini göstermektedir” dedi. Festivallerin engellenmesine yönelik açıklamaların çoğunda LGBTİ düşmanlığının ön plana çıktığına değinen Eylül, “Bu karşıtlığı ön plana çıkarmak insanları yönelimlerine göre yargılayıp ayrıştırmak anlamına geliyor. Birinin yönelimlerinden ötürü sosyalleşme şansını elinden almaya çalışmak hiç de adil bir sistemde olmadığımızı yansıtıyor. Herkesin kültürleşme ve sosyalleşme hakkı vardır ve birinin LGBTİ olması festivallerin kaldırılmasını meşrulaştırmaz” ifadelerini kullandı. Balıkesir’de sosyal ve kültürel etkinliklerin yeterli sayıda olmadığına dikkat çeken Eylül, “Küçük bir ilçede yaşadığımdan kaynaklı olarak sınırlı sayıda tiyatro oyunları, sinema etkinlikleri ve yılda bir kere yapılan festivaller hem nitelik hem de nicelik açısından yeterli değil” dedi. Etkinliklerin yeterli olmadığından ve maddi olarak ulaşmanın mümkün olmadığından bahseden Eylül, “İstediğim çoğu etkinliğe maddi sorunlar sebebiyle katılamıyorum. Şu an öğrenciyim ve belirli sabit bir gelire sahip değilim. Bu nedenle beslenme, barınma gibi zorunlu temel ihtiyaçlarım önceliğim olmak zorunda. Bu tarz etkinliklere bütçe ayırmam zorlaşıyor. Bu durumun iki temel sebebi olabilir. Birincisi devlet sanatçılara yeterli desteği sağlayamadığı için etkinliklerin bu kadar pahalı olması, ikinci sebebiyse içinde bulunduğumuz sistemin halkın kültürel açıdan gelişmesine engel olmak istemesidir” ifadelerini kullandı.
‘SOSYAL DEVLET KAVRAMINDAN TAMAMEN UZAK YAŞIYORUZ’
Son zamanlarda festivallerin iptal edilmesine yönelik haberle çok sık karşılaştığına değinen Meryem ise, “İslam harekatı adı altında toplanmış bir çok grup ne yazık ki konser ve daha birçok etkinliğin iptal edilmesine yönelik kampanya başlattı. Her gün bir yenisi daha ekleniyor ve bu oluşumlara karşı kimisi ses çıkarmayı tercih ederken kimisi de sessiz kalmayı tercih etmekte. Etkinlik iptallerinin aynı zamanda taraf etkileme çabası olduğunu da düşünüyorum. Pandemi ile birlikte hayatımıza birçok kısıtlama geldi ve müzik sektörü neredeyse bitme noktasına ulaşmıştı. Ardından yaşanan seçim süreci de yasaklara daha çok başvurmalarına yol açtı. İptal ve yasaklarla mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bu mücadeleyi sanatçılardan bekliyorum” dedi. LGBTİ tartışmasına yönelik konuşan Meryem, “Özellikle eğlenceye karşı ayaklanan gruplarda LGBTİ+ bireylere yönelik her türlü hakaret içeren mesajlarını, nefret söylemlerini görüyoruz. Sadece yaşamak bile bu toplumda bir direniş haline geldi. Ötekileştirerek, toplumdan dışlayarak hiçbir kazanım elde edilemez. Eşit yurttaşlık talebi haktır. Renklere düşman insanlar ile yaşamak ne kötü. LGBTİ+ bireyler bu ülkede ve her yerde var olmaya devam edecekler. Yeryüzü aşkın ve sevginin yüzü oluncaya dek” şeklinde konuştu. Kültürel etkinliklere ulaşımın zorluğundan bahseden Meryem, “Sosyal devlet kavramından tamamen uzak yaşıyoruz. Kıyı kesimlerde kültürel etkinliklerin yoğunlukta olduğunu görürken iç kesimlerde faaliyetin daha az olduğunu görmekteyiz. Ülke genelinde düzenlenen konser ve sosyal etkinliklerin yetersiz olduğu, düzenlenen birçok konserin siyasi nedenlerle iptal edildiği bir durumla karşı karşıyayız. Kayseri’de yaşarken sosyalliğe ulaşabilmem zorken, Bandırma’da etkinliklere ulaşabilmem daha kolay oldu” dedi. Etkinliklerin ücretlerini bir öğrenciye göre değerlendiren Meryem, “Bireysel konserlere ulaşımım daha zorken festivallere ulaşabilmem daha kolay oluyor. Festivallerin öğrenciler için büyük fırsat olduğunu düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz kötü ekonomik şartların ardından bir de festivallerin naylon sebeplerle iptal edilmeye çalışılması çok üzücü” şeklinde konuştu.