Hukukçulardan Can Atalay için İstanbul Barosu önünde eylem
Hukukçular, milletvekili seçilmesine rağmen tahliye talebi Yargıtay tarafından reddedilen Can Atalay'ın serbest bırakılması talebiyle İstanbul Barosu önünde eylem gerçekleştirdi.
Fotoğraf: Evrensel
Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye talebi Yargıtay tarafından reddedilen Can Atalay'ın arkadaşları ve meslektaşları İstanbul Barosu önünde açıklama yaptı. Can Atalay’ın serbest bırakılması talebiyle gerçekleşen açıklama sonrası avukatlar oturma eylemi gerçekleştirdi. “Can Atalay Meclise!, Can Atalay’a özgürlük" pankartının açıldığı eylem de sık sık “Halkın vekili meclise”, “Halkın vekili tutsak edilemez” sloganı atıldı.TİP Milletvekili Ahmet Şık, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal ile Turan Aydoğdu ve Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’da eyleme destek verdi.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Gezi davasında yerel mahkeme tarafından 18 yıl hapse mahkum edilen TİP milletvekili Can Atalay hakkındaki yargılamanın milletvekili seçilmesi nedeniyle durdurulması ve tahliyesine karar verilmesi yönündeki başvuruyu reddeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararını yerinde bulmuş, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili olarak seçilen Can Atalay, hukuksuzca cezaevinde tutulmaya devam ederken, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tahliye talebini reddetmişti.
"BU KARAR ANAYASA VE HUKUKA AYKIRI"
Can’ın arkadaşları ve meslektaşları İstanbul Barosu önünde açıklama gerçekleştirdi. Cüppeleriyle İstanbul Barosu önünde toplanan avukatlar adına ortak açıklamayı Adalet için Hukukçular'dan Lale Büyük Efe okudu. Yargıtay ceza dairesinin son kararına tepki göstererek sözlerine başlayan Efe, “Gezi davasına dair yargılama sürecinin dürüstlük, tarafsızlık, tutarlılık ve adalette eşitlik gibi temel ilkelere nasıl aykırı yürütüldüğünün adeta ispatı niteliğindedir” dedi.
Yasama dokunulmazlığına ve buna dair Anayasa Mahkemesinin kesin ve uyulması zorunlu olan kararlarına rağmen Can Atalay’ın salıverilme talebi Yargıtay 3. Ceza Dairesince oybirliği ile reddedildiğini aktaran Efe, “Bu kararın hukuka ve anayasaya açıkça aykırı olduğuna dair birçok görüş ve değerlendirme yapıldı, yapılıyor. Bu kararın kaldırılarak bu hukuksuzluğun ve anayasaya aykırı durumun giderilmesi için Can Atalay’ın müdafileri karara karşı itiraz yoluna başvurdu. İtiraz mercii olan Yargıtay 4. ceza dairesi, Yargıtay kurumunu toplum nezdinde büyük bir töhmet altında bırakan bu durumu düzeltme fırsatını bugün verdiği ret kararıyla ne yazık ki geri çevirmiştir. Yargıtay’ın her iki ceza dairesinin ısrarla sürdürdüğü bu hukuksuzluğu gidermek, yine Anayasa Mahkemesine bırakılmıştır. Böylece, güya hukuki görünüme büründürülerek tümüyle siyasi saiklerle verilmiş bir kararla, Can Atalay’ın 3-5 ay daha hapiste tutulması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu aynı zamanda Yargıtay eliyle topluma verilen hukuk güvenliğiniz yoktur mesajıdır” ifadelerini kullandı.
"HAKSIZLIĞI BİTİRECEK BİR KARAR VERMESİNİ UMUT EDİYORUZ"
“Bu red kararının ardında her ne varsa hukukla ve adaletle ilgili olmadığı çok açık ve nettir” diyen Efe sözlerine şöyle devam etti: “Bu etik ihlalin nedenini merak ediyoruz. Konu artık Can Atalay’ın özgürlüğü meselesini çoktan aşmış bulunmaktadır. Konu artık Hatay halkının iradesi, parlamentonun itibarı meselesinin de ötesine geçmiştir. Bunların yanı sıra bu ülkede yaşayan her bireyin hukuk güvenliği, yargının saygınlığı ve otoritesini de doğrudan ilgilendiren boyutlarıyla hepimizin önünde duran bir büyük imtihana dönüşmüştür. Anayasa Mahkemesinin, daha önce aynı konuda verdiği kararlar doğrultusunda ve gecikmeksizin bu haksızlığı bitirecek bir karar vermesini umut ediyoruz.”
"DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ"
Ortak açıklamanın ardından söz alan İzmir Barosu Eski Başkanı Özkan Yücel, “Hukuk konuşmayacağım çünkü üzerinde konuşulacak bir hukuk yok. Siyaseten rehin edilmiş bir milletvekili. Hakimler tarafından iktidarın talimatıyla halkın oylarına rağmen meclise gönderilmeyen bir milletvekili var karşımızda. Bu Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun, yaşanan şeyin demokrasi değil Faşizm olduğunun bir başka göstergesidir. Seçimleri yapıyor olmanız durumu değiştirmez. Seçimlerin sonucunda halkın oylarıyla meclise girmesi gerekenler hala tutsak olarak cezaevlerinde tutuluyorsa, bu ülkede demokrasinin varlığından söz edilemez” dedi.
"DEMOKRASİDEN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, hukukun üstünlüğü için demokrasinin olmazsa olmaz olduğunu vurgulayarak, “Çünkü demokrasi yoksa hukuk gücün elinde araçsallaşıyor. Ülkemizde sandığa hapsedilmiş sözde bir demokrasi var. Çünkü demokrasi söz söyleyen, itiraz eden, hak arayan sivil toplum demek, etkin sendikalar demek çekinmeden yazan nalına mıhına vuran basın demek. Maalesef ki bunların artık bir etkinliği yok, yok edildi. O yüzden bugün Türkiye’de gerçek bir demokrasiden söz etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Öztosun son olarak şunları söyledi: “Haksız, hukuksuz bir şekilde özgürlüğü elinden alınan Can Atalay için buradayız. YSK seçilmesinde herhangi bir engel görmemişti. Oysa ki Anayasa Mahkemesi benzer durumlarda tahliye kararı verilmesi gerektiğini belirtmişti. Hâlâ Can Atalay seçildikten yemin ederek görevine başlaması engelliniyor. Oysa Can seçilirken sadece tutukluydu. Daha ne kadar söylemek gerekir bilmem ama sadece tutukluydu.” (İstanbul/EVRENSEL)