MKE kapsül fabrikasında patlama ihmalleri gündeme getirdi: Atölyede patlayıcı fazla mıydı?
Yakın zamana kadar MKE'de çalışan Özkan Boğan "Patlamanın büyüklüğü ve yangının uzun süre devam etmesi patlamanın olduğu alanda ihtiyaçtan fazla malzeme bulundurulmuş olma ihtimalini gösteriyor" dedi.
Fotoğraf: DHA
Birkan BULUT
Ankara
Ankara Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) kapsül fabrikasında yaşanan patlamaya ilişkin detaylar açığa çıkmaya devam ediyor. Yakın zamana kadar MKE’de çalışan KESK/Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası MYK Üyesi Özkan Boğan, ARGE atölyesine getirilmiş olan fosfor vb. patlayıcıların yangına sebep olduğunu kaydetti. Boğan, “Patlamanın büyüklüğü ve yangının uzun süre devam etmesi, patlamanın olduğu alanda ihtiyaçtan fazla malzeme bulundurulmuş olma ihtimalini gösteriyor” dedi.
Makine ve Kimya Endüstrisinin (MKE) Ankara Kayaş’ta bulunan kapsül fabrikasındaki patlamanın detayları ortaya çıkmaya başladı. Elmadağ’daki dinamit atölyesinde 5 işçinin hayatını kaybettiği patlamanın üzerinden 40 gün geçmeden gerçekleşen patlamada, biri ağır olmak üzere 4 işçi yaralandı. Yanık ünitesinde tedavi olmaları için işçiler Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.
"ARGE’DE MÜHİMMAT SÖKÜMÜ YAPILIYORDU"
MKE kapsül fabrikasındaki patlamaya ilişkin KESK’e bağlı Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikasının Genel TİS ve Hukuk Sekreteri Özkan Boğan sorularımızı yanıtladı. MKE’nin anonim şirket olduğu 2021 yılı sonunda başka bir bakanlık bünyesinde kamu görevine devam eden Boğan, patlamaya ilişkin detayları gazetemize anlattı. Patlamanın fabrikanın ARGE faaliyetlerinin yürütüldüğü atölyede meydana geldiğini anlatan Boğan, “Bu birimde projelerin altyapı faaliyetleri ve yeni mühimmatlar üzerine çalışmalar yapılıyor. Örneğin yurt dışından gelen bir mühimmatın nasıl çalıştığını anlamak için tersine mühendislik dediğimiz söküp takarak yeniden çalıştırma işlemleri gibi. Patlama anına ilişkin yapılacak inceleme sonucunda en net bilgiler ortaya çıkacaktır. Ancak bu patlamanın mühimmat sökümü esnasında meydana geldiği, orada bulunan işçi arkadaşlarımızın da özellikle el ve kol bölgelerindeki ciddi yanıklarla yaralandığını öğrendik” dedi.
PATLAMADA İHMAL İZİ: ATÖLYEDEKİ PATLAYICI MİKTARI
Parlayıcı ve patlayıcı madde ile çalışılan fabrikalarda işçi sağlığı ve iş güvenliği prosedürlerine göre parlayıcı ve patlayıcı ham maddelerin her atölyede ne kadar bulundurulabileceğinin sınırlandırıldığını belirten Boğan, “Patlayıcı ortamın olduğu bu gibi işletmelerde hazırlanan ‘patlamadan korunma dokümanı’ vb. dokümanlara tavizsiz uyulması gerekiyor. Fakat patlamanın büyüklüğü ve yangının uzun süre devam etmesi, patlamanın olduğu alanda ihtiyaçtan fazla malzeme bulundurulmuş olma ihtimalini gösteriyor” dedi.
"ANONİM ŞİRKET OLUNCA DENEYİMLİLER GİTTİ"
Yaralanan 4 işçiden birinin anonim şirket sürecinden sonra işe alındığını belirten Boğan, “MKE’nin anonim şirket olmasından yaklaşık toplam 3 bin kişiden 1400’ü çalışmaya devam etti. Emekli olanlar var. Haliyle yeni işe alımlar yapıldı. Gidenlerin çoğu deneyimli çalışanları ve iş sağlığı güvenliği işleri kurumdan dışından yapılmaya başlandı. Ancak patlayıcı atölyelerinin tehlikesi ve her atölyede çok farklı malzemeler kullanılması nedeniyle dışarıdan bir denetim ne kadar yeterli olabilir?” diye konuştu.
"4 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN OTOMASYONA GEÇİLMEMİŞTİ"
Patlayıcı riski yüksek atölyelerde alınması gereken önlemlere ilişkin sorularımızı yanıtlayan Boğan, MKE’de otomasyon konusunda ciddi sorunlar olduğu anlattı. Dünyanın her yerinde üretim hatlarında otomasyon sağlanmaya çalışıldığını söyleyen Boğan, şöyle konuştu: “Tabii patlamanın gerçekleştiği ARGE bölümünü, mühimmatların sökülüp incelendiği yer olması nedeniyle belki bunun dışında tutabiliriz. Ancak bütün fabrikalarda güvenlik odası dediğimiz yerlerin arkasında üretim hatları kurulabilir. Mesela çalıştığım dönemde bir hattı otomasyona çevirmek istedik. Proje hazırlandı, ihaleye çıkıldı. İhaleyi alan firma yeterliliği olmayan, ambalaj üreticisi bir firmaydı. Daha önce hiç patlayıcıyla çalışmamıştı. Oysa her malzemenin elektrik iletkenliği, hassasiyeti birbirinden farklı. Ben ayrıldığımda ihalenin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen otomasyon işi hâlâ bitirilememişti. Bu yüzden ciddi bir planlama ve kaynak yaratılması gerekiyor.”