20 Temmuz 2023 05:25

Nasıl birleşilecek, kazanmanın yolu nereden geçiyor?

Hep aynı tarz ile bıktırıcı değil, iş yerlerine, sanayi havzalarına dayanan, daha uzun sürelere yayılan ama sonuç alıcı eylemleri örgütlemenin yolu en geniş mücadele birlikteliğinden geçiyor.

Nasıl birleşilecek, kazanmanın yolu nereden geçiyor?

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Emine UYAR

Emek Partisi İzmir İl Başkanı

TÜİK’in enflasyon rakamlarını açıklamasının ardından memur ve emekli maaşlarına yapılan düşük zamlar ile bu zamlı maaşlar daha cebe girmeden mal ve hizmetlere gelen zamlar, ardından da vergi artışları nedeniyle İzmir’de sendikalar peş peşe sokağa çıktı. Aynı talepler için, aynı sloganlarla ama farklı yerlerde yapılan bu eylemleri kısaca özetlersek:

KESK İzmir Şubeler Platformu, memur ve emekli maaşlarında baz alınacak TÜİK’in enflasyon rakamının açıklandığı 5 Temmuz günü, “Ne TÜİK’in sahte enflasyonu ne iktidarın refah payı aldatmacası, insanca yaşayacak ücret istiyoruz” diyerek, TÜİK Bölge Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Açıklamada seçim bütçesinin faturasının kamu emekçilerine ve emeklilerine yıkılmak istendiğine ve bunun kabul edilmeyeceğine dikkat çekilerek, yoksulluk sınırını aşan bir ücret talebi dile getirildi.

“TÜİK yalan, zamlar gerçek”, “Sermayeye değil, emekçiye bütçe” sloganlarının atıldığı eylemde, talepler yerine getirilmez ise grev ve direnişler örgütlemek üzere alanlarda olunacağı vurgulandı.

Aynı gün Ege Üniversitesi (EÜ) Hastanesinde SES, Birlik Sağlık-Sen, Genel Sağlık-İş, HEP-SEN üyesi sağlık emekçileri, “Tencerede taş değil aş kaynasın” diyerek basın açıklaması düzenledi. Yoksulluk sınırının üstünde, emekliliğe yansıyan temel ücret istediklerini söyleyen sağlık emekçileri, “Enflasyon artışları aylık olarak maaşlara yansıtılsın. Yılda iki kez bir maaş tutarında bayram ikramiyesi verilsin. Vergi dilimi yoksulluk sınırı seviyesinde yüzde 15’te sabitlensin” gibi taleplerini dile getirdi.

Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube, 7 Temmuz’da “Güne zam yağmuru ile uyandık! Hükümetin kaşıkla verip kepçe ile geri almasını protesto etmek için tüm çalışanları yapacağımız basın açıklamasına bekliyoruz” diyerek emekçileri iş yeri önüne çağırdı. Açıklamaya katılan sendika üyesi belediye emekçileri, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Zam zulüm işkence işte AKP” sloganlarını attı.

KADRO VE EK PROTOKOL TALEBİ

DİSK Genel-İş İzmir Şubelerine üye işçiler sendika genel merkezinin aldığı karar doğrultusunda, 11 Temmuz günü ‘gerçek kadro’ ve ‘ek protokol’ talebi ile iş bıraktı. Öğle saatlerinde Konak’ta yapılan eylemde, “Belediye işçilerinin ücretleri iyileştirilsin”, “Kamu çerçeve protokolü tüm işçiler için uygulansın” ve “Ekonomik krizin bedelini krizi yaratanlar ödesin” pankartları açılırken işçiler, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Kadro hakkımız engellenemez” ve “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlarını attı.

Aynı gün akşamüstü KESK İzmir Şubeler Platformu, “Seçim vaatleri yalan oldu, seyyanen mağduriyet büyüyor, memur ve emekli maaşları günden güne eriyor” diyerek, zamların ve tüm ek ödemelerin taban maaşa eklenmesi, vergide adalet, insanca bir yaşam ve temel tüketim maddelerine yapılan zamların geri alınması talebi ile Alsancak Garı önünde açıklama yaptı.

13 Temmuz’da bu sefer Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikasına üye işçiler sendikalarının çağrısı ile Büyükşehir Belediyesi başkanlık binası önünde toplandı. Burada konuşan sendika yöneticisi, 2022 yılında imzaladıkları toplu sözleşmelerin artan hayat pahalılığı karşısında yok olduğunu söyledi. “Her gün zam üstüne zam geliyor. Hayat pahalılığının durdurulamaz yükselişi alınan ücret artışlarını da aldığı gün yok etti. Biz emekçiler, dayanılmaz hayat pahalılığı ve eriyen ücretlerimiz yüzünden her geçen gün çoluk çocuğumuzun en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz aşamaya geldik” dedi.

İŞ YERİNDEKİ EMEKÇİLERİN İNİSİYATİFİ İLE

KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Karşıyaka Belediyesinde ise emekçiler her gün öğle arasında iş yeri önünde bir araya gelerek, yaşadıkları sorun ve dayatmalara karşı geçmiş toplu sözleşmelerden kazanmış oldukları haklarının ödenmesi ve süren toplu iş sözleşmesindeki taleplerinin karşılanması çağrılarını sürdürüyor.

Bu bir haftalık süre içinde Genel-İş, Belediye-İş, Tüm Bel-Sen, KESK Şubeler Platformu, EÜ’de sağlık iş kolundaki sendikalar aynı taleplerle ücretlere ilişkin eylemler yaptı. Yapılan eylemlerde en çok atılan sloganlardan biri “Birleşe birleşe kazanacağız” idi. Evet kazanmanın yolu birleşmekten geçiyor. İşçi sınıfının bugüne kadar yaşadığı deneyimlerden çıkardığı en önemli sonuç... Peki nasıl olacak bu birleşme? Aynı iş yerinde, aynı iş kolundaki ve diğer iş yerleri ile diğer iş kollarındaki işçi ve emekçilerle yaşanan bu bölünmüşlüğün sebeplerinin başında elbette sendikal rekabet ve alabildiğine bürokratlaşmış sendikacılık pratiği geliyor. Ancak eylemlerde ifade edilen taleplerin birisinin bile elde edilmesinin yolu bunların aşılmasını gerektiriyor.

Merkezi kararlarla, yıllardır aynı tarzda yapılan, sonuç alıcı bir hedefi önüne koymayan, görev savan eylem biçimleri işçi ve emekçilerin katılımını da düşürüyor doğal olarak. Sendika yöneticileri ve temsilciler düzeyini aşmayan, sorunları bizzat yaşayan binlerce üyeyi karar almaya ve eylemi örgütleme sürecine dahil etmeyen, bir grup işçinin gelip bağırıp gitmekten bıktığı, kamu emekçisinin; sendikaların ortaklaşmadığı, aynı talep için ayrı ayrı yapılan eylemlere katılmak istemediği bir süreçteyiz.

Emek Platformu gibi, İzmir Sendikalar Birliği gibi deneyimler yaşamış bu kentte, konfederasyon ayrımı yapmadan işçi ve emekçileri birleştirecek sendikal bir platformun eksikliği kendisini her geçen gün daha fazla hissettiriyor. İzmir Sendikalar Birliğinin birçok direnişte güçlü ve birlikte dayanışmayı örgütlemek, zamlara karşı birlikte mitingler gerçekleştirmek, yeni iş yerleri örgütlemek gibi olumlu yönleri bilindiği halde kontrol altına almak için sendika merkezleri ve bölge temsilciliklerinin şubelere baskısı ve İzmir Emek Demokrasi Güçleri Platformunun olması gerekçesi ile vazgeçilen İSB eksiklerine rağmen aranır olmuştur.

İŞ YERLERİ VE SANAYİ HAVZALARINA DAYANAN SONUÇ ALICI EYLEMLER

Yerel işçi ve sendikal birlikler, sendikaların örgütlenmesi, ücretlerin arttırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle verilen mücadelelerde hareketin yerel düzeyde birleşmesini sağlar ve bürokrasiye karşı bir direnç odağıdır. Farklı iş kolları ve sendikalar arasında dayanışmayı güçlendirip kolektif ruh ve bilincin oluşması için önemli bir araçtır. Günü kurtaran, hep aynı tarz ile bıktırıcı değil, iş yerlerine, sanayi havzalarına dayanan, daha uzun sürelere yayılan ama sonuç alıcı eylemleri örgütlemenin yolu en geniş mücadele birlikteliğinden geçiyor. Son akaryakıt zammında olduğu gibi ülke tarihinde görülmemiş zamlara tanıklık ettiğimiz, hızla fakirleştiğimiz, ırkçı, şoven, gerici dayatmalara her gün daha fazla maruz kaldığımız bugünlerde her türlü kazanımı korumak için hızla iş yerlerinden birleşerek, mahallelerimizden başlayarak ortaklaşmanın araçlarını oluşturmak zorundayız.

Evrensel'i Takip Et