ODTÜ’de hiçbir şeye bütçe yok!
“Ringler, topluluk hibeleri, yurtlar... Hiçbir şey için bütçe yok. Öğrencilere sürekli bu söyleniyor. Bu okulun bütçesi neye ayrılıyor merak ediyorum.”
Fotoğraf: MA
Zeynep ŞENOL
Zeynep ALGEDİK
ODTÜ
ODTÜ yurtlarına gelen ve %80’i bulan zamlar birçok öğrenci için şaşırtıcı oldu. En düşüğü 782 TL en yükseği 1754 TL arasında değişen yurt ücretlerinin yanında konuk evlerinin fiyatlandırılmasıysa en düşüğü 1515 TL ve en yükseği 5822 TL olacak şekilde zamlandı. KYK kredi ve bursunun 1250 TL olduğu ve buraya ocağa kadar bir zammın beklenmediğini de düşündüğümüzde ODTÜ rektörlüğünün yurtların fiyatlandırmasına dair aldığı zam kararıyla öğrencilerin geçim sıkıntısını göz ardı edilerek barınma hakları gasp edilmiştir. Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi bu sene de gelen zamlara ilişkin ODTÜ öğrencilerinin akıllarında oluşan sorulardan bir tanesi “ODTÜ’nün bütçesi nerede kullanılıyor?” oldu. Her seferinde bu sorunun akıllara geliyor olmasının ana sebeplerinden birisinin ODTÜ rektörlüğünün gelir ve giderler bakımından şeffaf bir tablo ortaya koymuyor olmasıyla birlikte bu bütçenin kullanımının, öğrencilerin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmemesi olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, yurtlar bu ücreti gerçekten hak edecek bir hizmet ve kapasite sunabiliyor mu? Zam haberinden sonra yaptığımız röportajlarda yurtların kapasite ve koşullarını, gelen zamları ve ODTÜ bütçesine dair tartışmaları ele aldık.
HER ŞEYE ZAM VAR, KYK’YA ZAM YOK
“Her şeye bu kadar zam gelirken KYK kredisi/bursuna zam gelmiyor.” Hazırlık öğrencisi olup zamlarla birlikte 1754 TL’lik en yüksek yurt ücretine sahip 19. Yurt’ta kalan bir arkadaşımız yurt ücretlerinin kesinlikle uygun olmadığını söylerken ücretlerin 100. Yıl Mahallesindeki bir öğrenci evinin fiyatlarına yaklaştığını da ifade etti. “Kaldığım yurtta ücretler son 1 yılda çok arttı. Önceden KYK kredisi/bursuyla ödenebilen yurt ücreti neredeyse iki katına çıkmış durumda. KYK ile bırakın geçinmeyi yurt ücretlerini ödemek bile imkânsız” diyerek 1250 TL olan KYK kredi/bursuyla geçinmek durumunda kalan bir öğrencinin bu zamlarla birlikte barınma konusunda yeni endişeleri olduğunu görebiliyoruz.
Hazırlık öğrencisi olan ve 1.yurtta kalan bir kadın arkadaşımız aldığı KYK kredi/bursunu barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarına harcadığını ifade ederek “Her şeye bu kadar zam gelirken KYK kredisi/bursuna zam gelmiyor. Bu da benim gibi pek çok öğrenci için geçinememe sorunu yaratıyor” diyor.
NEREDE BU OKULUN BÜTÇESİ?
19. Yurt’ta kalan arkadaşımız bütçe tartışmasına ilişkin “ODTÜ'de hiçbir şey için bütçe yok. Öğrencilere sürekli bu söyleniyor. Ringler, topluluk hibeleri, yurtlar... Hiçbir şey için bütçe yok. Bu okulun bütçesi neye ayrılıyor merak ediyorum” diyerek merakla karışık sitem ediyor. Bu siteminde yalnız değil, her sene bütçenin şeffaf bir biçimde paylaşılması, öğrencilerin bütçenin kullanımına ilişkin bu sürece dahil olması gerektiği öğrencilerin tartışmaları arasında çokça yer alıyordu. Elbette aramızda gelen zamlara ilişkin “Ülkede her şeye zam geliyor, bu zamlar normal” diyen arkadaşlarımız da oluyor. Bu noktada ODTÜ’nün 2022 devlet ödeneğinin 911.499.000 TL olduğu ve bu ödenekle beraber ODTÜ içindeki işletmelerden de aldığı kira vb. gelirlerle beraber büyük bir gelir miktarının olduğunu ancak bunların harcanmasında öğrencilerin ihtiyaçlarının gözetilmediğinin altını çizeriz. Örneğin bu sene yemekhane veya yurt kapasitesi sorunlarını çözmeye yönelik uzun süre bir şey yapılmayan rektörlüğün geçtiğimiz aylarda açıklanan projelerde golf sahası gibi öğrencilerin kampüs içinde birebir ihtiyaçlarına yönelik olmayan projelerin yanında sadece bir tane yurt yapma planı olduğunu gördük ki bu yurt projesinin bile biz öğrencilerin yıllardır verdiği mücadelenin bir sonucu olduğunu biliyoruz.
YURTLAR BU PARAYI HAK ETMİYOR
19. Yurt’ta kalan arkadaşımız bir yıldır yaşadığı yurdun kalitesinin bu süreçte herhangi bir olumlu değişime uğramadığını belirtirken yurtta yaşadığı bazı problemlerden bahsediyor bizlere. “Yurtta birkaç kez yaşanan ve günlerce süren sıcak su kesintileri mevcut. Benim kaldığım yurtta temizlik her ne kadar çok kötü olmasa da yetersiz. Net bir şekilde hijyen eksikliği var. Yurtlar genel olarak tozlu ve kirli. Çamaşır ve kurutma makinelerinin sayısı ve kaliteleri yetersiz. Bazı makinelerin sürekli bozulması sebebiyle çamaşır yıkanması konusunda aksaklıklar yaşanıyor. Personel sayısının arttırılması, temizlik malzemelerine daha fazla bütçe ayrılması, çamaşır ve kurutma makinelerine düzenli bakım yapılması ve bazılarının yenilenmesi gerekiyor” diyor.
1. Yurt’ta kalan arkadaşımız da diğer arkadaşımızın bahsettiği sorunlar noktasında hemfikir. “Zamlı yurt ücretlerine baktığımızda hiçbir yurt bu parayı hak edecek imkanlar sunmuyor. Örneğin KYK yurtlarındaki gibi bir yemek verme durumu yok. Özellikle ilaçlama gibi pek çok hizmet düzgünce yerine getirilmiyor. Bu yüzden yurtlardaki öğrenciler özellikle yazın böceklerden çokça şikâyet ediyor” şeklinde ekliyor.
Biyolojik Bilimler 4. sınıf öğrencisi olan ve uzun zamandır ODTÜ yurtlarında kalan bir arkadaşımızsa belki de yurtta kalan birçok öğrencinin yaşadığı, küçük görünen ama öğrenciler için sıkıntı doğuran bir konu olan bireysel alanların olmamasını eleştirdi. Ders çalışmak veya telefonla konuşmak için bile düzgün bir alanın olmaması yurt hayatı içinde normal gözükse de öğrencilerin temel yaşam standartlarını umursamadıklarını gösteriyor. Yurt hizmetlerine dair de “Yurtların çoğundaki eşyalar ilk alındıkları zamandan kalma. Fayanslardan tutun buzdolaplarına kadar birçok eşya ya bozuk ya da kırık. Yurt yönetimi de bu eşyaları tamir etmek veya değiştirmek için doğru düzgün bir çaba göstermiyor” diyerek öğrencilerin en doğal talepleri olan düzgünce yaşama isteklerinin göz ardı edildiğini söylüyor. Aynı zamanda bugün yaşadığımız ekonomik krizle beraber yurtlara ve diğer temel ihtiyaçlarımıza gelen zamların sonucu olarak üniversiteyi kazanan ancak okuyacak bütçeye sahip olamayan ve okulu donduran ya da bırakan öğrencilerin varlığına dikkat çekti. En temel haklarımızdan biri olan eğitim bile günümüz koşullarında daha da sınıfsal oldu ve bu durumu düzeltecek bir adım üniversite yönetimlerince atılmıyor. Eğitim hakkımız bu derece gasp edilirken buna göz yummamalı, bulunduğumuz her alanda bizlerle aynı sorunu yaşayan arkadaşlarımızla bir araya gelip konuşmalı, tartışmalı ve hakkımızı arayacak mücadele hattını kurmalıyız.