20 Temmuz 2023 15:27

Tatil mi? Memleket bu haldeyken!

Başka bir dünya mümkün” şiarıyla yola çıktığımız kampın, bu sene yirmincisini düzenliyoruz. Gelecekten bir hafta çalmak isteyen tüm gençleri bekliyoruz!

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Nisa ÇİÇEK

Eyüp/İstanbul

 

Geçtiğimiz günlerde gözlerimizi zam yağmuruna açtık. Vergide adaletsizlik sürerken, halkın sırtına acımasızca vergiler yüklenirken, kârlarını katlayanlara dokunulmadı. Politik ve sınıfsal tercihlerin sonucu olarak bir avuç zengin sermayedar ceplerini doldururken, ülkenin çoğunluğu yoksullaştı. KDV yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkarıldı. Temizlik ürünlerinden teknolojik aletlere, sigara-alkolden pasaport harçlarına her şey artık daha pahalı. Süte, ekmeğe, peynire, zeytine, diş macununa, şampuana… Bütün temel tüketim ürünleri zamlandı. TÜİK’in açıkladığı değerin kat be kat üstünde olan gerçek enflasyon, maaşlara yapılan zamlarıysa şimdiden eritti.

YALANA BAK, “GENÇLER İŞ BEĞENMİYOR”

Bu zam gündemi ve en temel ürünlere dahi erişimimizin kısıtlandığı tablodaysa, genç arkadaşlarımızla zamları, günlerini nasıl geçirdiklerini, tatil planlarının olup olmadığını konuştuk.

Okulların kapanmasıyla birlikte çoğu gencin günlük harcamalarını karşılamak ya da tatil bittiğinde okul masrafları için, ev kirası veya yurt ücreti için şimdiden çalışmaya başladığını görüyoruz. Bazı arkadaşlarımız içinse çalışmak tatille birlikte başlamamış, zaten giderlerini karşılayabilmek için okurken çalışmak zorunda bırakılmışlar. Asgari ücretin altında ve zor çalışma koşullarında çalışan arkadaşlarımız işten eve döndüklerinde tüm enerjilerinin tükendiğini, ne aileleriyle ne arkadaşlarıyla vakit geçirmeye hallerinin kalmadığını söylüyorlar. Yaptıkları işler genellikle bir dükkânda çıraklık olarak başlıyor, liseyi ya da üniversiteyi bitirdikten sonra da aynı işte çalışmayı planlıyorlar. Ev ve iş arasında mekik dokumaktan bıkmışlar ama başka türlü bir yaşamın mümkün olmasını bırak, hayalini bile kurmaktan çok uzaklaşmışlar, daha doğrusu uzaklaştırılmışlar.

Devamlı işlerin yanı sıra, günlük işlerde sigortasız ve güvencesiz çalışmayı tercih eden bir kesim de var. Bu tercihin sebebini sorduğumuzdaysa gitmek istedikleri etkinliklere ya da gezmek istedikleri yerlere gittiklerinde ortaya çıkan masrafları karşılamak için tercih ettiklerini belirttiler. Sıklıkla günde sekiz saatin üzerinde olan çalışmalarının sonucunda kazandıkları paranın ise hiçbir şeye yetmediğini ve aynı zamanda güvencesiz koşullarda çalışarak kazandıklarından daha fazlasını riske attıklarını vurguladılar. Eğlence parkında görevli olarak çalışan bir arkadaşımız, geçtiğimiz günlerde iş arkadaşlarından birinin kullanılan malzemelerin bakımı düzgün ve düzenli bir şekilde yapılmadığı için yüksekten düşerek dizini incittiğini ve ucuz atlattığını söylüyor. Onun yerinde kendisinin de olabileceğini ve bu olaydan sonra işi bırakmayı düşündüğünü ama daha iyi başka bir iş bulamayacağı için işe devam etmeye mecbur kaldığını söylüyor. Gerçekten de arkadaşımızın belirttiği gibi, iş arayan ama iş bulamayan da bir sürü genç var, pek çoğu “gençler iş beğenmiyor” zihniyetini haksız çıkaracak şekilde, kriterlerini oldukça düşük tuttukları halde iş bulamadıklarını belirtiyorlar.

BÜTÇEYE UYGUN TEK SOSYAL ALAN: MAHALLE

İşten arta kalan zamanlarda ne yaptıklarını sorduğumuzdaysa aldığımız cevaplar ortaklaşıyor. Vakit ve enerji buldukları anlarda arkadaşlarıyla mahalle çevresinde, yeşil alanlarda oturduklarını; mahalle çevresinden uzaklaşmaya hem vakit ayıramadıklarını hem de para yetiştiremediklerini, popüler yerlerde yapacakları harcamalar bir kenara, oralara ulaşırken bile çok para harcadıklarını söylüyorlar. Marketleri birer birer gezerek en uygununu aradıkları atıştırmalıklarla yeşil alanlarda vakit geçiren gençler, önceki gün aldıkları ürünün fiyatının ertesi gün zamlandığını, tek eğlencelerinin de yavaş yavaş ellerinden gittiğini düşünüyorlar.

Zamları takip ettikleri ürünlerin başında sigara geliyor. Pek çok genç, mevcut ekonomik durum, kötü gidişat, umutsuzluk ve yılgınlık karşısında bir kaçış yolu olarak sigarayı konumlandırıyor. Lüks sayılabilecek tek harcamalarının bu olduğuna dikkat çekiyorlar. Konsere, sinemaya, eğlence mekanlarına uzun zamandır bilet almadıklarını, belediyenin düzenlediği konserleri takip ettiklerini, ayda 1 eğlenmek için dışarı çıkmanın koşullarını yaratmaya çalıştıklarını, çoğunlukla da gerçekleştiremediklerini ifade ediyorlar. Hâl böyle olunca aslında hayallerindeki tatil ve yaşadıkları tatilin birbirinden çok farklı olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Hepsi kendilerine vakit ayırmayı, gezmeyi, eğlenmeyi, denize girmeyi, festivale gitmeyi, yurtdışına çıkmayı elbette ki istiyor, ama çalışmak zorundalar. Çünkü birkaç sermayedar daha fazla kâr etsin diye ortaya çıkan hayat pahalılığında zam, yüksek vergiler ve enflasyon altında ezilen onlar.

Fakat bu demek değil ki böyle yaşamaya devam edecekler, edeceğiz. Bir araya geldiğimizde bu durumu değiştirebileceğimizi biliyoruz. Nasıl yapmalıyız bunu öğrenmeye ihtiyacımız var sadece. Bu sorunun cevabını merak edenlere sesleniyoruz. Gençlik Yaz Kampı, hayalini kurduğumuz yaşamı deneyimlemek için çok iyi bir fırsat. “Başka bir dünya mümkün” şiarıyla yola çıktığımız kampın, bu sene yirmincisini düzenliyoruz. Gelecekten bir hafta çalmak için hayalini kurduğumuz yaşamı prova etmek isteyen tüm gençleri bekliyoruz. Eminiz ki dünyayı yerinden oynatabiliriz, yeter ki ellerimiz ellere kavuşsun.

ÖNCEKİ HABER

Yersiz yurtsuz kaldık ama sanmayın ki yıkıldık

SONRAKİ HABER

Körfez turu | CHP'li Karabat: Kamu ve özel sektör şirketlerini satmak için pazarlık yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa