'Suriyeliler çalışmasın’dan kazanımla biten ortak greve
Suriyeli mülteciler çeşitli şekillerde hedef gösterilirken, Nakliyat-İş yaptığı basın açıklamasıyla mültecileri BOP’un parçası ve istilacı olarak tanımladı.
Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
Volkan PEKAL
Adana
Adana’daki sayacılar, Suriyeli mültecilerin çeşitli şekillerde hedef gösterilmesine birlikte çıktıkları grevleri hatırlatarak yanıt veriyor. Daha ucuza çalışmak zorunda kalan Suriyelilerin saya fiyatlarını düşürdükleri gerekçesiyle 2014 yılındaki eylemlerde “Suriyeliler iş yapmasın” talebinin öne çıktığını hatırlatan sayacılar, sonraki yıllarda ise Suriyelilerle birleşerek greve çıktıklarını, bu şekilde hak aldıklarını söylüyor.
Suriyeli mülteciler çeşitli şekillerde hedef gösterilirken, çok sayıda kayıtsız mülteci işçinin düşük ücretlerle çalıştırıldığı taşıma iş kolunda faaliyet gösteren sendikalardan Nakliyat-İş de geçen salı günü İstanbul’daki ABD Konsolosluğu önünde bir basın açıklaması yaparak, mültecileri Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası ve istilacı olarak tanımladı. Bu konuda birçok sendika sessiz kalmayı tercih ederken Adana’daki sayacılar ise Suriyeli işçilerle yaptıkları ve kazanım elde ettikleri grevleri hatırlatıyor.
2017’DE BİRLİKTE GREVE ÇIKTILAR
Adana, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından itibaren çok sayıda mültecinin geldiği iller arasında yer aldı. Çoğu Halep’te ayakkabı işçiliği yapan Suriyeli mülteciler, iş aradıklarında soluğu Adana’da ayakkabı üretiminin merkezi olan Büyüksaat’in arka sokaklarındaki atölyelerde aldı.
Onlarca yılın ardından ilk kez 2012’de topluca iş bırakan sayacıların eylemi kazanımla sonuçlandırmıştı. 2014’te ise yeniden zamlar için harekete geçme gündeme geldiğinde sayacıların dilinde zam talebi ile birlikte “Suriyeliler saya dikmesin” sözleri de yer alıyordu. 2017’de ise düşen ücretler, artan hayat pahalılığı karşısında iş bırakma eylemleri yeniden gündeme geldiğinde bu sefer yerli işçilerle birlikte Suriyeli saya işçileri de vardı. “Suriyeliler saya dikmesin” talebinin hayatta karşılığı olmadığının farkına varan yerli işçiler, mülteci işçilerle birlikte iş bırakarak kazandılar.
"GREVİN NE OLDUĞUNU SORUYORLARDI"
2014’te “Suriyeliler saya dikmesin” talebinin nedenini Suriyeli işçilerin saya fiyatlarını düşürmesi olduğunu hatırlatan Sayacı Hüseyin Yanar, “Yeni gelmişlerdi. Hiçbir şey bilmiyorlardı. 2017’de ‘Greve çıkacağız’ dedik, ‘Grev ne?’ diyorlardı. İçlerinden 5-10 tanesi bize uydu, sonra diğer arkadaşlarını da ikna ettiler. Greve katılmak istemeyenleri zorla kattılar. Grevle hak elde edildiğini gördüler. Artık ucuza diken pek yok. Şimdi grev oldu mu bizden önce çıkıyorlar. Toplantı desek bizden daha kalabalık geliyorlar. Çünkü onlar da geçinemiyor” diyor.
"MESLEKTE YETİŞEN SURİYELİ ÇOCUKLAR"
Mülteciler, kayıtlı çalışma imkanları çok sınırı olduğu için tarım, tekstil gibi iş kollarında çalışıyor. Bu iş kolları gibi ayakkabı üretiminde de Suriyeli mültecilerin sayısı yerli işçileri geçmiş durumda. Yanar, Suriyeli sayacı oranının yüzde 50’yi geçtiğini söylüyor.
“Peki yerli sayacılara ne oldu? İşsiz mi kaldılar?” Yanar’ın anlattığına göre 2018’de yaşanan dolar krizinde ve işlerin durduğu sonraki yıllarda yerli işçiler fabrikalara, belediyelere işçi olarak girdi, bir kısmı da esnaflık yapıyor. Sayada asgari ücretten daha fazla kazansalar da en ufak krizin işsizlik olarak yansıdığını anlatan Yanar, “Makinesini satan bir daha dönmedi. Zaten alttan yetişen de kalmadı. Meslekte yetişen sadece Suriyeli çocuklar var. Fabrikada asgari ücret veriyorlar ama her ay alacağın ücret belli. Biz asgari ücretin üzerine günde 10 saatten fazla çalışarak çıkıyoruz. Fabrikada saati, belli, sigortan yatıyor. Ben BAĞ-KUR primimi yıllardır yatıramıyorum. Çocukların okulu bitsin, beş seneye mesleği bırakacağım. Asgari ücretle bekçilik yaparım, bu işten iyi” diyor.
"PATRONA GERİ ADIM ATTIRMAK İÇİN BİRLEŞMEK GEREKİR"
Türkiyeli bir işçi de şunları söylüyor: “Ortada insanların fırsatçılığı da var. 5 liralık ev kirasına Suriyeliler geldi diye 50 lira istediler. Burada da patronlar ucuza çalıştırdılar. Bu insanlığa sığmaz. Emekliyim. Zam almadık. Ben yine 7 bin 500 alacağım. Bu yüzden hâlâ çalışıyorum. İşçiler sorununu düşmanlık ederek çözemez, patrona geri adım attırmak için birleşmek gerekir.”
Muhammed isimli bir işçi de “Depremle birlikte merhamet de bitti. Deprem olmuş, insanın merhamete gelmesi lazım. Buraya Hatay’dan çocuklar geldi. Zaten Allah vurmuş. Yanımıza aldık, çalıştı. Yardımcı olmazsan olmaz. Bin liralık eve 4 bin lira istiyorlar” diyor.
Grevde birleştikleri için kazandıklarını ifade eden Muhammed, “Biz greve çıktığımızda hepimiz çıkıyoruz. Birlikte hareket edilmiş oluyor. Suriyelilerin ayrı bir WhatsApp grubu var. Derneğin mesajları orada Arapça olarak da paylaşılıyor. Herkes alınan kararlara uyuyor” dedi.
"EL ELE VERDİK, HAKKIMIZI ALDIK"
2017’deki iş bırakma eyleminden önce ucuza çalışmak zorunda bırakıldıklarını belirten Hasan isimli işçi, “Şimdi işi hakkından aşağı dikmiyoruz” diyor. Grevi burada öğrendiklerini dile getiren Hasan şunları söylüyor: “Suriye’de grevin ne olduğunu bilmezdik. Orada zaten fiyatlar çok artmazdı. Ekmeğin fiyatı da sayanın fiyatı da çok fazla değişmezdi. Savaş çıkana kadar şeker, ekmek yağ fiyatları hep aynı. Burada fiyatlar arttıkça geçinmek zor hale geldi. Greve çıktık. El ele verdik, hakkımızı aldık. Davulla zurna ile kutladık. Türk Suriyeli beraberdi. İyi oldu. Türk’ün de hakkı var Suriyeli’nin de hakkı var. Patron ucuza çalıştırıyordu. Sorun patronda. Yevmiye 500 lira ise 300 liraya çalıştırmayacaksın. Bunun için işçilerin birlik olması gerekiyor.”