21 Temmuz 2023 01:29
/
Güncelleme: 00:34

Laik eğitim kime lazım?

İktidarın derdinin herkesin eğitime kazanılması ve bilimsel bir eğitim alması olmadığını bu ülkenin her genci yakından bilir!

Laik eğitim kime lazım?

Ece AKIN

Galatasaray Üniversitesi

Eğitim her aşamasında sağlanması gerekli bir ilke olarak laiklik, öğretim kurumlarında dinin hem düşünce sistematiğinin hem de normlarının eğitim ve eğitimdeki sosyal ortama nüfuz etmesinin önüne geçilmesini gerektirir. Nitekim eşit yurttaşlık temelinde verilmesi gereken kamusal eğitim, bütün inançlar karşısında tarafsız olmalı, hiçbirinin diğerine göre üstünlüğünü esas alarak işletilmemelidir. Öte yandan dini düşünce sistematiğinin eğitim müfredatından uzak tutulması, her yurttaşın insanlığın en ileri birikimiyle buluşmasının garanti altına alınmasının koşuludur. Bilimsel eğitimin yerini dinci-gericiliğin ve hurafelerin alması, gençliğin kişisel, sosyal, akademik gelişiminin kamunun sorumluluğundan çıkmasını ifade eder.

BURJUVA PARLAMENTOSUNUN GERİCİ BAKANLARI

İşte bu tablo karşısında, manevi danışman atamalarıyla, ÇEDES projesiyle ve ilkokul, ortaokul, liselerde verilen din eğitimi derslerinin son dönemlerde dönüştürülen içerikleriyle ulaşılmaya çalışılan bir düzen var. Bu düzenin inşa çabasının temel aldığı politik aygıtları aralayabildiğimiz takdirde laik eğitimin neden ve kime lazım olduğunu anlayabiliyoruz, neden herkese sağlanmasının bir zorunluluk olduğunu ve her koşulda sağlanması gerekliliğinin cevaplarını da tespit etmiş oluyoruz. Milli Eğitim Bakanı’nın yakın zamanda yaptığı açıklanmayı buna örnek olarak gösterebiliriz. Kız çocuklarını erkeklerle aynı okula göndermek istemediğini belirten aileleri bir gerekçe olarak göstererek “Kız okulları kurulabilir” açıklamasıyla bunun bir “zenginlik” olacağına dair bir kof değer aidiyeti özgürleştiricilik yalanlarına düğümleniyor. Laik eğitimin bir basamağı olarak yer alan karma eğitimi çiğneyen bunun gibi söylemler ve açıklamalar aksine, ilerleyen günlerde başka dinci-gerici uygulamaların ve baskı politikalarının önü oluyor, ayağı oluyor.

İktidarın açıklamasına göre bu uygulama, kız çocuklarını okula göndermek istemeyen “mütedeyyin” aileler içinmiş. Yani onların eğitim hakkı için! Halbuki bu açıklama ne iktidarın gerçek niyetini gösterir ne de eğitim hakkı böyle bir şeydir. Laiklik ilkesinin bir sonucu olarak din bireysel bir mesele olarak ele alınmalıdır ve toplumsal yaşamın örgütlenmesi konusunda asla referans alınamaz, kurumlar ve sosyal hayat buna göre şekillendirilemez. Dolayısıyla eğitim gibi kamusal bir hak olarak kazanılmış, dolayısıyla din, dil, ırk, inanç, sosyal statü gözetilmeksizin bütün yurttaşların eşit bir biçimde yararlanmasının zorunlu olduğu -ki bunu sağlamak ve garanti altına almak da devletin görevidir- bir ihtiyaç ve hak, bunun aksi uygulamalarla verilemez.

Üstelik iktidarın derdinin herkesin eğitime kazanılması ve bilimsel bir eğitim alması olmadığını bu ülkenin her genci yakından bilir! Her gencin eşit bir biçimde bilimsel bilgiyi öğrenmesi, bilimsel düşünme sistematiğini kazanması iktidarın gerçek amacı olsa örneğin müfredatta evrim teorisinin yerini zorunlu din dersleri almaz, her yere imam hatip liseleri açılıp gençler buralara zorla yönlendirilmez veya Milli Eğitim Bakanı “Meslek liselerinde yetişen daha fazla ara elemana ihtiyacımız var” diye bir açıklama yapmaz!

EĞİTİM İKTİDAR POLİTİKALARIN MAŞASI OLMASIN DİYE

İmam hatip okullarına yapılan teşvikler ve dinci eğitimin önünü açan, genişlemesine olanak tanıyacak olan her uygulama, kız okulları açılmasına göz kırpılan açıklamalar da genç kadınların hak ve özgürlüklerinin eldesini, gençliğin en geniş kesimlerinin gelecek mücadelesinin kazanım düzeylerini etkiler. Dolayısıyla laik eğitim her genci ilgilendirdiği gibi her gence lazımdır da. İşçi-emekçi ailelerin çocuklarının MESEM’lere sıkıştırılması, devlet eliyle gençliğin sosyal ve kültürel alanlarına çöreklendirilmeye çalışılan tarikatlar ve cemaatler, eğitim sisteminin içinin boşaltılmasına bir ilave olarak sürekli değişen ve her değişimde ayrımcılığın derinleştirildiği, özgür ifade alanlarının daraltıldığı müfredat laikliğin bilimsel, nitelikli ve eşit bir eğitimle ne kadar bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.

Manevi-mili değerler kıskacına alınmak istenen eğitim halbuki laik olduğu müddetçe gerçek işlevini yerine getirebilir. Halkın çıkarlarına hizmet etmeyen, gençliğin geleceğini politik bir tercih olarak güvence altına olarak almayan ve yalnıza kendi ideolojik aygıtları üzerinden kurulmaya çalışılan dinci-gerici, bilimsellikten ve laiklikten uzak eğitim anlayışıyla bütün bir gençlik bugünüyle ve geleceğiyle saldırılara açık hale geliyor.

Laiklik bu sebeplerle bu ülkedeki her gencin, çok yönlü gelişimleri ve bilimsel bir eğitim alabilmeleri için ihtiyacıdır. Laik eğitim bazı okullarda, bazı yerlerde ortaya çıkan isteklere göre sağlanacak bir uygulama değildir, koşulsuz her eğitim basamağında ve herkesin ihtiyacının, hakkının olduğu bir ilkedir.  Laik eğitime yapılan saldırılar da bu bağlamda gençliğin en geniş kesimlerinin birebirde muhatabı olduğu bir gerçekliktir, gençliğin geleceğinin ve geleceğin gençliğinin paydaşı olan herkes için laik eğitim hakkı esastır.

Evrensel'i Takip Et