21 Temmuz 2023 04:21

Ev işçisi kadınlar: Emekleri görünmez, hayatları güvencesiz

Emekleri görünmez ve hayatları güvencesiz olan ev işçisi kadınlar; belirli çalışma saatleri ve iş tanımı ile işçiler gibi haklara sahip olmak istiyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

Türkiye’de 1 milyonu aşkın ev işçisi kadın, kendi evlerinde yüklendikleri tüm bakım işlerini günde birkaç defa başka evlerde, ofislerde, bürolarda da yaparak hayatını geçindiriyor. Emekleri görünmez ve hayatları güvencesiz olan ev işçisi kadınlardan biri Sultan Karasu. 30 senedir ev işçiliği yapan Sultan, gittiği evdeki iş bitince kendi evindeki işin başladığını anlatıyor. İmece Ev İşçileri Sendikası’ndan Minire İnal ise bir sitenin bahçesinde bahçıvan olarak çalışıldığında işçi sayıldığını fakat ev işçisi olarak çalışanın işçi sayılmadığını belirterek güvence talep ediyor.

BAŞKASININ EVİ BİTİNCE KENDİ EVİ BAŞLIYOR

Sultan ellilerinin ortasında, 20 yaşından beri ev işçiliği yaparak hayatını sürdüren bir kadın. İki çocuğu olan Sultan; 30 senedir bürolarda, evlerde çeşitli temizlik işlerinde çalışmış. Çalışma hayatının zorluklarını anlatırken çalışma saatlerinin sabit olmadığından, mesela bir eve erken gitseler de aynı saate kadar çalışmalarının beklendiğinden, mola saatleri olmadığından söz ederek başlıyor Sultan.

Bu sene ev temizliğinde günlük ücretler 750-800 bandında. Hayat koşulları nedeniyle geçinmek için her gün çalışmaya mecbur olan Sultan, kazandığı bu paranın günlük geçinmeye ancak yettiğini kenarda para biriktirmenin artık hayal olduğunu söylüyor. Genelde yaptığı işin kolay, istenen paranın fazla görüldüğünü söyleyen Sultan için yemek ve yol parası da başka bir problem. Sultan, yol parası istediğinde genelde karşı taraftan “İlk defa böyle bir şey duydum” cevabını alırken çalıştığı yerlerde kimi zaman yemek bir önceki günden kalma, kimi zamanda atıştırmalık oluyor.

Sultan’ın değindiği bir başka nokta ise gün boyu para kazanmak için yaptığı ev işlerini, kendi evine gelince de yapmaya devam etmesi. Sultan bir gününü anlatırken eve gelip çantasını hole bıraktığını, sonra “Yeniden çalışmaya başladığını” söylüyor.

GÜVENCESİZLİK, İSTİSMAR KORKUSU…

Ev işçisi kadınlar için başka bir tedirginlik ise ev ya da ofis gibi kapalı ortamlarda yalnız çalışmanın artırdığı istismar korkusu. Sultan bu endişeyi biraz da olsa gidermek için eğer evde kimse yoksa girdiği anda kapıyı kilitlediğini söylüyor. Kendisi yaşamasa da diğer ev işçisi kadınların istismara uğradığını sık sık duyan Sultan da bu endişeyi taşıyor.

Güvencesizliği sorduğumuzda ise hayıflanarak bunun başlı başına ayrı bir problem olduğunu söylüyor. Bu güvencesizliğin yarattığı endişeyle en çarpıcı karşılaşmasını Sultan şöyle anlatıyor: “Örneğin bir kere bürodan çıkınca karşıdan karşıya geçerken araç çarptı bana. Arkasından ya ölseydim diye hıçkıra hıçkıra ağladım. Çocuklarım ne yapardı düşüncesi kafamdan çıkmadı. Bir defasında da ayağım kırıldı mesela. Ne sigortam ne de bir güvencem olduğu için çalışmadığım o kısacık sürede geçinmekte çok sıkıntı yaşadım, sonra mecburen bir ofiste yarım zamanlı çalışmaya başladım. Başka bir işte örneğin hasta olduğunuzda rapor alırsınız ve izinli sayılırsınız. Fakat ne izin ne tatil ne hastalık ne ölüm, hiçbir şey belli değil bizim için”

‘KADINLARIN ÜSTÜNDEKİ BASKI YAN YANA GELMEYİ ENGELLİYOR’

Sultan İmece Ev İşçileri Sendikasına üye. Tüm bu bahsettiği problemlerini çözmek için sendikanın faydalı olduğunu düşünüyor. Beşiktaş’ta kendi deyimiyle “Trilyonluk işler yapan fakat eve gelen ev işçisine yemek söylemekten aciz” bir sanat galerisinin temizliğine giden Sultan parasını günlerce alamayınca sendikaya haber veriyor. Sendika müdahil olunca “Ev işçilerinin sendikası mı varmış?​” denilerek paranın hemen hesabına yattığını anlatan Sultan, tanıdığı diğer ev işçisi kadınların sendikaya kendisi kadar sıcak bakmadığını anlatıyor.

Sultan’a göre bunun en büyük sebeplerinden biri korku. Kadınların baskılar nedeniyle yan yana gelmekten çekindiğini anlatan Sultan, yılda birkaç defa gerçekleştirdikleri buluşmalara çağırdığı kadınlardan polisle karşılaşma, karakola götürülme endişelerini duyduğunu söylüyor. Örneğin şu an ortalama bir günlük ücret 750 iken 500 liraya çalışan bir arkadaşından bahseden Sultan, “’Allah bereket versin’ diyor. Allah bereket versin tabii de Allah almıyor ki onun bereketini patronun alıyor” diye sitem ediyor. Korkunun dayanışmanın önünü kestiğini vurgulayan Sultan, “Hükümetin derdi de bu ya zaten, kadınlar yan yana gelmesin, bilinçsiz kalsın” diyor.

EV İŞÇİSİ KADINLAR GÜVENCE İSTİYOR

Ev işçilerinin İş Kanunu kapsamında olmaması sebebiyle emeklilik, sağlık sigortası gibi olanaklardan faydalanamadığını ifade eden İmece Ev İşçileri Sendikası Temsilcilerinden olan Minire İnal, neden ev işçilerinin İş Yasası’na alınmadığını soruyor. Bir sitenin bahçesinde bahçıvan olarak çalışıldığında işçi sayıldığını fakat yan evde ev işçisi olarak çalışanın işçi sayılmadığını ifade eden İnal, “Aynı evde 10 günün altında çalışıyorsan yalnızca iş kazası için sigortalanıyorsun. Bu işvereni koruyan bir sigorta çünkü biz ne emeklilikten ne de sağlık sigortasından yararlanabiliyoruz” diyor. İnal aynı zamanda pek çok ev işçisi kadının ayda 30 gün neredeyse 30 farklı evde çalıştığını vurguluyor.

İnal, çalışma koşullarına dair taleplerini “İnsana yakışır iş istiyoruz. Bir iş tanımı, belirli çalışma saatleri istiyoruz. Bunlar her işçinin hakkı ve bizim de hakkımız” diye anlatıyor. İnal, bu taleplerin gerçekleştirilmemesinin sebebinin ev işçilerinin yüzde 90’ının kadın olması ve ev işlerinin “kadına uygun” görülüp görülmemesi olduğunu soruyor.

ÖNCEKİ HABER

Motorine 1 lira 55 kuruş zam geldi

SONRAKİ HABER

EMEP Gebze'de işçi sendikalarını ziyaret etti: Beraber mücadele edeceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa