Atölye yürütücüleri Gençlik Kampı'na çağırıyor: Başka bir sanat mümkün
İzmir Selçuk’ta gerçekleşecek 20. Gençlik Yaz Kampı’ndaki sanat atölyelerinin yürütücüleri “Başka bir sanat mümkün” diyerek tüm Türkiye gençliğini kampa davet etti.
Görsel: Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
İlki 1998’de Dünya Gençliği Buluşması adıyla Bergama’da gerçekleşen 20. Gençlik Yaz Kampı bu yıl da 31 Temmuz-7 Ağustos tarihlerinde İzmir Selçuk’ta gerçekleşecek. Gençler 8 gün boyunca tiyatrolar ve konserlere ek olarak birçok atölyeye katılacak. Kampta politik denge, politik iktisat, kukla, Kürt dili ve edebiyatı gibi çeşitli atölyelerin yanı sıra sanat atölyeleri de oldukça dikkat çekiyor. Modern dans, koro, heykel ve kukla atölyelerinin yürütücüleri bu sene “Başka bir sanat mümkün” diyerek atölyelerinde ve kampta neler yapacaklarını anlattı.
‘DANS SANATINI ALTIN VARAKLI SALONLARDAN ÇIKARACAĞIZ’
Modern Dans Atölyesi Yürütücüsü Ekim Deniz Akarslan “Başka bir dünya mümkün” şiarıyla gerçekleşecek olan 20. Gençlik Yaz Kampı’ndaki Modern Dans Atölyesini anlatıyor. “Biz gençlerin yan yana gelip kolektif bir yaşamı deneyimleyeceğimiz bu kampın dans atölyesi de başka bir dansın mümkün olacağı üzerine olacak. Tartışmalarımız ve pratikte yapacağımız, birlikte hazırlayacağımız koreografilerle hepimizin nasıl hareket ve dans edebileceği üzerine araştırmalar yapacağız. Dans sanatını altın varaklı salonlardan çıkarıp başka bir dünyada yaşamanın provasını yapacağımız 20. Gençlik Yaz Kampı’na taşıyacağız!”
‘SANATSAL ÇALIŞMALAR YAŞAMA SANATINA HİZMET EDER’
Gençlik yaz kampında heykel atölyesinin 10 yıldır yürütücüsü olan Uygur Orhan ise, “Bir bambaşka dünyanın çıraklığı, heykel atölyesi için bu yıl da yepyeni duyarlılıklara çamur yoğuracağız. Düşlerimizi biçimlendireceğiz. Doğaçlama buluşlar parmaklarımız arasında ya eriyecek ya da bozulup bambaşka şekillere verilecek. Bu çocuksu oyunun bir parçası olacağız. Dışarıya uzamış beynimiz olan elimiz, o heyecanı yaşayacak. Her yıl yepyeni kamp katılımcılarıyla, bir çeşit soru, güzel günlere çağrı, korku dağıtan cesaret ve en önemlisi beraberlik bilinci. Kolektivizm işte böyle sevinçlere, paylaşımlara yarar. Estetiğimizi başka bir dünyayı mümkün kılmak için gereksinimlerimize göre yönlendireceğiz, içinizin yankısı ne diyorsa. Dirençli yanlarımızı ortaya çıkarmak istiyorsak bu kampta çok etkili uğraşlar bulacaksınız” dedi.
Atölyeyi anlatmaya devam eden Orhan, “Bizim atölyemiz sanatın saati belli olmadığı için 24 saat açık olacaktır. O yüzden zaman kavramı olmayan atölyemiz düşleri ile o yüce piramide bir tuğla daha koyan sizlerin yapıtı olacaktır. Heykel bir ihtiyaçtır. Yaptığımız tüm sanatsal çalışmalar yaşama sanatına hizmet eder. Tüm yaşamalar heykelin bir biçimidir. Haydi, bu sürece katılmaya! Ekmeğin tadına yenilerek, elmanın tadına dişleyerek varılıyorsa; sevişmenin tadı sevişme sürecinin içindeyse haydi heykel atölyesine, yabancılaşmaya inat kendimiz olmanın kavgasına” şeklinde konuşarak tüm Türkiye gençliğini 20. Gençlik Yaz Kampı’na davet etti.
‘KORODA BİRBİRİMİZDEN ÖĞRENECEK VE BİRBİRİMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ’
Koro ve Şan Atölyesi Yürütücüsü Yağmur Su Özdemir ise, “Sanat Fabrika olarak, sanatı hepimiz için ve herkes için ulaşılabilir kılmak adına İstanbul’da bir yola çıkmıştık bugün ise başka bir dünya mümkün diyerek İzmir Selçuk’ta 20. Gençlik Yaz Kampı’nda buluşuyoruz. Kampta başka bir koro ve şan perspektifinin de mümkün olabileceğini hedefleyen bir program hazırladık” ifadelerini kullandı. Koro atölyesinin hedeflediğinden bahseden Özdemir, “Yaşadığımız herhangi bir şeye yalnızken ses çıkartma konusunda güçlük çektiğimiz günlerde şarkı söylemenin, sesimizle bir şey üretmenin de ne denli zorlu olduğunu biliyorum. Koro atölyesinin de bu durumun ilacı olacağını düşünüyorum. Yalnız kaldığımızda güzel, güvenle ses çıkartabilmek ve şarkı söyleyebilmek için hep birlikte, koro ile sesimizi nasıl kullanacağımızı, nasıl ses çıkartacağımızı öğreneceğiz. Koroda birbirimizden öğrenecek ve birbirimizi geliştireceğiz. Tıpkı hayalini kurduğumuz başka bir dünyada olacağı gibi... Müzikal oyunlar oynayıp eğlenecek, kamp sonunda ise atölye süresince öğrendiğimiz şarkıları diğer katılımcı arkadaşlarımızla paylaşacağız. Ben sanatımı ve sesimi 20. Gençlik Yaz Kampı Korosu ile buluşturacağım için çok heyecanlıyım. Türkiye’nin dört bir yanından birbirinden güzel sesli, yetenekli arkadaşımla çalışacağım için de öyle” dedi.
‘HERKES İÇİN EN ERİŞİLEBİLİR SANATA İLERLEYECEĞİZ’
Kukla sanatının dönüşümüne değinen Kukla Atölyesi Yürütücüsü Dilan Mine Uğurlu, “Kukla sanatı mevcut dünya düzeninin getirisi olarak çeşitli biçimlerde değişimlere uğramıştır. Geçmişteki radikal kimliğinden menedilip; çeşitli yasaklar ve baskılar eşliğinde, spot ışıklar altına, salonlar içerisine ve eğlenceli televizyon kutularına hapsedilmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki, geçmişteki kimliği sebebiyle bu sanat dalı en çok sokaklara ve meydanlara yakışıyor. 17. yüzyıl İngiltere’sindeki Punch karakterinden; 18. yüzyıl Fransa’sının Guignol’üne, dünyanın farklı yerlerinin politik kukla karakterleri boy gösteriyordu. Günümüze geldiğimizde ise radikal kuklacılık çeşitli politik kukla ekipleri ile varlığını sürdürse de mevcut dünya düzeninde mahrum bırakıldığı kamusal alanı geri istemektedir” dedi. 20. Gençlik Yaz Kampı’ndaki kukla atölyesini anlatan Uğurlu, “İşte tam da bu noktada 20. Gençlik Yaz Kampı; “Başka bir dünyanın mümkün olduğu” şiarıyla gerçekleşecekken, başka bir kukla sanatının da mümkün olduğunu söylemek, 7 günlük bu kolektif yaşamın önemli bir parçası olacaktır. ‘Ucuz sanat’ kavramına yaslandığımız bu atölyede; en asgari düzeydeki malzemelerden, herkes için en erişilebilir olan sanata doğru ilerleyeceğiz. Atölye çalışması süresince yaratacağımız dev kukla ile kamp meydanında boy göstermeye, kuklanın radikal karakteri ile tanışmaya herkes davetlidir” ifadelerini kullandı.