Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü: Sansür, şiddet, yargılama hız kesmedi
Her yıl aynı cümle kuruluyor: "Gazeteciler, bu yıl da 24 Temmuz'a cezaevinde, yargı baskısıyla, sansürle, şiddetle girdi." Çünkü 2023 yılı da gazeteciler için bu şekilde geçti.
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş / Evrensel
Meşrutiyetin ilan edildiği 24 Temmuz 1908 tarihinde gazeteciler, gazetelerini sansür kuruluna göstermeme ve sansür memurlarını bürolarına almama kararı aldı. 1948 yılına gelindiğindeyse Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 24 Temmuz'u “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” ilan etti. Ancak 1948 yılından hatta 1908 yılından bu yana gazeteciler üzerindeki baskı ve sansür hiç bitmedi. Son yıllarda ise artarak devam etti.
TGS’YE GÖRE 20 GAZETECİ CEZAEVİNDE
Aralarında DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ve MA editörü Sedat Yılmaz ile TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın da olduğu çok sayıda gazeteci halen mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklu.
Türkiye Gazeteciler Sendikasının (TGS) 12 Temmuz verilerine göre 20 gazeteci cezaevinde. Verilere göre son dört yılda en az 234 gazeteci fiziki saldırıya uğrarken, 118 gazeteci sözlü veya çevrim içi tehdide maruz kaldı.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin (DFG) haziran ayı raporuna göre ise 1 Temmuz itibarıyla 75 gazeteci tutuklu bulunuyordu. 11 Temmuz’da görülen duruşmada tutuklu gazetecilerden 15’i tahliye edildi.
712 BİN 558 WEB SİTESİ ENGELLENDİ
Sansür ise hız kesmeden devam etti. İfade Özgürlüğü Derneğinin (İFÖD) raporuna göre; 2022 sonu itibarıyla 5651 sayılı kanun ve diğer hükümlere istinaden uygulanan erişim engelleri şöyle: 712 bin 558 web sitesi, 150 bin URL adresi, 9 bin 800 Twitter hesabı, 55 bin 500 tweet, 16 bin 585 YouTube videosu, 12 bin Facebook içeriği, 11 bin 150 Instagram içeriği.
DURUM "VAHİM"!
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2023 dünya basın özgürlüğü endeksinde Türkiye, geçen yıla göre 16 sıra gerileyerek 180 ülke içerisinde 165’inci sırada yer aldı. RSF’ye göre Türkiye, “sorunlu” kategoriden “vahim” kategorisine geçti.
7 AYDA 364 KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTILAR
CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer’in raporuna göre; gazeteciler bu yılın ilk 7 ayında 364 kez hakim karşısına çıktı, 18 gazeteci tutuklandı, RTÜK televizyon kanallarını 22 kez cezalandırdı.
6 Şubat depremleri ve seçimler başta olmak üzere birçok önemli olay ve gelişmede halkın haber alma hakkı için mücadele veren basın kuruluşları sansür ve karartma kararları ile susturulmak istenirken, soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarla, darp ve hukuksuz engellemelerle gazetecilerin görevlerini yapmaları da engellendi.
"HER GÜNÜMÜZ MÜCADELE GÜNÜ"
Ancak gazeteciler ve basın meslek örgütleri mücadele etmekte kararlı.
TGS, “1908 devrimiyle padişahın yetkileri budandı, sansür kaldırıldı. 24 Temmuz bu nedenle Basın Bayramı ilan edildi. 115 yıl sonra bugün sansür memurları yine görevde. Onları da kovup bayramımızı yeniden kazanana kadar her günümüz mücadele günü. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” dedi.
"GAZETECİLERİ ÖZGÜR BIRAKIN"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ise “24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nü yine ağır sorunlarla karşılıyoruz. Medyanın yüzde 90’ını kontrol eden iktidar, haberin üretimini engelleyip, yurttaşı bilgisizleştirmekte, var olan olumsuzlukları normalleştirmeye çalışmaktadır” açıklamasında bulundu.
TGC, son 23 yıldır 12 bini aşkın gazetecinin işsiz kaldığını, yüzlerce yayın organının kapatıldığını, bine yakın gazetecinin de tutuklandığını belirtti.
Açıklamada “24 Temmuz 2023’de bir kez daha iktidarı ve muhalefeti medyaya yönelik siyasi ve ekonomik baskılardan vazgeçmeye, haberin serbest dolaşımını engellememeye, cezaevindeki gazetecilerin özgür bırakılması için çaba göstermeye davet ediyoruz” denildi.
BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE
Çağdaş Gazeteciler Derneği de (ÇGD) yaptığı açıklama ile günümüzde bir “bayram”dan söz etmenin mümkün olmadığını, bu nedenle 24 Temmuzların bayram olarak değil, “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” olarak anıldığını vurguladı.
ÇGD, “Sansürün kaldırılışının yıl dönümünde iktidar olsun ya da olmasın siyasi anlayışların tam da ortasında ‘sansür’ tüm gücüyle varlığını sürdürmeye devam etmektedir. İktidarın basın özgürlüğü konusunda süslü lafları ise ancak kağıt üzerinde gerçekliğini korumaktadır” dedi ve mücadele çağrısı yaptı: “Türkiye’de her geçen gün derinleşen zor şartlarda gazeteciler karanlığın üzerine yürümelidir. Tüm gazetecileri basın ve ifade özgürlüğü için örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.”
YANARDAĞ: 115 YIL SONRA İSTİBDAT REJİMİ YAŞATILIYOR
TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Marmara Cezaevinde kendisini ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer aracılığıyla bir mesaj gönderdi.
Yanardağ, “24 Temmuz Abdülhamit istibdatının yıkıldığı, basından sansürün kaldırıldığı gün. İşte böyle bir günün yıl dönümünde Türkiye’de 115 yıl sonra yeniden istibdat rejimi yaşatılıyor! Benim üzerimden gazetecileri, televizyonları susturmaya çalışıyorlar” dedi.
Yanardağ şöyle devam etti: “Ülkemizi yeniden hürriyet günlerine taşımak için mücadele gerekiyor. 24 Temmuz basın bayramında istibdat ve sansüre karşı her türlü baskı ve zulme rağmen demokrasi ve hürriyet mücadelesi veren tüm meslektaşlarımın basın bayramını kutluyorum. Marmara Cezaevinden hem meslektaşlarım hem de tüm yurttaşlarımız için özgürlük ve adalet diliyorum.”
GAZETECİLİĞİN ONURUNU KORUMAK
DFG Eş Başkanı Serdar Altan, gazeteciliğin onurunu korumak için mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. 16 Haziran 2022’de 16 meslektaşıyla birlikte tutuklanan ve 13 ay cezaevinde kaldıktan sonra ilk duruşmada tahliye olan Altan, gazeteciler üzerindeki baskıları ve iktidarın politikaları anlattı.
İktidarların baskı araçlarını her dönem basın üzerinde kullandığını belirten Altan “Abdulhamit’in istibdat rejimi, düşünce ve ifade özgürlüğünü tamamen askıya alan uygulamaları bugün AKP eliyle yapılıyor. Türkiye’de gazeteciliğin kendini var etmesi açısından çok önemli bir süreç. Aradan geçen bunca zamana rağmen çok fazla bir şey değişmedi” dedi.
Altan, “Madem bir baskı politikası var, bizlere gazetecilik yaptırılmak istenmiyor, bizim de buna karşı en güçlü şekilde durabilmemiz gerekiyor. İktidar odakları yürüttükleri faşizan yönelimleri gazeteciler üzerinde somutlaştırıp, bu şekilde toplumu ele geçirme, sessizleştirmeye ve politikalarını hayata geçirme çabası içinde. Gerçekten de gazeteciliğin onurunu korumalıyız" diye konuştu.
TAŞTAN ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ
2023’te gazetecilere dönük şiddet son bulmadı.
İstanbul Kadıköy’de 21 Temmuz’da Suruç Katliamı anmasına katılan eylemcilere polis müdahale etmiş, gazetecilerin de mesleklerini yapmasını engellemişti. Polisler Artı TV muhabiri Umut Taştan’ı da gözaltına aldı. Taştan’ın gözaltı sırasında parmağı kırıldı.
MA’ya konuşan Taştan, polislerin kendisine küfür ettiğini anlatırken, saldırı sırasında ölümle de tehdit edildiğini ifade etti. Taştan, “Hem sözlü hem fiziksel işkence emniyette de devam etti. Gözaltı aracında bekletilirken çok sıcaktı ve nefes alamıyorduk. Klimaların ya da kapıların açılmasını istedik. ‘Bu devletin klimalarını sizin gibi teröristlere harcar mıyız’ diyerek, Suruç’ta yaşamını yitiren 33 kişiye küfür ettiler” dedi.
Taştan 24 Temmuz’la ilgili “Şu an ‘Basın Bayramı’ demek mümkün değil. Çünkü kutlayabileceğimiz ya da sevinebileceğimiz hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı. (MEDYA SERVİSİ)