Depremzede Suriyeli Muhammed: Ne maaşım veriliyor ne sigortam yapılıyor
Adıyaman Narlıkuyu Caddesi yakınında kurulan mülteci çadırında Suriyeli Muhammed ile kaldığı çadır kentin koşullarına ve çalıştığı fabrikalarda yaşadığı sorunlara dair konuştuk.
Ekin Temmuz SALTIK
Adıyaman
Maraş merkezli deprem sonrası Adıyaman’da bir yandan yıkımlar devam ederken bir yandan da ağır hasarlı birçok binanın yıkımına henüz başlanmadı bile. Bu yıkımların ve yıkım sonucu oluşan toz bulutlarının hemen yanı başında bulunan Narlıkuyu Caddesi yakınında şehrin kenarına kurulu mültecilerin kaldığı bir çadır kent var. Mültecilerin kaldığı çadır kentte Muhammed ile buluşuyoruz. Muhammed 24 yaşında. Tekstil iş kolunda çalışıyor. Muhammed ile kaldığı çadır kentin koşulları ve çalıştığı fabrikalarda yaşadığı sorunlara dair konuştuk.
"BURADA TEMEL İHTİYAÇLARIMIZ KARŞILANMIYOR"
Muhammed, çadır kentin kurulmasından sonra yetkililerin uğramadığını belirterek, kaldıkları çadır kente AFAD, Kızılay ve belediyenin yardım getirmediğinden bahsediyor: “Gıda, su, hijyen malzemesi gibi acil ihtiyaçlar hiçbir şekilde karşılanmıyor. Sadece ramazan ayı boyunca iftarda yemek dağıtıldı. Suyu kendi imkanlarımızla çarşıdan getiriyoruz. Bazen de muhtarlıktan alıyoruz.”
"KALDIĞIMIZ ÇADIR KENTTEN ÇIKARILDIK"
Depremden sonra AFAD’a bağlı bir çadır kentte kaldıklarını söyleyen Muhammed, ailesiyle birlikte kaldığı çadır kentten çıkarıldıklarını ve kendi imkanları ile şu an kaldıkları çadır kenti bulduklarını söylüyor. Çadır kentin yakınında çok fazla ağır hasarlı bina var ve bunların yıkımları sırasında önlemler alınmadığını çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Tozlar direkt olarak çadır kenti etkiliyor. Muhammed ile sohbet ederken bir binanın yıkılışına şahit oluyoruz ve binanın yıkılmasıyla birlikte toz bulutu çadır kentin üstünü kaplıyor. Çadır kentte bulunan lavabolarının giderinde yaşanan sorun yüzünden lavaboların değiştirildiğini ve yeni gelen lavaboların da altyapısının 1 aydır bağlanmadığını belirten Muhammed, “Şu an bu haliyle çadır kentte sadece iki tane lavabo var. Bunlar da eski olanlar. Yaşanan arıza yüzünden böcekler lavabolarda çıkmaya başladı” diyor.
"EVİMİZİN YIKIM KARARI VAR VE ÇADIR KENT BOŞALTILACAK"
Şu an kaldıkları çadır kentin de 2 ay içerisinde kaldırılacağını söyleyen Muhammed, “Bu çadır kentte 43 aile kalıyor. Bize çadır kent kaldırılacak dendi ancak nereye gideceğimiz konusunda bir şey söylenmedi. Evimiz şu an ağır hasarlı ve yıkım kararı var. Abim kiracıydı, kira sözleşmesi vardı ancak ev sahibi evden attı, çoğu eşyayı yer olmadığından çöpe attık. Toplam iki çadır var, 8 kişi kalmaya çalışıyoruz” diye konuşuyor.
"FABRİKADA İKİ AY ÇALIŞTIM, PARAMI ALAMADIM"
Depremden önce bir tekstil fabrikasında 2 ay çalışan Muhammed, fabrikadan maaşını alamadığı için işi bırakmış. “Para vermiyorlar, niye çalışayım?” diye soruyor. Deprem sonrası tekrardan tekstil fabrikasında işe başlayan Muhammed, burada da aynı sorunlarla karşı karşıya kalmış ve 2 ay çalıştığı halde fabrika maaşını yatırmamış: “Farklı bir tekstil firmasında işe başladım o da 2 ay maaşımı yatırmayınca işten çıktım. Patron sürekli beni oyaladı. Önce cuma günü ücretini vereceğim dedi, sonra pazartesi oldu, şimdi de ay sonu vereceğini söylüyor. Ücretimi neden vermediğini sorunca, müşterilerin para atmadığını, malların gitmediğini söylüyor.”
"PATRON FAZLA MAAŞ VERECEĞİNİ SÖYLÜYOR AMA PARA VERMİYOR"
Asgari ücretten fazla bir ücrette anlaştıklarını söyleyen Muhammed “Patron fazla maaş vereceğini söylüyor ama para vermiyor. Bu haliyle toplam 4 aylık ücretimi alamadım. Bir diğer sorun yaşadığım konu ise bazı fabrikalar sadece yerli işçi çalıştırıyor. Bu yüzden iş bulmakta zorlanıyorum. Ben çalıştığım her yerde sigortasız, kayıt dışı çalıştırıldım. Depremden sonra çalıştığım fabrikada yaklaşık 150 işçi çalışıyordu, bunların 25’i mülteciydi ve mülteci olanlar kayıt dışı çalıştırılıyordu. Sigortalı olan işçiler de ücretlerini almadı” diyerek depremin yarattığı yıkım üzerine bir de mülteci işçi olmaktan yaşadığı yıkımı anlatıyor.
Evrensel'i Takip Et