EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Yeniköy Termik Santrali önünde işçilere ve sendikalara çağrıda bulundu
EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca İkizköylülerle birlikte Yeniköy Termik Santrali önünde açıklama yaptı, işçilere ve sendikalara Akbelen Ormanı'nı korumak için mücadele etme çağrısında bulundu.
Fotoğraf: Abidin Çınar/Evrensel
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, EMEP Muğla İl Örgütü ve İkizköylü yurttaşlarla birlikte Akbelen Ormanı’nın kesilmesine karşı Yeniköy Termik Santrali önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada ilk olarak söz alan İkizköylü Hasan Yorulmaz, “Akbelen Ormanlarının gözden çıkarılmasının yanlışlığını vurgulamak için buraya geldik. Bu termik santral kurulurken biz sevinç duyarak karşıladık ancak bu kadar zararlı olacağını bilmiyorduk. Yıllar geçti, doğamızın büyük bir bölümünü kaybettik, daha da kaybetmeye devam ediyoruz. Şu anda Akbelen’de ağaçlar patır patır kesiliyor, Akbelen Ormanı kalmadı diyebiliriz ama bu ormana sahip çıkmak hepimizin görevi” dedi.
“TERMİK SANTRALLERİN ZARARINA SON VERELİM”
Yorulmaz devamında şunları söyledi:
“Diyorlar ki ‘Termik santralde çalışan bu insanlar işsiz mi kalsın?’ Kimse aç kalmasın, kimse yoksul olmasın diye çabalıyoruz. Başka iş alanları yaratılabilir. Ormanlar hem tarım hem de turizm yönünden elverişli yerlerdir. Buna yönelelim, termik santrallerin zararına son verelim.”
“LİMAK BURAYI RANTA, TALANA AÇMAK İSTİYOR”
EMEP Milletvekili Sevda Karaca ise konuşmasında “Seçim biter bitmez ormanları, toprağı, doğayı talan etmek isteyenler hemen sivri dişlerini gösterdi. Şu an görüyorsunuz Yeniköy Termik Santralinin önündeyiz. Dokuz köyü yutan bu santral şimdi gözünü İkizköy'e dikmiş durumda ve burada İkizköy'le birlikte aynı zamanda buradaki bütün alanları yıkıma, yağmaya, talana, ranta açmak istiyor Limak şirketi” ifadelerini kullandı.
Limak şirketine seslenen Karaca, “Siz bin bir türlü suçun, işçi haklarına karşı işlenmiş suçların, doğaya karşı işlenmiş suçların, toprağa, insanlığa karşı işlenmiş suçların müsebbibisiniz. Dokuz köyü yuttunuz, onuncu köyü yutmanıza izin vermemek için halk direniyor, köylüler direniyor” diye konuştu.
KARACA İŞÇİLERE SESLENDİ: ORMANLARIN TALANA AÇILMASINA İZİN VERMEMELİSİNİZ
Termik santral işçilerine de seslenen Karaca şunları söyledi:
“Sizi ekmeğinizle, aşınızla, çocuklarınızın karnının doyup doymamasıyla ikna etmeye çalışıyorlar. Burada asgari ücretin altında, açlık sınırının altında ücretlere mahkum edilip aynı zamanda en kötü koşullarda çalıştırılan işçiler, köylülerle, komşularıyla karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Siz topraklarınız elinizden alındığı için, ormanlarınız, suyunuz, toprağınız ranta açıldığı için, doğduğunuz yerde doyamadığınız için bu madenlerde işçi olmak, ölümle burun buruna çalışmak zorunda bırakıldınız. Üç kuruş para için, üç kuruş ücret için her gün akşam eve dönüp dönmeyeceğiniz kaygısıyla çalışmak zorunda bırakıldınız. Bu toprakların, doğanın, ormanın korunması köylülerin olduğu kadar işçilerin de görevidir. Aynı zamanda şirketlerin rantlarının da işçilere tırnak ucu kadar yararının olmadığını çok iyi biliyoruz. İşçilere tekrar sesleniyorum, maden alanlarının, ormanların talana açılmasının en büyük zararını köylüler kadar işçiler de yaşayacak, buna izin vermemelisiniz.”
“İŞÇİ SINIFININ YERİ DOĞASI, ORMANI, TOPRAĞI İÇİN DİRENEN KÖYLÜLERİN YANIDIR”
“Madenlerin özelleştirilmesine karşı çıkan sendikalar bugün ne oldu da şirketin arkasına dizildi?” diyen Sevda Karaca, “Daha dün özelleştirmelerin bu halka, köylülere, işçilere, zarar verdiğini, ülke ekonomisine zarar verdiğini söylerken bugün ne oldu da şirketin arkasına dizilip 'işçilerin ekmeğiyle oynanacağına' ilişkin açıklamalar yapıp şirketin bu yıkımını meşru kılmaya çalışıyorsunuz? İşçilerin de işçi sendikalarının da faydası, rantçı şirketlerin arkasına dizilmek değildir. Sendikalara tekrar çağrımız var, eğer işçilerin emeğini, geleceğini düşünüyorsanız bu termik santrallerdeki patronların değil işçilerin en büyük müttefiki olan köylülerin yanında durmak zorundasınız. Çünkü işçiler aynı zamanda yoksulluğa, açlık sınırının altında ücretlere mahkum edildiği için bu santrallerde çalışıyor, bu topraklarda yıllık izinlerini geçirip ürün elde etmeye çalışıyor. İşçi sınıfının yeri doğası için, ormanı için, toprağı için direnen köylülerin yanıdır. Bütün termik santral işçilerine, maden işçilerine sesleniyoruz; gelin doğamıza ve geleceğimize, işimize ve aşımıza birlikte mücadele ederek sahip çıkalım. Akbelen bizimdir!” diye konuştu.
(Muğla/EVRENSEL)