Dijital platformlara ceza: "RTÜK tek tip insan ve tek tip aile için faaliyetlerini sürdürüyor"
RTÜK'ün dijital platformlara yönelik "toplumsal ve kültürel değerler" gerekçeli üst sınırdan para cezası kararına basın meslek örgütlerinden tepki yağdı.
Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Evrensel
Gözde TÜZER
İstanbul
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Netflix, Disney +, Amazon Prime Video, Mubi, Bein ve BluTV’deki bazı yapımlar için “toplumsal ve kültürel değerler ile Türk aile yapısına aykırı” gerekçesiyle üst sınırdan idari para cezası yaptırımı kararı aldı. Basın meslek örgütleri RTÜK’ün “ahlak bekçiliği” yaptığını belirterek "RTÜK tek tip insan, tek tip aile, tek tip yayıncılık için faaliyetlerini sürdürüyor” dedi.
"EVRENSEL AİLE FORMUNUN DEĞİŞTİRİLMESİ…"
RTÜK’ten yapılan açıklamaya göre, üst kurul toplantısında, internet üzerinden isteğe bağlı yayıncılık platformlarında yayımlanan içeriklere ilişkin izleme raporları görüşüldü.
Netflix’in “Anne+” isimli yapımına ilişkin raporda, “Filmde cinsiyetin, cinselliğin ve ilişkilerin sınırlarının tanınmaması, cinsiyet temelli alternatif ideal bir dünya kurgulanması, evrensel aile formunun değiştirilmesi ailenin korunması ilkesine aykırı olarak değerlendirilmiştir” ifadeleri kullanıldı. RTÜK, yayıncı platform hakkında üst sınırdan idari para cezası yaptırımı kararı verdi.
Netflix’in “Elite+” isimli yapımına dair kararda ise “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” gerekçesi öne sürüldü.
"AHLAKA AYKIRI DAVRANIŞLAR"
RTÜK, Disney+’ta yayımlanan “Love, Victor”, Amazon Prime Video’ya “Modern Love”, Mubi platformunda yer alan “Liseli” ve “Ateşli Oda”, BluTV’nin “The Book of Queer” isimli dizisi ile Bein Movies Stars’da yayımlanan “Lost Highway” isimli filmine ceza kesti.
Söz konusu yapımlar dolayısıyla üst sınırdan idari para cezası uygulanmasına karar verildi.
Virgin Radyo’da “Mesut Süre ile Rabarba” isimli programa da, “gayriahlaki, cinsellik ve müstehcenlik üzerine yapılan konuşmalar” savunusuyla üst sınırdan idari para cezası verilmesini kararlaştırdı.
RTÜK’ün, dijital internet platformu yayıncılarıyla eylül ayında kapsamlı bir toplantı düzenlenmesine de karar verildiği belirtildi.
"YAYINLARA YÖN VERMEYE ÇALIŞIYOR"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), RTÜK’ün dijital platformlara verdiği cezayla ilgili yaptığı açıklamada “Televizyonlara yaptığı müdahalelerden sonra RTÜK bu kez de dijital platformlara yönelik üst sınırdan idari para cezası verdiğini duyurdu. Anlaşılan o ki, RTÜK değişen dünya düzenini, temel insan hak ve özgürlüklerini kavrayamadığından yine karartma ve yüksek para cezalarıyla yayınlara yön vermeye çalışmaktadır” dedi.
TGC, RTÜK’ün karartma ve yüksek para cezalarının, TRT’nin kuruluşundaki yayın ilkelerinden kopya ettiği "Türk aile yapısı" gibi, tanımı tam olmayan, yoruma açık gerekçeyi içerdiğine dikkat çekti. TGC, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde yer alan “Gazeteci; milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, dil, din, mezhep, inanç, inançsızlık, sınıf, dünya görüşü ayrımcılığı yapmadan tüm uluslar, halklar ve bireylerin haklarını tanır, saygı gösterir” maddesini hatırlattı.
TGC açıklamasını şöyle sonlandırdı: “RTÜK’ün bu tutumuyla tek tip insan, tek tip aile, tek tip yayıncılık formülleriyle iktidara yaranma çabasında olduğu görülmektedir. Bu tip davranışlar iktidara yardımcı olmaktan çok, gelişmiş ülkeler nezdinde iktidara ve ülkemize değer kaybettirmektedir.”
"RTÜK AHLAK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ DEĞİLDİR"
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, iktidarın seçimlerden sonra ilk olarak LGBTİ’lerin üzerine geleceğinin belli olduğunu belirterek “Türkiye tarihinin en sağcı parlamentosu oluşmuşken, sözüm ona özerk RTÜK’ten daha azını bekleyemezdik zaten” dedi.
“Bunlar üyelikle izlenebilen platformlar, istemeyen üye olmaz, istemeyen izlemez, çocuk kilidi diye bir şey var gibi rasyonel cümleler kurabiliriz ama RTÜK’ün derdinin çocukları korumak olmadığını bal gibi biliyoruz” ifadelerini kullanan Tuna, LGBTİ’lere yönelik topyekun bir saldırı olduğunu aktardı.
TGS İstanbul Şube Başkanı, para cezası verilen filmlerden birinin David Lynch’in sinema tarihine geçmiş kült filmi "Kayıp Otoban" olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Benim neslim için önemli bir yapımdır; sinemada, televizyonda defalarca izledik. Kendi adıma bu filmi izledikten 25 yıl sonra, filme cezayı kesenlerden daha sağlıklı olduğumu söyleyebilirim. RTÜK ahlak standartları enstitüsü değildir. İstedikleri, arzuladıkları evrensel değerlerden, dünyadan kopuk bir nesil ve içine kapalı, nefretle beslenen bir Türkiye olabilir ama elbette demokratik kesimler, kitle örgütleri olarak buna izin vermeyeceğiz.”
"YASAMAYI RTÜK’ÜN YETKİLERİNİ TARTIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) de yaptığı açıklamayla “Bir süre önce tamamen ‘milli ve manevi değerler’, ‘Aile kurumuna halel getirecek’, ‘Çocukların gelişimlerine etki eden’ gibi soyut olduğu görülen ‘kırmızı çizgilerini’ açıklayan RTÜK, bu soyut çizgileri gerekçe yaparak sopasını göstermeye başlamıştır. RTÜK’ün kırmızı çizgileri, ‘basın özgürlüğü’ ve ‘demokrasi’ olmalıdır” dedi.
ÇGD, “Düşünce ifade ve basın özgürlüğünün gerçekleşmesi” amacından sağmadığını belirterek şu ifadelere yer verdi:
“Bu kapsamda RTÜK’ün, ülkemizde kamu adına yargı yetkisini kullanan mahkemeler varken, bize göre adeta bu mahkemeler yerine geçerek, ülkemizde yayın yapan dijital platformlara üst sınırdan idari para cezası yaptırımına karar vermesini reddediyoruz. Bu yapımları beğenmeyenler ücret ödeyerek üye oldukları platformlarda istemeleri halinde üyeliklerini sonlandırabilir. RTÜK eliyle bir ceza verilmesi, bu platformlara sansürdür.”
ÇGD, Meclise de çağrıda bulundu: “Yasama görevini yürüten TBMM’de görev yapan milletvekillerini, daha önce de birçok televizyon kanalını cezalandıran RTÜK’ün, son olarak dijital platformlara uyguladığı sansür yaptırımlarına karşı gerekçe yaptığı yetkilerini acilen tartışmaya açmaya çağırıyoruz.”