Kültürel etkinlik emekçiye lüks
Emekçi semtlerinde yaz tatili hem gençler hem kadınlar için sosyal ve kültürel etkinliklerden uzak geçiyor. Etkinlikler ya mahalleye uzak ya da ücretli oluyor.

Tangopera | Fotoğraf: Devlet Tiyatroları
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan
Yaz geldi ve insanlar haliyle çeşitli tatil planları yapıyor. Tatil olanağı olanlar 1 hafta da olsa İstanbul dışında bir yerlere kaçıyor. Ama emekçilerin yoğun yaşadığı semtlerde tatil pek mümkün olmadığı gibi semt içerisinde bile yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Kendimizi geçtik bari çocuklar ve gençler için bir şeyler olsaydı. Dört muhtarlığı olan Esenyalı semtinde maalesef ücretsiz yapılabilecek tek bir aktivite yok. Sinema, tiyatro ya da spor yapılacak veya akşam oturulacak temiz bir park bile bulmak çok zor.
İstanbul’un farklı ilçelerinde tabii ki etkinlikler, festivaller var. Fakat ya çok uzak ya da çok pahalı oldukları için gençlerin ya da kadınların bu etkinliklere katılma olanağı yok. Pendik’te bazı konserler düzenleniyor fakat bu sefer de aileler güvenip çocuklarını göndermiyor. Çünkü etkinlikler akşam saati düzenlendiği için hem ulaşım sorun hem de genelde çok kavga çıktığı için aileler, genç kadınlar tercih edemiyor.
GENÇLER SAHİLDE BİLE EĞLENEMİYOR
Bütün yaz evde oturmak ya da sokakta vakit geçirmek zorunda kalan gençler birçok kötü alışkanlık ediniyor. Sigara içmeye başlayan bazı gençler sonrasında madde kullanmaya da başlıyor. Ayrıca birçok genç ekonomik koşullardan dolayı çalışmak zorunda kalıyor. Gençler hafta sonları bir şeyler yapmak istediklerinde sadece deniz kenarına gidebiliyorlar. Burada da polis gençleri rahat bırakmıyor. Her genç madde bağımlısıymış gibi muamele görüyor. Grup halinde vakit geçiren gençleri polis dağıtıyor, kendi dilinde şarkı söylemek isteyen gençleri engelliyor, halay çeken tersane işçisi gençleri darbediyor.
Belediyelere ait yüzme kursları var ama onlara ya ulaşım çok ters ya da ne hikmetse her yaz tadilatta oluyor. Bazılarının içi tamamen boş ne bir tiyatro etkinliği ne de başka bir şey. Zaten olan yerlerde de ücret ödemek zorunda kalıyor insanlar. Ancak ne yazık ki maddi imkanlar para ödeyebilecekleri bir spor etkinliği ya da sanatsal, kültürel aktiviteye müsaade etmiyor. Bunca boşluğun içinde kadınlar çocukları için endişeleniyor. Çocuklar katılabileceği sosyal aktiviteler olmadığı için “Bari ders çalışsınlar” diyerek sürekli eğitimle ilgili kurs aramak zorunda kalıyorlar. Ancak bu kurslar da çocuk öğle yemeğini evde yiyebilsin, yola para ayırmak zorunda kalmayalım diye mahalle içerisinde aranıyor. O da pek mümkün olamıyor.
‘İSTANBUL PARASI OLANA GÜZEL’
Çalışan kadınlar için hayat daha zor. Çocuğu yazın köye yanına gönderebileceği anneanne -babaanne yoksa mecburen çocuk evde tek başına kalıyor. Akşama kadar tek yaptığı şey internette ya da televizyon başında takılmak oluyor. Emekçi semtlerde durumun tam olarak özeti böyle. “İstanbul parası olana güzel” diyen 3 çocuk annesi Melike, derneğe çocuklarını yazdırabileceği bir kurs var mı? diye sormak için geliyor. Ne bulsa bir saat de olsa verecek çocuklarını. Birgül, çocuklar sokakta kalmasın diye camiye Kur’an öğrenmeye gönderiyor. Zaten başka da seçenek yok. “Her yere şöyle spor kompleksi yaptık böyle kültür merkezi açtık” reklamlarını görüyoruz. Ama gelin görün ki yukarıda sıraladığım nedenlerden ötürü bu reklamların emekçi semtlerde tek bir karşılığı yok.
‘MÜCADELE ETMEDEN ELDE EDEMEYECEĞİZ’
Peki ne olması lazım?
Halktan topladıkları vergilerin sadece küçük bir payını bile ayırsalar aslında bu saydığımız tüm sorunlar ortadan kalkacak. Bu kadar büyük bir mahalleye isteseler içinde tiyatrosundan sinemasına kadar her şeyin olduğu kültür merkezi yapabilirler ve etkinliklerin tamamı ücretsiz olabilir. Gençler, çocukların katılabileceği sanatsal aktivitelere öncelik verilebilir. Ama diğer her şey gibi bu hakkı da mücadele etmeden elde edemeyeceğimizi biliyoruz.
Evrensel'i Takip Et