Amasra’da madenci annesinin maaşında kesinti: ‘İki kaybın var’ zulmü
Daha önce madenci eşini kaybettiği için maaş bağlanan Münire Demirkıran’a, Amasra Katliamı’nda oğlunu da kaybedince oğlu adına da maaş bağlandı ancak iki maaş da yarı yarıya düşürüldü.
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Hilal TOK
Bartın
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesindeki maden ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen, 43 işçinin yaşamını yitirdiği patlamayla ilgili açılan davada yargılanan sanıkların bir kısmı TTK’deki görevlerine devam ediyor. ‘Olası kastla öldürme’ suçundan yargılanan ve tutuklu bulunan sanıklar bile maaş alırken, madenci ailelerinin aldıkları maaş ise kesiliyor. Daha önce madenci eşini kaybettiği için maaş bağlanan Münire Demirkıran’a, Amasra Katliamı’nda oğlunu da kaybedince oğlu adına da maaş bağlandı ancak iki maaş da yarı yarıya düşürüldü.
SORUMLULAR MAAŞ ALMAYA DEVAM EDİYOR
43 işçinin hayatını kaybettiği katliamın ardından açılan davada dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu, İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural ‘Olası kastla öldürme’ suçundan toplamda 1080 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanıyor. 7 kişinin tutuklu yargılandığı davada 19 sanık hakkında ise ‘Bilinçli taksirle öldürme’ suçunu işlemekten 18’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Katliamda birinci derece sorumlu olarak görülen tutuklu sanıklardan dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir ve İşleme Müdürü Selçuk Ekmekçi’nin TTK tarafından Zonguldak’ta görevlendirildiği üçüncü duruşmada ortaya çıkarken, bir önceki duruşmada da sanıkların hâlâ maaşlarının üçte ikisini aldıkları anlaşılmıştı. Aileler, “Sorumlular paşalar gibi yaşamaya devam ediyor, hiçbir şey olmamış gibi. Olan bizim evlatlarımıza oldu” diye mahkeme salonunda tepki göstermişti.
"YÖNETMELİK BÖYLE İMİŞ"
Amasra’da bitmeyen skandalların bir diğeri de sorumlular TTK’de görevlerine devam edip maaş alırken, madenci ailelerinin ise SGK kapsamındaki ödemelerde sürekli sorun yaşaması. Katliamda hayatını kaybeden Suat Demirkıran’ın annesi Münire Demirkıran yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Suat’ın babası da madenci idi. İş kazası geçirdi önce, yıllarca acı çekti. Sonra meslek hastalığına yakalandı, ciğerleri bitti. O öldüğünde Suat daha 7 yaşındaydı. Eşimin emekliliğini oğlumu kaybedene kadar tam alıyordum. Sonra oğlum vefat edince ondan da maaş bağlattılar ama sonra yarı yarıya kestiler ikisini de. Benim uşağım yer altında emek vermiş, tırnaklarıyla kazmış. Benim eşim yıllarca çalıştı, bu madene ömrünü verdi, canından oldu. Onun hakkını, emeğini kestiler. Eşimden alacağımdan 3 bin 200, oğlumdan 3 bin 400 yatıyor. Ölüm aylığı hiç yatmıyor oğlumun, kaza maluliyeti yatıyor. Yönetmelik böyle imiş. İki canın emeğini devlet niye kesiyor?”
"DEVLET BÖYLE Mİ ARKAMIZDA?"
Suat’ın kardeşi Kibariye de SGK’den “Yönetmelik böyle” cevabını aldığını söylüyor: “Adalet Bakanımız bir de Bartınlı. Ne yaptı bizim hakkımız için, adalet için? Hak edilmiş bir maaşı kesiyorlar. Babam alın teriyle, kardeşim alın teriyle maaşını kazanmışken neden kesiliyor bu hak? Biz daha Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği maaşları hiç almadık. ‘Emeklilere zam’ dedi ya en son, şu kadar bu kadar oldu diye... Bayram ikramiyesi de dedi, biz onu da hiç almadık. Haziranda annemin eline geçen para 6 bin 600 idi. Başka hiçbir geliri olmayan bir kadın nasıl geçinsin bununla? Annemi biz geçindirmeye çalışıyoruz. Herkes bir parça ekmek kapmaya bakıyor işte. Yasal olan buymuş; bizden kesilmesi. Sorumlulara ise maaş verilmesiymiş adaletli olan! Devlet bakıyor onlara, bir de otel kiralasa tam olacak. Takım elbise ile geliyorlar mahkemeye, bir de af çıkar takım elbise giydiği için! İyi hali de koy. Zehir zıkkım olsun, bizim şehitlerimizin alın teri var o giydikleri takım elbiselerinde, aldıkları o maaşlarda. Aldıkları paranın her kuruşu haram para. Devlet sağ olsun, bunu da yaptı. Bizden kesiyor onlara bakıyor. Suçlu biziz ya, canı yanan onlar ya! Katliam olduğunda bir sürü siyasetçi geldi, ‘Devletiniz arkanızda’ dediler. Bu mu arkamızda olmak? Geç sen o hikayeleri…”
"BİRAZ DA DEVLET YAKIYOR"
Bir diğer kardeş Muradiye Demirkıran da “Bu devletin kimin yanında olduğu belli. Güçlülerin yanında, garibanın yanında değil. Garibanın elindeki üç kuruşa da göz dikiyor. Suçluları da ödüllendiriyor. 14 Ekim’de yanan canları, biraz daha devlet yakıyor. Hem verdikleri üç kuruşta gözü olan, hem de suçluları ödüllendiren, yine bizim devletimiz. Biz bunları hak etmedik” dedi.