Dr. Eşref Atabey: Akbelen’de yer altı suları da tehlikede, kömür susuzluğumuzu giderecek mi?
Akbelen'deki orman katliamının kâr uğruna bölgedeki son kömür rezervini çıkarmak için yapıldığını belirten Dr. Eşref Atabey, açık ocak madenciliğiyle yer altı sularının da yok olabileceğini söyledi.
YK Enerji kömür madeni | Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Nazife YAŞAR
İstanbul
Muğla Valiliği, Akbelen Ormanı’ndaki ağaç katliamına dair yaptığı açıklamada, “Yapılması gereken işlemler için 24 Temmuz 2023’te Orman Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmalar bugün itibarıyla sona ermiştir” dedi. Valiliğin açıklamasının kamuoyunun tansiyonunu düşürmeye yönelik olduğunu belirten Jeoloji Yüksek Mühendisi, Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, “Çünkü oranın Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından verilmiş işletme ruhsatı izni var. Termik santraller eski statüye sahip oldukları için yeni ÇED yönetmeliğine tabi değiller. Dolayısıyla bundan muaf oldukları için çoğu, şu anda uygulamalardan kaçıyor. Bir de dün çıkan haberlerde ağaç kesme izinlerinin eski olduğu iddia edildi. Ortalığın yatışmasını bekliyorlar, izin yoksa bile birkaç güne izin çıkarırlar, süreç devam eder” dedi.
"AKBELEN’İN ALTINDAKİ SON KÖMÜR"
Valinin bahsettiği çalışma ise Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine kömür sağlamak için Hüsamlar ile İkizköy arasında 15 km’lik havzadaki kömür ocakları, İkizköy, Akbelen ve Çamköy’e doğru, daha önce 9 köyü yuttuğu gibi köyleri, ormanı, tarım alanlarını, zeytinlikleri yuta yuta güneydoğu kuzeybatı yönünde ilerleyerek İkizköy’e dayanan ağaç kıyımı. Peki şimdi ne olacak? Ya Akbelen direnişi kazanacak yani ormanı kesmiş olsalar da toprağı koruyacaklar ya da Limak, Akbelen Ormanı altındaki kömürü almak için 200 metre derinliğinde kuyular açacak. Böylece, bölgedeki işi de bitecek çünkü Dr. Eşref Atabey, Akbelen’in altındaki kömürün bölgedeki son rezerv olduğunu söylüyor.
"İKİZKÖY’E KADAR REZERV TÜKENMİŞ DURUMDA"
“Köyleri, ormanı, tarım alanlarını yutarak çıkarılmak istenen kömür ne kadar?” sorumuza Dr. Eşref Atabey’in verdiği cevap akıl alır gibi değil: “Akbelen ve İkizköy ormanlarının altındaki kömür, termik santrallari uzun yıllar besleyecek miktarlarda değil. Zaten sahanın yarısında İkizköy’e kadar rezerv tükenmiş durumda. Önceki kömür rezervleri gibi buradaki kömür de bitecek. İkizköy’de işletilebilir biri 20 milyon 314 bin ton kapalı, diğeri 36 milyon 820 bin ton açık işletme şeklinde rezerv belirlenmiş. Bunu da aldıklarında geriye kömür kalmayacak. Kalan kömür de elektrik üretimi için çok önemsiz bir rakam.”
Elektrik ve makina mühendisleri odalarının Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santrallerinin elektrik üretimiyle ilgili raporları da Atabey’i doğruluyor: “Bu santrallerin elektrik üretimini durdurmaları, Ege Bölgesi’ni ve Türkiye enterkonnekte sistemini olumsuz etkilemeyecektir.”
Kömürün ormana, doğaya zarar vermeden de çıkarılabileceğini belirten Atabey, açık ocak işletmeciliğinin kolaya gelen, kârlı bir yöntem olduğunu söylüyor: “Akbelen Ormanı’nı yok ederek, yüzeydeki tarım toprağını sıyırıp, yerin derinliklerine doğru 200 metre inerek, devasa çukurlar açanlar, bunu enerji ihtiyacı adına değil kendi kârları için yapıyorlar.”
"GÖLGESİNDE SERİNLEYECEĞİNİZ AĞAÇ BULABİLECEK MİSİNİZ?"
Atabey, madenin zararının bununla bitmediğini söylüyor ve su kaynaklarına dikkat çekiyor: “Hızlı kentleşmeye bağlı olarak su ihtiyacı en üst noktada iken kömür uğruna su kaynaklarını yok etmek uygun mu? Kişisel menfaatleri için Akbelen ve İkizköy havzasındaki su ve oksijen üreten ormanı, bünyesinde su depolayan toprağı, kayaları ortadan kaldırmak isteyenlere şunu sormak isterim: ‘Susuz kaldığınızda, su yerine kömür susuzluğumuzu giderecek mi? Sonra gölgesinde serinleyebileceğin bir ağaç bulabilecek misin?”
“BODRUM’DA SU KRİZİ YAŞANABİLİR”
Çamköy-Akbelen yer altı suyu havzasının kuzeydoğu yönündeki kaynaklardan beslendiğini hatırlatan Atabey, Akbelen’deki kömürün çıkarılması durumunda yer altı sularının nasıl etkileneceğini şöyle anlattı: “Yer altı suyunu besleyen en önemli kaynak Kayaderesi. Kayaderesi üzerine Bodrum içme suyu barajı inşa edilmek istenmiş ancak ÇED iptal edilmişti. Kayaderesi denmesinin sebebi, yatağın sınırları içindeki o yüksek dağın yamaçlarındaki kaynaklardan besleniyor olması. Oradan aşağı doğru yelpaze şeklinde dağılarak ovayı besliyor. Yer altı kayaçları su deposudur. Yağan yağmurlar, eriyen karlar suyu kayalar ve toprak bünyesinde depolar. Özellikle karbon kayaları dediğimiz kireç taşı kayaları su deposudur. Siz bu maden ocaklarıyla bu kaya kütlelerini kaldırdığınız zaman evinizin çatısındaki su deposunu kaldırmış gibi olursunuz. Dolayısıyla, kömür ocağı açıldığı zaman Kayaderesi’nden doğu yamaçtan gelen yer altı sularını, su yollarını kesecektir. Bu sular yüzeye çıkacak, buharlaşacak kaybolacaktır. Bodrum, Çamköy içme suyunun dörtte biri, yer altı kuyularından sağlanıyor. Çamköy kuyularındaki bu kuyu suları da azalacak. Havzadaki yerleşimlerin ve Bodrum’un su ihtiyacını karşılayan yer altı suyu azalacak ya da kuruyacaktır. Ayrıca atıkların yer altı ve dere suyuna karışmasıyla suların sıcaklığı, pH’ı değişecek, canlılar için zararlı hale gelecek.