DERİTEKS'ten konfedarasyonlara çağrı: "Fahiş zamlara ve vergi yüküne karşı harekete geçmeliyiz"
Fahiş oranlı vergiler ve zamlara karşı konfederasyonlar ve sendikalar cephesinden eylem birliğinin elzem olduğunu dile getiren DERİTEKS, ortak talepler etrafında mücadele çağrısı yaptı.
Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel
Hilal TOK
İstanbul
Gece yarısı kararnameleriyle artan fahiş oranlı vergiler ve zamlar işçi ve emekçiler için yaşamı her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Temel tüketim maddelerine yapılan zamlar ve vergi artışları mücadeleci sendikalar tarafından eleştirilse de henüz eylem düzeyinde harekete geçilebilmiş değil. Birkaç hafta önce Genel-İş üyesi işçiler iş bırakma eylemi, geçen hafta DİSK’e bağlı sendikalara üye işçiler açıklamalar ve İstanbul’da Hizmet-İş üyesi belediye işçileri eylem yaparken, konfederasyonlar ve sendikalar cephesinden eylem birliğinin elzem olduğunu dile getiren DERİTEKS yöneticileri ortak talepler etrafında mücadele çağrısı yaptı.
İş yerlerinde yapılan sözleşmelerle alınan zamların enflasyon karşısında eridiğini, asgari ücretli işçilerin ise açlık sınırının altında bir yaşama mahkum edildiğini söyleyen DERİTEKS Genel Başkanı Makum Alagöz, “Ücret zammı enflasyona yetişmiyor. Asgari ücrete ara zam yapıldı ama asgari ücretli çalışanın aldığı, kirasına, mutfak masrafına yetmiyor. Zengin çok zengin oldu, orta sınıf tamamen yoksullaştı. Bir gece yarısı mazota, benzine vergiye zam geliyor. Ama ‘Ne yapılmalı’ konusu da tartışılmıyor. Ertesi gün ülkede ses seda yok” dedi.
"PRATİĞE GELİNCE BİR ADIM YOK"
Sendikaların asli görevlerinden birinin ülkede yaşanan emekçinin sırtındaki bu yüklere ses çıkarmak olduğunu dile getiren Alagöz şunları söyledi: “Sadece bir iki sendika değil, tüm sendikaların, konfederasyonların aynı dili kullanarak ortak bir tepki ortaya koyması gerek. Konfederasyonlar raporlarla yoksulluk, açlık sınırını ortaya koyuyor. Ama çalışan emekçiler bu açlık ve yoksulluk sınırının altında. Peki bununla ilgili ne yapıyoruz? Ne yapmamız gerektiğini de tartışmamız lazım o zaman. Herkes kendi çerçevesinde sendikacılık yapıyor. Bulunduğu mevkiyi korumak adına duruyor. Avrupa’da herhangi bir zamda halk ayaklanıyor. Türkiye’de muhalefet Mecliste iki kelam ediyor, ancak harekete geçmiyor. Hangi sendika başkanıyla konuşursan konuş, çok güzel konuşacak ama pratiğe geldiğinde kimse yok. Türkiye’de bulunan konfederasyonların, sendikaların, yöneticileri, genel başkanları bu ekonomik krizin emekçinin sırtına yüklenmemesi için, toplanıp ortak harekete geçmesi gerekiyor artık.”
"HEPİMİZ KENDİMİZİ ÇEK ETMELİYİZ"
“Harekete geçme sadece işçiden beklenemez” diyen Alagöz şöyle devam etti: “Konfederasyonlar, sendikalarıyla, sendikalar şubeleriyle ortak bir karara vardığında üye bunu dinler. Bugün fabrikalarda Kürt’ü, Türk’ü, solcusu, sağcısı aynı bantta çalışıyor. Sendikanın bir birleştirme gücü var. Ülkede yaratılan kutuplaştırmanın önüne sendikalar geçebilir. Çünkü işçiler tezgahta aynı işi yapıyorlar, işveren de aynı şekilde eziyor. Tüm sendikaların bu süreçte kendilerini çek etmesi lazım, bizim de etmemiz lazım. Önceden bir dayanışma, birliktelik ruhu vardı. Hükümetin aldığı kararlarda, geri adım attıran kararlar aldırdı işçiler sendikalarıyla beraber.”
"PATRONDAN SERVET VERGİSİ ALIN"
Sendikaların ortak hale getireceği taleplerden birinin de sermayedarlardan servet vergisi alınması olduğunu ifade eden Alagöz, “Bu tabloyu yoksullar, emekliler, emekçiler, işçiler çekmemeli. Sermaye aldığı kârın yüzde kaçını devlete veriyor? İşverenler, hükümete ekonomik krizden çıkmaları için aldıkları kârdan pay versinler. Bugün emekliye yüzde 25 zam veriyorsun, asgari ücrete yüzde 36 küsur zam verip, daha cebine girmeden geri alıyorsun. O zaman hükümet bütün sermayeden servet vergisi alsın. Ülkenin kaymağını yiyen yüzde 5’lik kesim kârının yarısını verse bu kriz biter” dedi.
“Bizlerin görevi emekçinin hakkını korumak” diyen Alagöz şu çağrıyı yaptı: “Tüm konfederasyonların genel başkanlarının yan yana gelip ne yapacağını tartışması gerek.”
"SÖZLEŞMELER ERİDİ, VERGİ YÜKÜ ARTTI"
Yapılan sözleşmelerde alınan zamların çoktan eridiğini belirten, işçiyi enflasyon karşısında koruyacak sözleşmeler için birlikte hareket edilmesi çağrısında bulunan DERİTEKS Genel Sekreteri Ayhan Yanılmaz “Bu saatten sonra sendikaların yapması gerekenlerin arasında sözleşmelerin gözden geçirilmesi de var. Enflasyon ya da kur korumalı olabilir sözleşmeler. Ya da yıl başında asgari ücrete yüzde 25 zam mı gelecek, o zaman tüm işçilerin ücretlerine yüzde 25 zam gelecek. Biz o aradaki makası korursak sözleşmelerin bir anlamı olur. Türkiye’de sendikaların yaptığı sözleşmeler asgari ücretin altında kaldı” dedi.
İşçinin sırtındaki vergi yükünden kurtulması gerektiğine dikkat çeken Yanılmaz şunları söyledi: “Sendikalı ve sendikasız arasında ücret konusunda neredeyse fark kalmadı. Bu durum işçilerin sendikalara yönelmesinin önünü de kesiliyor. Öte yandan işçi evine aldığı 3 ekmeğin 1’ini devlete vergi yoluyla veriyor. Bu adaletsizliğin kesinlikle değişmesi gerekiyor. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı talebi etrafında mücadele verilmeli. İşçinin vergi vermemek için gider göstermeme şansı yok, cebine girmeden alınıyor. İşverenin vergisi bir sene sonraki mart ayında alınıyor. İşçiler peşin çalışıyor, patronlar veresiye. Üstelik gider gösterme şansı var. Arabasının mazotunu bile gider olarak gösterebiliyor. Sendikaların ve sendikacıların bu talep üzerine eğilmesi gerekiyor. Sendikacıların kimi mevcut AKP hükümetinden korkuyor kimisi de sermayeden çekiniyor. Sendikacılık bir meslek değildir. Ülkede bir barınma sorununa, eğitim, sağlık sorunlarına sen bir ses çıkaramayacaksan sendikal mücadele vermiş olmazsın. Sendikaların tek görevi yetkili oldukları fabrikalarda sözleşme imzalamak değildir” dedi.