Diyanetin Kobane davasında taraf olmasına tepki: Tarikatlardaki vahşete ses çıkardınız mı?
Kobane davasına müdahil olmak için mahkemeye başvuran Diyanet’in “sapkın akım ve gruplar” suçlamasına Yeşil Sol Partiden tepki geldi.
Çizer: Ercan Altuntaş
Diyanet İşleri Başkanlığı, 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobane davasına katılma talebinde bulundu. Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının cezalandırılmasını isteyen Diyanet, müdahil olma başvurusunda, “Camilerin terör eylemleri sebebiyle zarar görmesinin toplum nezdinde devleti itibarsızlaştıracağı” ifadelerine yer verildi. Davada yargılanan siyasetçilere yönelik ise “Nitekim vicdanlara hitap eden din hizmetlerinde itimat ve güvenin kaybolması halinde boşluk kabul etmeyen bu alanın çeşitli sapık akım ve gruplara kalacağı tartışmasızdır” ifadeleri tepki topladı.
Mezopotamya Ajansına konuşan Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Avukat Cahit Kırkazak, Diyanetin "sapkın" söylemine tepki göstererek, “Sapık olduğunu iddia ettiği insanlar, dünyanın ve İslam’ın başına bela olmuş IŞİD’e karşı direnen Kobane halkına dayanışma göstererek şeytan olmayı reddeden kesim. Bunu bir partiye söylemiyor. Bizzat halkın kendisine söylüyor” dedi.
HDP Genel Merkezinde basın toplantısı gerçekleştiren Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren de 3 yılı aşkın bir süredir devam eden Kobane davasında iktidarın intikam yaklaşımı olduğunu ifade etti. İktidar, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, MİT ve devletin bütün güvenlik birimlerinin o dönemde yaşanan provokasyonlardan, ölümlerden sorumlu olduğunu belirten Eren, sanık olarak yargılanması gereken kurumların, davaya mağdur sıfatıyla müdahil olma yarışına girdiğini söyledi.
"DİYANET DİLEKÇEYLE SAVCILIK ROLÜNE SOYUNMUŞ"
Diyanetin gönderdiği dilekçe ile adeta savcılık rolüne soyunduğunu ifade eden Eren, “Partimiz, rehin arkadaşlarımız ve avukatlarımız AKP’nin başından beri bu kumpas davasını IŞİD’in intikam davasına çevirdiğini boşuna söylemiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı dilekçesindeki diliyle adeta IŞİD’in sözcülüğüne soyunmuştur” dedi.
IŞİD’in katliamlar yaparken Diyanetin fetvalarında masum cihatçı olarak gösterdiğini söyleyen Eren, “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil diyen, 9 yaşındaki kız çocuğunun evlenebileceğini söyleyen, sapık akımlara adeta icazet veren, halkı yoksulluk ve açlığa mahkum edilirken milyonluk araçlara binen Diyanet ve kurum yetkilileri topluma ve arkadaşlarımıza ahlaktan ve hukuktan bahsedemez. 1993’te Sivas’ta canlarımız diri diri yakılırken, Diyarbakır’da Suruç’ta, Ankara Garı önünde insanlarımız katledilirken Diyanet İşleri Başkanlığı barış ve güven içinde yaşamanın önemini anlatmaya gayret edip davalara katılmak için müdahil oldu mu? Tarikat yurtlarında meydana gelen vahşetlere bir gün olsun ses çıkardı mı?” diye sordu.
"HAKİKAT ER YA DA GEÇ ORTAYA ÇIKACAK"
Kobane davasında hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağını söyleyen Eren, “Diyanet İşleri Başkanlığının, savcının iftiranamesinden sonra arkadaşlarımızın cezalandırılması için uzun uzadıya yapmış olduğu gayrı ahlaki, gayri hukuki bu değerlendirmesine, arkadaşlarımızın cezalandırılması için yaptığı bu fetvaya karşı yargılanan arkadaşlarımız ve partimiz hukukun üstünlüğü, demokrasi ve barış mücadelesini sürdürecektir. Bu haksızlığa, ahlaksızlığa ortak olanlar da hem vicdanlarda hem de bir gün bağımsız ve tarafsız mahkemelerde, uluslararası hukuk mekanizmaları önünde tıpkı IŞİD barbarları gibi mahkum olacaktır” dedi. (Ankara/EVRENSEL)