İzmir’deki kamu emekçileri: Ortak ses çıkarmak şimdi daha elzem
Kamu emekçileri hızla yoksullaşırken, seçim dönemindeki vaatlerin yerine getirilmemesi kamu emekçilerinin tepkisine neden oluyor.
Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Dört milyon civarında kamu emekçisini, 2.5 milyon civarında memur emeklisini ilgilendiren 7. dönem kamu toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri 1 Ağustos’ta başladı. Kamu emekçileri hızla yoksullaşırken, seçim dönemindeki vaatlerin yerine getirilmemesi kamu emekçilerinin tepkisine neden oluyor. TÜİK’in enflasyon rakamları üzerinden belirlenen ücret artışları kamu emekçilerinin beklentisini karşılamazken, temmuz ayı yoksulluk sınırı 37 bin 974 TL olarak açıklandı. İnsanca bir yaşamın acil bir ihtiyaç halinde olduğunu söyleyen İzmir’den kamu emekçileri, aynı zamanda grev hakkının olduğu bir TİS istiyor. Emekçiler “Ortak ses çıkarmak şimdi daha da elzem” diyor.
‘EMEKÇİLERİN ALIM GÜCÜ ÇOK DÜŞTÜ’
7. dönem TİS görüşmelerinin de öncekilerden farklı olmadığını söyleyen Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Ümit Akıncı, “Gerçek anlamda sendika ve grev hakkı olmadığı için bundan önce yapılan görüşmelerden farklı olacağını düşünmüyorum. Fakat bu yıl geçen yıllardan farklı olarak ekonomik durum çok kötü. İşçilerin, kamu emekçilerinin, bir bütün olarak emekçilerin alım gücü çok düştü. Yaşamak için yaptıkları harcamalar olağanüstü arttı. Dolayısıyla birazcık daha direnç varlığından söz edebiliriz” dedi.
‘TALEPLER ORTAKLAŞTIRILMALI’
Kamu emekçilerinin taleplerinin ortaklaştırılması gerektiğini belirten Kamu Emekçisi Erdal Özçelik, “Memur-Sen’in taleplerinin baştan reddedilmesi gerekiyor. Konfederasyonlar, kamu emekçilerinin taleplerini içeren ortaklaşa bir deklarasyon hazırlayıp, kamu işvereniyle masaya oturmalı. Yoksulluk sınırının altında bir maaş ile geçinmek çok zor. Geçinememe çığlığı her yerden yükseliyor. Önemli olan ortak ses çıkarmayı sağlamak” diye konuştu.
EK ÖDEME DE ÇARE OLMADI
Daha iyi koşullarda yaşamak istediklerini söyleyen Güvenlik Emekçisi Maide Taş, “Fakat yaptığımız eylemler istediğimiz gibi bir dönüşüm sağlamıyor. Seçim sonrası karşılaştığımız zamlar karşısında aldığımız yüzde 17.5 artı ek ödeme eksiye düşüşümüzü engelleyemedi. Bize çay kaşığı ile verip kepçeyle geri alındı. Sadece biz kamu emekçileri değil, bütün halk aynı durumda. Tüm iş kollarında çalışanlar olarak birlikte tepki göstermemiz gerekiyor” dedi.
‘HALK YOKSULLUKLA BOĞUŞUYOR’
Toplumun tüm kesimlerinin derin bir yoksulluk içinde yaşadığını belirten, 30 yıllık Kamu Emekçisi Şükrü Dinçel de halkın büyük bir kesiminin yoksullukla boğuştuğunu söyledi. Dinçel, “İktidardan beklentimiz yaşanan yoksulluğu görmesi. Gerçek anlamda grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı istiyoruz. TÜİK rakamları üzerinden değil gerçek veriler üzerinden hesap yapılmasını istiyoruz. AKP iktidarı boyunca maalesef mali haklarımızla birlikte sosyal haklarımızı da kaybettik. İnsanca yaşayacak ücret ilk talebimiz” diye konuştu.
‘ÜCRETLERİMİZ 15 GÜNDE ERİDİ’
İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan Bilal Parla da “Adlığımız ücret zammı 15 gün içinde eridi, paramız pul oldu. Önceki yıllara nazaran daha kapsayıcı, iyileştirici bir toplu sözleşme süreci olmasını bekliyorum. Grev hakkının olduğu bir toplu sözleşme gerekiyor. Haklarımızı alamadığımızda üretimden gelen gücümüzü kullanmak istiyoruz” dedi.