Stephen King’den ‘Peri Masalı’
Gözde Tüzer, Stephen King'in "Peri Masalı" isimli kitabına dair yazdı.
Stephen King / Fotoğraf: Pinguino Kolb/Flickr (CC BY-SA 2.0)
Gözde TÜZER
Stephen King deyince insanın aklına elbette korku ve gerilim geliyor. Hayvan Mezarlığı, Yeşil Yol, O, Medyum, Mahşer ve onlarca kitap… Kitapları okurken korkudan yarım bırakan insanlar tanıyorum. Ve o kadar çok kitabı var ki bir yakınımın dediği gibi “Ben bitirene kadar kitap yazıyor adam.” Zira Wikipedia’ya göre; yedi tanesi Richard Bachman mahlasıyla olmak üzere, 63 roman ve 5 kurgu dışı eser yayımladı. Ayrıca çoğu, kitap koleksiyonlarında yayımlanan 200 kadar öykü yazdı.
17 YAŞINDA SIRADAN BİR ÇOCUK
Yeni kitabı Peri Masalı ise bambaşka bir hikaye anlatıyor. Elbette gerilimden vazgeçmeden. Fairy Tale Altın Kitaplar aracılığıyla Türkçe yayımlandı. Kitaptaki kahramanımız ise 17 yaşındaki Charlie Reade adında beyzbol ve Amerikan futbolunda başarılı, sıradan bir lise öğrencisi. Kitap bir yanıyla büyükler için yazılan masallardan biri de sayılabilir. Charlie bir gün tekinsiz gibi görünen büyük bir evde tek başına yaşayan Bay Bowditch ve onun köpeği Radar’la tanışıyor. Olaylar da böyle başlıyor. Hem de ne olaylar.
Evin arkasında zaman zaman tuhaf seslerin duyulduğu bir kulübe, kulübenin içindeyse bir kuyu var. Kuyu nereye çıkıyor dersiniz? Eh boşuna “Peri Masalı” dememiş King. Masal bu ya, bu kuyu bambaşka bir dünyaya açılıyor. Gökyüzünde iki ayın ve bizim dünyamızdaki gökbilimcilerin hiç görmediği yıldızların parladığı, korkunç cezalara maruz kalmış prens ve prenseslerin sürgün edildiği, sakinlerinin hastalıkla lanetlendiği bir dünyaya...
İYİYLE KÖTÜNÜN SAVAŞI
Kitabı okurken hem iyiyle kötünün savaşını hem de iyilik yapmanın, verilen sözleri tutmanın değerini anlıyorsunuz. Başka bir dünyada başka bir gerçeklikte geçen hikayeler bir yanıyla neyin gerçek neyin hayal olduğunu da karıştırtıyor insana. Fakat her iki dünyada da iyi insanların ve kötü insanların olduğunu görüyorsunuz. İnsanların zaaflarının ne gibi sonuçlarını olduğunu da anlıyorsunuz. Zira efsanevi canlıların yaşadığı, başka bir gerçekliğin olduğu evreni, bizim dünyamızdan korumak gerektiğini söylese de Bay Bowditch, o kuyuyu kapatmamakta direniyor. Çünkü bir gün yine gitmek isteyebilir. Bay Bowditch’in kişisel arzuları evrene iyilik yapmaya üstün geliyor.
Kitap çocuk klasiklerinin örneklerini de hatırlatıyor. Üç Küçük Domuzcuk’tan Kaz Kız’a pek çok masal kahramanı bir şekilde kendine yer buluyor. Ancak bu King evreninde başka bir gerçeklik olduğunu unutturmadan. Ayrıca kitapta Stephen King’in önceki kitaplarına atıflar bulmak da mümkün. Üstelik çok nadir olmakla beraber King bu kez okurlarına mutlu son veriyor.