Kobane davası | Gerçeklerin ortaya çıkmasını başından beri iktidar engelliyor
Kobane davasında savunma yapan siyasetçiler, ölümlerin aydınlatılması için verilen önergelerin iktidar tarafından reddedildiğini hatırlattı.
Fotoğraf: Evrensel
Kobane davasında savunma yapan siyasetçiler, "Öldürülenlerin katillerinin bulunmasına dair HDP’nin verdiği en az 14 önerge AKP ve MHP tarafından reddedildi. Bu yeterince bir şey anlatmıyor mu?" diye sordu.
IŞİD’in Kobane'ye yönelik saldırısı sonrasında pek çok kentte 6-8 Ekim 2014 yaşanan protestolar nedeniyle HDP'nin eski eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobane davasının 28’inci periyod duruşmasının ikinci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülüyor.
Sincan Cezaevi Kampüsü’nde tutuklu bulunan siyasetçiler ile avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Figen Yüksekdağ, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
"IŞİD NEDEN BU DOSYADA YOK?"
Duruşmada ilk olarak tutuksuz yargılanan Bircan Yorulmaz söz aldı. Duruşmaların kesintisiz bir şekilde sürmesinin kendilerini ve avukatlarını mağdur ettiğini, gelinen aşamada kendileri için bunun bir “eziyet” olmaya başladığını dile getiren Yorulmaz, suçlamalara değindi.
Suçlamalara dair bir illiyet bağı kurulmamış olmasına rağmen uzun süre tutuklu kaldığını paylaşan Yorulmaz, “Bu ne hukuken ne de ahlaken doğru. Dosyamızın savcısı da iddianameyi hazırlayan savcı gibi ısrarlı görünüyor. Bu dosyada bahsedeceksek en başta IŞİD’ten söz etmek gerekiyor. İddianamede IŞİD’ten söz edilmiyor. Bunun bilinçli olarak yapıldığını biliyoruz. IŞİD’in Türkiye ve dünya çapında yaptıklarına değinmek istiyorum. Birçok katliam yapmıştır. Bizlerin de görevi IŞİD’e karşı mazlumun yanında olmaktır” dedi.
"ÖNERGELERİN HEPSİ REDDEDİLDİ"
Yorulmaz mahkeme heyetine “Kobane olaylarında öldürülenlerin katillerinin bulunmasına dair HDP’nin verdiği en az 14 önerge AKP ve MHP tarafından reddedildi. Bu yeterince bir şey anlatmıyor mu?” sorusunu yöneltti.
Yorulmaz son olarak şunları söyledi:
“Kürt sorununda adil, barışçıl bir çözüm istediğimiz için yargılandığımızı tüm dünya biliyor. Bu kumpasa ortak olmayın. HDP’nin içinde yer aldığımız için yapılan bu zulme son verin. Soruşturmanın başından beri hedef gösterildik. Bunların verdiği zararlar nasıl telafi edilecek?”
4 YIL BOYUNCA DELİL BULUNAMADI
Tutuksuz yargılanan siyasetçi Bircan Yorulmaz’ın avukatı Ayşen Akçay Senem, müvekkiline yönelik suçlamalara dair pek çok tespit yapıldığını ve bunların birçoğunda çeşitli hatalar olduğunu dile getirdi. Müvekkilinin soruşturma kapsamında daha önce emniyete beyan verdiğini ve 4 yıl boyunca hakkında gözaltı veya tutuklamaya dair bir işlem yapılmadığını ancak daha sonra tutuklanıp 2 yıl boyunca tutuklu kaldığını dile getiren Senem, müvekkilinin niçin tutuklandığına dair aylarca bilgilendirilmediklerini söyledi. Bunun bir hak ihlali olduğunu ve adil yargılamanın gaspı niteliğinde olduğuna değinen Senem, “Soruşturma savcısı 4 yıl boyunca müvekkilimin aleyhinde bir delil bulamamıştır” dedi.
"KANIYA NEREDEN VARILDI?"
Yorulmaz’a yönelik suçlamalara değinen Senem, bu suçlara dayanak olarak sosyal medya paylaşımlarının gösterildiğini ve başkaca delil olarak gösterilen bir hususun olmadığını ifade etti. Müvekkiline yönelik suçlama konusu yapılan ve PYD’nin Avrupa Merkezi’nin gönderdiği ileri sürülen maile değinen Senem, mailin doğrudan HDP’ye atılmadığını ve pek çok kurum ve kuruluşa atıldığını dile getirdi. Mailin, “PYD’nin HDP ile doğrudan ilişkisi var” şeklinde değerlendirildiğini belirten Senem, mailde HDP ve HDP MYK’ya ilişkin bir hususun olmadığını söyledi. Açık tanıkların beyanlarına işaret eden Senem, bu kişilerin de MYK’ye yabancı kimsenin katıldığına dair bir beyanda bulunmadığını söyledi. Senem, “Bu kanıya nerden varıldığını anlamıyorum” diyerek, tepki gösterdi.
"İADE EDİLMESİ GEREKİRDİ"
Senem devamla, “İddianamenin kabul edilmesi başlı başına hukuka aykırı. CMK’ya göre iade edilmesi gerekirdi. Tamamen usulsüz hususlar içeriyor. Sevk maddesi dahi yer almıyordu. Hükümetin, TSK’nin ve devletin PYD ile yürüttüğü ilişkiyi sabah müvekkilim anlattı. Yıllarca süren ilişkilerin bir anda tüm bu ilişkilerin suç olduğunu öğrendik! Düzgün bir soruşturma evresi yapılmış olsaydı bu yargılama hiç başlamazdı. Müvekkilimin hiçbir hakkı gözetilmedi. Ayrıca lehine olan hususlar iddianamede yer almadı. Yanı sıra MYK toplantısında yer aldığını uzun bir süre ileri sürüldü. Bir çuval alınmış ve her şey içine atılmış. Bunun içinden suç çıkarılmaya çalışılıyor” diye kaydetti.
"DELİL OLMADAN İLİŞKİ KURULDU"
Mahkemenin de usulsüz işlemlere imza attığını ve buna örnek olarak daha önce bir tanığın herkesten habersiz dinlenmesini gösteren Senem, “Tanıkların hiçbiri müvekkilim ile ilgili bir beyanda bulunmadı, teşhis etmedi. Hiç somut deliliniz olmadan tanıkların söylediklerini müvekkilim ile ilişkilendirdiniz” diyerek, tepkisini ortaya koydu. Senem, tanık beyanlarının ne şekilde alındığı ve daha önceki beyanların kendilerine okunup okunmadığını da bilmediklerini söyledi.
"MYK ÜYESİ DEĞİL"
Yargılanan pek çok ismin sorgusu yapılmadığını ve buna rağmen esas hakkında mütalaa hazırlandığını dile getiren Senem, sonrasında mütalaa karşı süre verildiğini ancak bu sürenin yetmediğini söyledi. Mütalaanın çok özensiz bir şekilde hazırlandığını dile getiren Senem, sundukları bilgi ve bulguların mütalaada yer verilmediğini belirtti. Müvekkilinin lehine olan hususlarının mütalaaya eklenmediğini kaydeden Senem, “Mütalaada iddianamenin aynısı. İddia makamı, mütalaasını geri alabilir. CMK’da bunu engelleyen bir husus yok. Biz, müvekkilimiz hakkında derhal beraat talebinde bulunması istiyoruz” diye kaydetti.
Müvekkilinin HDP MYK üyesi olmasının suçlu görülmesi için yeterli bulunduğunu dile getiren Senem, müvekkilinin Kobanê Olayları öncesinde HDP’den istifa ettiğini ve bu durum ile MYK görevinin de bittiğini ancak mütalaada ısrarla MYK üyesi olduğunun ileri sürüldüğünü belirtti. Senem, “MYK üyesi olmak ‘terör örgütü’ üyesi olmak değildir” diyerek, “MYK üye olma” suçlamasına tepki gösteren Senem, MYK toplantısının yapıldığı sırada müvekkilinin İstanbul’da olduğu ve aynı gece Galatasaray Meydanı’nda olduğunu ıspatladıklarını dile getirdi.
"PYD’YE AİT DEĞİL"
PYD’nin Kobanê’ye dair gönderdiği ileri sürülen mailde yer alan içeriğe değinen Senem, BM’nin de benzer açıklama ve uyarılarda bulunduğunu paylaştı. PYD’nin gönderdiği ileri sürülen mailin müvekkili Yorulmaz’a gönderilip gönderilmediğine dair bilirkişiden rapor aldıklarını dile getiren Senem, bilirkişinin Yorulmaz’a mail gönderildiğine dair bir tespitte bulunmadığını söyledi. Senem, PYD’nin attığı ileri sürülen mailin de PYD tarafından atılmadığı, gönderen kurumun Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) olduğunu ispatladıklarını paylaştı.
"DOĞRUYU YANSITMIYOR"
Senem, iddia makamının söz konusu mailin müvekkili tarafından başkalarına da gönderildiğini ileri sürdüğünü ancak bu durumun doğruyu yansıtmadığını, buna yaptıkları itirazlara rağmen bu hususun aynı şekilde dosyada yer almayı sürdüğünü söyledi. Yorulmaz’ın dijital materyallerinde yer alan bilgilerin ve paylaşımların suç teşkil etmediğini belirten Senem, hiçbirinin şiddet içerikli olmadığını vurguladı. Senem, “Herkes örgütlenme hakkına sahiptir. Buna ilişkin AİHM kararları da vardır. Mahkeme birçok defa vurguladığı gibi çoğulculuk olmadığında demokrasi de olmaz. İfade özgürlüğünün toplu olarak kullanması siyasi parti görevlerinin bir kısmını oluşturur” diyerek, bu kapsamda daha önce verilen emsal kararları paylaştı.
"HAK KULLANIMI CEZALANDIRILIYOR"
Senem savunmasının devamında şöyle konuştu: “Mail ve paylaşımlar Anayasa’da haberleşme olarak ele alınıyor. Haberleşme hürriyeti engellenemez. Kişiler ve siyasi partiler, kitle haberleşme araçlarına sahip olabilirler, bu hakları güvence altına alınmıştır. Bahsettiğimiz mailler parti içi maillerdir. Ve Anayasa’nın 31’inci maddede bu hak güvence altına alınmıştır. Düşünceyi başkasına aktarma, tercihleri doğrultusunda tutum ve davranışta bulunma serbestir. Müvekkil iletişim kanalları ile düşüncelerini aktardığı için yargılanıyor. Bu ihlale yol açıyor. Bu yargılama ile hakkın kullanımın cezalandırıldığını görüyoruz.”
Senem son olarak, müvekkili Yorulmaz hakkında süren adli kontrol şeklindeki uygulamanın kaldırılmasını da talep etti. Talebe ilişkin ara karar oluşturan mahkeme, buna ilişkin kararı daha sonra oluşturacağına karar verdi.
Duruşmaya, yarın saat 10.00’a kadar ara verildi. (Ankara/MA)