Dr. Barış Işık üçüncü kez görevine iade edildi | Yaşanan hukuksuzluktan hukuk kitabı çıkar
Görevine son veren Anadolu Üniversitesine açtığı davayı üçüncü kez kazanan Dr. Barış Işık, Hukuk Fakültesi özelinde yaşanan hukuksuzlukların bir kitabın konusu olmayı hak ettiğini vurguladı.
Dr. Barış Işık
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki görevi, hakkında açılan soruşturma bitmeden sonlandırılan Dr. Barış Işık, üniversiteye açtığı davayı üçüncü kez kazandı. Işık, Hukuk Fakültesi özelinde yaşanan hukuksuzlukların bir kitabın konusu olmayı hak ettiğini vurguladı.
Dr. Barış Işık, Avukat Heval Yıldız Karasu’nun Eskişehir’de bulunan ofisine 2018’de av tüfeğiyle yapılan saldırıyı kınayan açıklamasına katıldı. Eskişehir Barosunun temsilcileri ile sendika temsilcileri ve belediye başkanının da katıldığı açıklama sonrası Anadolu Üniversitesi Dr. Barış Işık’a soruşturma açtı. Soruşturma sürerken Işık’ın görev süresi yenilenmedi ve Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki görevine son verildi. Bu kararın ardından Işık’ın 5 yıllık hukuk mücadelesi başladı. 2019 ve 2021’de hakkında işe iade kararı verilen Işık, üçüncü kez işine iade edildi. Kararı gazetemize değerlendiren Işık, “Ciddiyetten uzak, kamusal yetkilerin sonuna kadar kötüye kullanıldığı bu süreç hukuk adına trajikomik bir hal aldı” dedi.
SÜREÇ AKILALMAZ NOKTALARA VARDI
Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Barış akademisyenlerinin tasfiyesiyle başlayan ve çeşitli şekillerde devam eden süreç akılalmaz, ‘Bu kadar da olmaz’ dedirten noktalara varmış bulunuyor. Bu süreçte, hukuki metinlere geçecek biçimde Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ‘Masonik-Fetöcü-Marksist’ bir terör yapılanması olduğu iddia edilebildi. İddiaya göre fakülteyi terör yuvasına çevirmek için bütün farklılıklar bir tarafa bırakılıp bir araya gelinmiş, çoktan seçmeli, kokteyl bir örgüt kurulmuştu. Bu örgütün eş başkanları eski dekan ve bir kısmı halen fakültede görev yapan öğretim üyeleriydi. Ben ise idari soruşturma raporundaki ifadeyle ‘Eskişehir ili özelinde herhangi bir siyasetçinin veya basın mensubunun sahip olmadığı bir kudrete erişmiş, adeta kilit bir siyasi figür olarak ön plana çıkmış, üzerimden manevra bulmak isteyen siyasi ve karanlık güçlerin (FETÖ, terör destekçisi Marksist Cephe ve Masonik yapının) el birliğiyle ortaya çıkarmış olduğu projenin’ bir ürünüydüm” diye konuştu.
‘BİLİM YERİNE LİYAKATSİZLİK EGEMEN’
Akademisyenlere fantastik suçlamalarla soruşturmalar açmaya varan sürecin aslında üniversitelerdeki son 10 yıllık dönüşümün sonucu olduğunu belirten Işık, bilimsel tartışmanın egemen olması gereken üniversitelere iftira ve liyakatsizliğin egemen olduğunu ifade etti. Işık, “Yerel ve merkezi iktidara koşulsuz biatin istendiği, idarecilerle aynı düşüncede olmayan akademisyenlerin tasfiye edilmeye çalışıldığı, mesleği hukuku öğretmek olanların hukuku ayaklar altına aldığı, akademisyenlerin birbirlerine selam vermez olduğu, fakülteye giderken ayaklarının geri geri gittiği bir korku imparatorluğuna dönüştü” dedi.