Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde SES üyesi emekçiler TİS taleplerini açıkladı
İzmir Atatürk EAH sağlık emekçileri ücretler belirlenirken yoksulluk sınırının temel alınmasını talep ederek taleplerinin kabul edilmemesi halinde 16 Ağustos’ta iş bırakacaklarını ilan etti.
Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri, kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair basın açıklaması düzenledi. Başhekimlik önünde gerçekleştirilen açıklamada basın metnini SES İşyeri Temsilcisi Neşe Kaya Kalender okudu.
"HER GEÇEN GÜN DAHA DA YOKSULLAŞTIRILDIK"
Geride bırakılan 12 yıl içinde kaybedenin hep emekçiler olduğunu aktaran Kalender, “Hep daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa, daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş, masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmıştır” dedi.
“KAYNAK YOK DEMELERİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Krizden nemalananların daha yüksek kârlar elde ettiğini, sıra emekçilere geldiğinde ise "kaynak yok" denildiğini dile getiren Kalender, “Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, 'zordayız' diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kâr elde ediyorlar. Ancak bizler, bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok” diye konuştu.
“TÜİK RAKAMLARI DEĞİL YOKSULLUK SINIRI TEMEL ALINSIN”
Gelinen noktada hükümetin temmuz ayı maaş artışlarıyla milyonlarca kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluğa, emekli olunca ise daha fazla sefalete terk eden yeni bir maaş-ücret rejimi yarattığını söyleyen Kalender, tüm kamu emekçilerine brüt 8 bin 138 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin, mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmesini talep ettiklerini belirtti.
TÜİK rakamlarının değil, yoksulluk sınırının temel alınarak ücretlerin belirlenmesini istediklerini ifade eden Kalender, “İktidarın ‘en düşük maaş’ olarak ifade ettiği maaş dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı üzerine, yani 2024 yılı ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmalıdır. Eş yardımı 3 bin 310 TL’ye, çocuk yardımı her çocuk için 2 bin 220 TL’ye çıkarılmalı, konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7 bin 500 TL, diğer şehirlerde 5 bin TL kira yardımı verilmelidir. Vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergilerin düşürülmesini, servet vergisi getirilmesini ve sağlıkta şiddetin önlenebilmesi için etkin bir yasa çıkarılmasını istiyoruz” diyerek taleplerini sıraladı.
“TALEPLERİMİZ KABUL EDİLMEZSE 16 AĞUSTOS’TA İŞ BIRAKACAĞIZ”
Kalender, “Bu talepler karşılanamaz talepler değildir ve kaynak fazlasıyla vardır. Yeter ki iktidar, tercihini sermayeden yana değil emekten ve emekçiden yana koysun. Ancak diğer TİS görüşmelerinde olduğu gibi bir kez daha TÜİK verileri esas alınarak sadece birkaç başlıkta önümüze bir teklif gelirse KESK olarak bunu kabul etmeyeceğimizi ve 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağımızı buradan ilan ediyoruz” dedi.
(İzmir/EVRENSEL)