10 Ağustos 2023 16:46

Mor Çatı ‘Kolluk Uygulamaları’ raporu: Cinsiyetçi bakış açısı kötü uygulamaların temel nedeni

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, ‘Türkiye’de Erkek Şiddetiyle Mücadelede Kolluk Uygulamaları’ raporuna göre; cinsiyetçi bakış açısının kötü uygulamaların temel sebebi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı (Mor Çatı) tarafından hazırlanan “Türkiye’de Erkek Şiddetiyle Mücadelede Kolluk Uygulamaları” (https://morcati.org.tr/wp-content/uploads/2023/08/kolluk-kades-rapor-web.pdf) raporu, şiddetle mücadelede ilk başvuru mercii olarak tanımlanan kolluk birimlerini odağına alıyor. Şiddete maruz bırakılan kadınların en sık başvurduğu kolluk birimlerinin aynı zamanda kötü uygulamalar ile en çok karşılaştıkları kurum olmasından hareketle raporda kolluğun görev tanımı ve uygulama pratikleri ele alınıyor.

Rapora 1 Mart 2022 -1 Mart 2023 tarihleri arasında Mor Çatı dayanışma merkezinden ya da sığınağından destek alan kadınların ve çocuklarının deneyimleri ve onlarla dayanışma kuran gönüllülerin tanıklıkları kaynaklık ediyor.

Rapora kaynaklık eden deneyimler kadına yönelik şiddetle mücadelede kilit rolü olan kolluk birimlerinin cinsiyetçi bakış açısı ile hareket etmesinin bir dizi kötü uygulamayı tetiklediğini gösteriyor. Rapor ayrıca bütüncül bir izleme ve değerlendirme sistemi ve denetim eksikliğinin giderilmesi kötü uygulamaları ortadan kaldırmaya engel olduğunun altını çiziyor.

KOLLUK BİRİMLERİNE YAPILAN BAŞVURULARDA YAPILMASI GEREKENLER

Mor Çatı raporunda kolluk birimlerine yapılan başvurularda yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor:

  • Şiddete maruz kalan kadın, kendisinin başvurusu yahut KADES veya telefonla ihbar üzerine polis devriye ekibinin olay yerine intikal etmesi üzerine büro amirliklerine getirilmelidir.
  • Eğer başvuru herhangi bir karakola yapıldıysa, başvuran kadın Aile içi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliklerine yönlendirilir. Eğer ekonomik nedenlerle ya da güvenlik riski nedeniyle kendi gitme imkanı yoksa karakoldan büroya polis eşliğinde götürülmelidir.
  • Büro amirliğinde görüşme yapılmalı ve 12 sayfalık inceleme formu doldurulmalıdır. Bu form bir “risk analizi” içerir ve bu analize göre tedbir kararları alınması beklenmektedir.
  • İnceleme formu doldurulduğu anda ŞÖNİM sisteminde bu form görünür hale gelmelidir.
  • 12 yaş altı çocuklar için pedagog ve avukat eşliğinde ifade alınmalıdır.
  • Kadın gerekirse darp raporu için hastaneye götürülmelidir.
  • Gerekirse polis kadının adliyeye gitmesi için refakat etmelidir.
  • Kadının ŞÖNİM’e gitmesi gerekiyorsa polis eşliğinde götürülmelidir.
  • Kadının sosyal yardım ihtiyacı varsa SYDV’ye başvurusu yapılmalıdır.

SİSTEMİN KURGUSU DEĞİŞMELİ, KADIN ÖRGÜTLERİ SÜRECE DAHİL EDİLMELİ

Kadına yönelik şiddetle mücadelede kilit bir rolü olan kolluk birimlerinin sistemde konumlanış biçiminin sorunlu olduğu ifade edilen raporda, sonuç olarak “Kolluk birimlerinin görevlerine bir sosyal hizmet uzmanının sunabileceği hizmetleri tanımlamak, sistemin işlemesini en başından imkansız hale getiriyor. Bu nedenle kötü uygulamalar yaygın bir pratik olarak gözlemleniyor. Kuşkusuz cinsiyetçi bakış açısı ile hareket etmek, kadınların maruz kaldıkları kötü uygulamaların temel nedeni. Bir diğer yandan kolluk birimi gibi emir komuta zinciri içerisinde görev yapıp kanunları eksiksiz uygulamakla yükümlü bir mekanizmada kötü uygulamalar ile karşılaşılması denetim eksikliği ve sistemsel sorunların da işaretçisi” dendi.

KADES’e dair yapılan değerlendirmede ise şu tespit yapıldı: “Teknik bir yenilik olarak sıklıkla üzerinde durulan KADES, nihayetinde kolluk birimlerinin olay yerine gelmesi için çağrı gönderen bir telefon uygulaması. KADES’i kadına yönelik şiddetin çaresi olarak tartışmaktansa, kolluk birimlerine kadına yönelik şiddetle mücadelede tanımlanan görevleri gözden geçirmek ve görevlerini cinsiyetçi yargılardan uzak, eksiksiz yerine getirmelerini sağlayacak denetim mekanizmalarının kurulması gerekiyor.”

Sığınağa kabul için bir ön şart olarak karakolu gösterme gibi mevcut uygulamaların kadınlar başta olmak üzere kolluk birimleri ve ŞÖNİM çalışanları için de zorlu bir süreci beraberinde getirdiği değerlendirmesi de yapılan raporda “Ne kadın sığınak başvurusu öncesinde dinlenip ihtiyaçlarına yönelik yönlendirme alabiliyor, ne kolluk görevlileri kadınların başvurularına destek verme kapasitesini gösterebiliyor ne de ŞÖNİM çalışanları ihtiyacı sığınak olmayan kadınlarla çalışma yapabiliyor. Bu sıkışmışlığı gidermenin yolunun sistemin kurgusunu değiştirmekten ve bu değişimi alanda deneyimli kadın örgütlerinin dahiliyeti ile gerçekleştirmek gerekiyor” dendi.

ÖNERİLER

  • Şiddetle mücadele mekanizmalarının her birinde kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynakladığı bilinciyle hizmet sunulmalıdır.
  • Kolluk birimleri şiddete maruz kalan kadınlar için birincil başvuru merkezi işlevi görmektedir. Kolluk birimlerinden bu görev alınarak kadınların ihtiyacını kapsamlı olarak anlayıp kadınlarla birlikte planlama yaparak sosyal destek sunabilecek kurumlara bu görev verilmeli ve ŞÖNİM’ler bu kurumlar arası koordinasyonu üstlenmelidir.
  • Özellikli sosyal hizmet sunacak kurumlar tarafından kadınlara adli süreçler ve hukuki haklarına dair bilgilendirme yapılmalı ve bu destek kolluk birimlerinden beklenmemelidir.
  • Gizlilik ihlali, yanlış/eksik bilgi verme, yasada belirtilen görevleri yerine getirmeme gibi görev ihlalleri titizlikle kovuşturma ve soruşturmaya tabi tutulmalı. Uygulanacak yaptırımlar aracılığı ile personelin keyfi davranışlarının önü kesilmelidir
  • Personel eğitimlerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri eklenmeli.
  • Düzenli aralıklarla tekrarlanan eğitimler ile personelin bilgisi güncel tutulmalı ve bu eğitimlerin uygulamadaki yansımalarını anlamak için etki ölçüm analizi yapılmalıdır.
  • Kolluk birimlerinde şiddet nedeniyle başvuran kadınlar için yapılan risk analizinin etkisi alanda deneyimli kadın örgütlerinin dahiliyeti sağlanarak değerlendirilmelidir.
  • Kolluk birimlerinin 6284 sayılı Kanun ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nda tanımlanan görevlerine dair uygulaması periyodik izleme ve değerlendirmeye tabi tutularak etkililiği araştırılmalıdır.
  • Kolluk birimine yapılan şiddet başvurularına dair nitelikli veri tutulmalı ve bu veriler düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
  • Savcılık ve Aile Mahkemeleri tarafından kadınların şiddet öyküleri ve ihtiyaçlarını gözetmeden, birbirinin kopyası tedbirler verilmesinin önüne geçilmelidir. ŞÖNİM’lerin de dahiliyeti ile kadınların ihtiyacına uygun süre ve kapsamda tedbir verilmeli, ihtiyacın devam ettiği durumlardan kadınların başvurması gerekmeden uzatma sağlanmalıdır.
  • Verilen tedbir kararlarının, çocuğun anne ile birlikte olduğu durumlarda çocuk için de uygulanması mutlaka sağlanmalı ve çocuğun durumu anneden bağımsız düşünülmemelidir.

KOLLUK PERSONELİ DENEYİMLERİ

“Tedbir kararı verilince adam eve gelmiyor. Kaldırılmasını isteyen kararın çok kadın oluyor. Ya sakinleşip barışıyorlar ya da adam maddi desteği kesince. Tedbir (konut) uzatan az. Sığınma evinde kalıyor bazısı da yine de tedbir kararı aldırıyor, sırf adam mağdur olsun diye. Kadın o sinirle sadece içindekini dışarı atmaya çalışıyor. Biraz zaman geçtikten sonra uzaklaştırma kararlarını geri çekmek için çok kez dilekçe veren oluyor. Gelenlerden 10 taneden 3’ü uzatma istiyor zaten. Kadınların uzatma kararı istememesi veya geri çekmesinin gerekçeleri; ailelerin araya girmesi, kadının sinirinin geçmesi, en önemlisi adam uzaklaştırılınca eve destek olmayı kesmesi ve kadının yoksulluğa düşmesi.”

“Ama tekrar geleceğini bildiğimiz için o ilk hassasiyet kayboluyor tabii. Mesela neydi kadının adı… Z diye bir kadın var. Ayda bir olmasa bile iki ayda bir bizim devamlı gelenlerimizdendir. Kocasını şikayet eder, onu uzaklaştırırız. Ama şikayetçi olmaz, boşanmaya da yanaşmıyor çünkü kadın 50 yaşında, bir daha evlenemem diye korkuyor.”

KOLLUK UYGULAMALARI

 “Kadınlar, kocalarından gördükleri şiddeti şikâyet etmek konusunda oldukça çekimser davranmaktalar. Bu çekimserlik “Başıma bela olmasın.”, “Kışkırtmak istemiyorum.”, “Çocuklarımın babası siciline işlemesin.” “Defalarca adliyede uğraşmayayım zaten ceza almayacak.” gibi ifadelerle gerekçelendirilmektedir. Son yıllarda ceza adalet sistemine güvensizlik toplumun her kesiminde artmıştır. Ancak kadınlar ayrıca kolluğun yaklaşımı nedeniyle şikâyetçi olmaktan imtina edebilmektedir. Kadınlar şikayetçi olmak üzere karakola gittiklerinde ifadeleri tam olarak yazılmadığı gibi duygu ve tepkileri de kayda geçmemektedir. Aynı zamanda çoğunlukla kadınlara hakları hakkında bilgilendirme yapılmadığı gözlemlenmiştir. Örneğin avukat talep etme ve avukat ile beraber ifade verme hakları kadınlara çoğunlukla hatırlatılmamaktadır. Özellikle avukat olmadan alınan ifadelerde kadınların anlattığı detaylar ifadeyi alanlar tarafından önemsiz görülüp tutanakta yer almadığı için, kadınların ifadelerinin eksik alınması hatta zaman zaman polisin ifadeyi değiştirerek yazması sebebiyle bazı suçlardan dava açılamadığı gözlemlenmektedir. Karakola yapılan doğrudan şikayetlerde savcılık nezdinde bir dosya numarası (soruşturma numarası) verilmemektedir. Karakol olay numarası ile dosyayı kaydederek şüphelinin ifadesini almayı, delilleri toplamayı beklemektedir. Bu bekleme süreci uzun sürebilmekte, aylarca dosya karakolda kalabilmektedir. Bu durum soruşturmanın uzun sürmesine sebebiyet verdiği gibi ciddi hak ihlallerine yol açmaktadır.”

Mor Çatı sığınağında kalan bir kadın yaşadığı kolluk deneyimi: “12 yaşından büyük oğlum olduğu için sığınağa gidemeyeceğimi, çocuktan ayrılmam gerektiğini söylediler. Karakolun içine bile almadılar. Karakolun önünde, dışarıda konuştular benimle.”

Mor Çatı sığınağında kalan bir kadın yaşadığı kolluk deneyimini şöyle anlattı: “12 yaşından büyük oğlum olduğu için sığınağa gidemeyeceğimi, çocuktan ayrılmam gerektiğini söylediler. Karakolun içine bile almadılar. Karakolun önünde, dışarıda konuştular benimle.”

Evlilik içi tecavüz ve dayak nedeniyle darp raporu alan kadın, ardından gittiği polis merkezinde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Uzaklaştırma kararı aldırmak ve darp raporunu işleme sokarak şikayette bulunmak istediğimi söyledim. Polisler eşimi karakola çağırdı. Bana “Şimdi şikayetçi olsan 3-4 yıl sonra adamla barışacaksın, sonra devlete 10 bin ceza ödeyeceksiniz Şimdi barışın, zaten yine barışacaksınız.” dediler. Ailemi çağırmıştım. Polisler onları da bizi barıştırmak için ikna etti. Eşimi ifadeye aldılar, çıkınca bana “Bana ifade odasında kızdıklarını mı sanıyorsun. Bana taktik verdiler. Senin sığındığın insanlar böyle işte.” dedi. Akşam 21.30’da girdiğim karakoldan sabah 5’te çıktım. Polisler, eşime ayaklarımı öptürdü ve birlikte eve gittik.”

KADIN DESTEK (KADES) UYGULAMASI

“Kadınlar uygulamayı iyi buluyorlar. İlişki içindeyken kolluğa başvurma deneyimi olan kadınlar kötü deneyimler yaşıyor ve tekrar kolluğa başvurmak konusunda çekimser oluyorlar. KADES bir tür ara formül gibi görülebiliyor. Telefonda uğraştırırlar, kötü davranırlar diye polisi aramaktan çekinen kadınlar acil durumda KADES ile yardım isteyebiliyorlar.”

Mor Çatı’dan destek alan bir kadın, 6284’ü ihlal eden kocası nedeniyle KADES ile yardım çağrısı sonrası gelen kolluk görevlileriyle ilgili deneyimini ise şöyle paylaşmıştır: “Polis geç geldi, gelene kadar adam kaçtı. İhlalle ilgili işlem yapmadılar. O çocuğun babası, göstermek zorundasın diye baskı yaptılar bana. Polise asla güvenim yok.” (EKMEK VE GÜL)

ÖNCEKİ HABER

KESK 16 ağustos'ta bir günlük iş bırakmaya hazırlanıyor

SONRAKİ HABER

İstediğiniz yerde havlunuzu serip denize girebilirsiniz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa