11 Ağustos 2023 05:03

Avukatlık kanunu düzenlemesi yine gündemde: Ne avukatların ne yurttaşların faydasına!

Avukatlık Kanunu’nda değişiklik tartışmalarına ilişkin Hukuk örgütleri, "Avukatlık mesleğinin onurunu; avukatın ve toplumun menfaatini koruyan değil, tekellerin ihtilacını gözeten düzenleme" dedi.

Fotoğraf: Zeynep Kuray

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Adalet Bakanlığının Avukatlık Kanunu üzerine çalışmalara başladığı, hatta bazı akademisyenlerle birebir görüşüp fikir de aldığı iddialarının sosyal medyada gündem olması sonrası tartışma başladı. İddialara göre hazırlığı yapılan taslakta baro yönetim kurullarının görev süresinden reklam yasağına, avukatların şirket kurabilmesinden meslek içi eğitimine kadar pek çok düzenleme var. Yine iddialara göre tartışılan başlıklardan biri de uzman avukatlık. Avukatlık Kanunu’na dair başlayan tartışmaları hukuk örgütlerinin temsilcilerine sorduk.

“AMAÇ AVUKATLARIN HAKLARINI KORUMAK DEĞİL”

Demokrasi için Hukukçulardan Avukat Ahmet Ergin, Avukatlık Kanunu’na dair tartışmaların uzun süredir devam ettiğini hatırlattı. Kanunun değiştirilmek istendiğini belirten Ergin’e göre “İktidarın amacı avukatların haklarını güvence altına almak değil. Avukatların değil piyasanın ihtiyaçlarını gözetiliyor.”

Şöyle açıklıyor Avukat Ergin: “Ortaya çıkan bütün taslaklar bu alanda tekelleşmenin önünü açmaya yönelik. Bu mesleği şirket eliyle yürütmeyi öngören düzenlemeleri uzunca süredir düşünüyorlar. İşçi avukatlığının meşrulaştırılması ve haklarını da sözde koruyormuş gibi yapıp fiiliyatta karşılığı olmayacak bir düzenleme. Bu düzenleme avukatlık mesleğinin onurunu, itibarını; avukatın ve toplumun menfaatini koruyan değil, tekellerin ihtiyacını gözeten bir düzenleme.”

BAROLARA MESLEK ALANI DIŞINDA DAVA AÇMA ENGELİ

Söz konusu iddiaların arasında en çarpıcı olan nokta ‘Baroların, mesleki alan dışında, davacı olma hakkının elin den alınması.’

Avukat Ahmet Ergin şunları söylüyor: “Taslakta hukukun üstünlüğünü savunan barolar artık bu gücünden yoksun oluyor. İktidarın bunu amaçladığını biliyoruz. Örneğin; baroların çevre felaketine karşı dava açma hakkı var. Bir kere bu elinden alınmak isteniyor. Aslında toplumun elinden alınmak istiyor. Barolar burada zaten, halkın temsilcisi.”

“HAKSIZ REKABETİ DOĞURUR”

Ergin taslakta yer aldığı iddia edilen başlıklara dair de şunları söyledi: “Reklam yasağının kaldırılması haksız rekabeti doğurur. Parası olan avukat bütün reklam araçlarını kullanır, Google’dan diğer sosyal medya araçlarına kadar ve bu alan iyice tekelleşir. Tekelleşen avukatlık faaliyetinin topluma adalet getirmesi mümkün değil. Ayrıca şu andaki avukatlık kanununda stajda ücret alma yasağı var. Yani şu anki kanunda var ama bu doğru bir şey değil. Sonuçta stajyerler bizzat çalışıyorlar, emek veriyorlar. En angarya işlere koşturuyorlar. Şimdi bunun bir karşılığı olması gerekir. Angaryaya varan çalışma şeklinin ortadan kaldırılması lazım.” Ergin, ayrıca bir yere bağlı çalışmak zorunda kalan avukatların statüsünün tanımlanması, mesleki bağımsızlıkların korunarak, çalışmasının garanti altına alınması gerektiğine dikkat çekiyor.

Bu tür önemli yasalardaki değişikliklerde tarafların doğrudan katılımı olması gerektiğini söyleyen Ergin söylerini söyle tamamlıyor: “Bu kulis doğru ise Türkiye Barolar Birliğinin yaptığı, eleştirel görüş de bildirilse yanlıştır. Barolar Birliği eğer böyle bir sürece dahil olacaksa bütün baroları ve bütün avukatları bilgilendirerek, onlarla açık tartışmalar yapmalı. Kapılı kapılar ardında yapılan bu görüşmelerden çıkan bir yasadan topluma da avukata da fayda gelmez.”

“AVUKATI İŞÇİLEŞTİRİYOR”

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Avukat Serhat Çakmak, tartışmaya neden olan taslağın avukatlık mesleğine müdahale anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Çakmak’a göre düzenleme, iktidarın avukatlarla olan kavgasının bir yansıması:

“Uzman avukatlık meselesi örneğin, avukatlık mesleğine yönelik bir müdahale olarak değerlendirilebilir. 10 yıllık kıdem şartının getirilmesi uzmanlık ceza hukuku, özel hukuk ya da idare ve vergi alanlarında olacakmış. Serbest olarak yürüttüğünüz bir meslekle ilgili uzman olup olmamanızı değerlendirecek bir kurum olamaz. Bugün avukatlar bağlı çalışırken sigorta primleri asgari ücret üzerinden yatmakta ya da hiçbir şekilde sigorta primleri yatırılmakta, çok cüzi ücretlere çalışan meslektaşlarımız var. Aslında sistematik olarak siyasal iktidar, hükümete geldiği günden bugüne kadar avukatlarla olan kavgasının bir başka yansımasını oluşturmakta ve bu mesleğin onurunu mesleğin toplum içerisindeki itibarını git gide azaltmaya yönelik faaliyetlerin bir devam. Yıllardır siyasal iktidardan beklediğimiz şey kontenjanların düşürülmesi ve avukatlara yönelik CMK ücretlerinin düzenlenmesinin sağlanması. Devletten aldığımız beraat vekalet ücretleri, tazminatların zamanında ödenmesi için düzenlemelerin yapılması yönünde taleplerimiz vardı. Siyasal iktidarın yapmış olduğu düzenleme aslında avukatlık mesleğinin gitgide toplum içerisindeki itibarını azaltmaya ve bir köle sistemin birer parçası haline getirmeye doğru gidiyor.”

“Böyle bir düzenleme için gerçekten barolar birliğinden görüş alınmış olsaydı, bizler de duyardık” diyen Çakmak sözlerini söyle noktalıyor: “Barolar birliğinin bu düzenlemelere evet diyebileceğini hiç zannetmiyorum. Çünkü doğrudan mesleğin hem itibarını hem de onuruna heder alan düzenlemeler bunlar.”

“ZENGİN AVUKATLAR MESLEĞİ BELİRLEYECEK”

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkez Yöneticisi Oğuzhan Topalkara, söz konusu çalışmaya dair resmi bir taslak olmadığına dikkat çekerek başlıyor sözlerine. Avukatlık şirketlerinin önünün açılmasının uzun süredir tartışıldığını belirten Topalkara, şunları söylüyor: “Ama sizin de gördüğünüz gibi avukatlığın ticari niteliğini biraz daha öne çıkaran kapitalistlere entegre etmeye çalışan bir taslak. Sistem zaten avukatın tek başına ayakta duramadığı bir sisteme dönüşmüştü. Aslında bu yeni kanun düzenlemesiyle de benzer bir yöne gittiğini anlamaktayız.

Örneğin yurt dışından uluslararası avukatlık şirketlerinin, şu an için sadece yabancılar hususunda deniyor ama, ülkeye girişine bir ön açıyor. Yurt dışı şirketlerinin yabancılar konusunda Türkiye’de temsilcilik açmaları söyleniyor ki bu bir başlangıç. Yani bunun bir adımı atılırsa daha sonra tüm konularda uluslararası avukatlık şirketlerinin ülkeye girmesi söz konusu olacak ki bu da emperyalist tekellerin zaten istediği bir durum. Yani tam olarak holdingler gibi ticari şirketlere dönüşecek. İşin sonunda avukatların çoğunun işçileştiği, yüzde 10’dan fazla olmayan zengin avukatların hukuk camiasına el koyduğu ve işçi avukat çalıştırarak daha çok zenginleştiği bir dönüşüme varacağız, öyle görünüyor.”

ÖNCEKİ HABER

Hans Fırtınası nedeniyle Norveç’te çok sayıda sel ve heyelan yaşandı

SONRAKİ HABER

Hatay'da inşaatın çökmesi sonucu 4 işçi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa