Gazeteci Melike Çapan: Acılar kıyaslandıkça değil paylaştıkça azalır
“Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği” sergisi baskılar sonucu iptal edilen Melike Çapan yaşadıklarını gazetemize anlattı: “Acılar kıyaslandıkça değil paylaştıkça azalır".

Fotoğraf: Melike Çapan’ın kişisel arşivi
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
Gazeteci Melike Çapan’ın hazırladığı ve Gökçeada’da açılması planlanan “Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği” sergisi baskılar sonucu iptal edildi. Gökçeada’da sergileneceğinin duyurulmasının ardından önce sosyal medyadan hedef gösterilen sergiyi Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı, yerel bir sosyal medya sitesine yaptığı basın açıklamasında hedef aldı. Serginin iptal edilme sürecini ve içeriğini, sergiyi hazırlayan Gazeteci Melike Çapan ile konuştuk. “Biz ‘Yeniden buluşacağız’ derken bir arada yaşama kültürünü vurgulamak istedik” ifadelerini kullanan Çapan “Acılar kıyaslandıkça değil paylaştıkça azalır. Türkiye’de son dönemde fazlasıyla sert rüzgarlar esiyor. Umarım bu zor günleri aşarız” dedi.
Serginizi henüz bir yasaklama getirilmeden siz iptal ettiniz. Size sergiyi iptal etme kararını aldıran neydi?
Biz hedef gösterildiğimiz için böyle bir karar aldık. Öncesinde sosyal medyada bizi bir hedef gösterme kampanyası başlatıldı. Ardından da Gökçeada Kent Konseyi tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Biz de oradaki Rum toplumuna zarar vermemek, onları tedirgin etmemek adına sergiyi iptal ettik. Yeterince acı çekmiş, travmalar yaşamış bir toplumdu. Onların daha fazla tedirgin olmasını istemedik.
Fotoğraf: Melike Çapan’ın kişisel arşivi
‘BU KONU BENİM UZMANLIK ALANIM’
Kent Konseyi Başkanı, sergiye ilişkin yaptığı basın açıklamasında, “Devletimizin manevi şahsiyetini hedef alan bu sergi Rum ve Yunan sevici yazar…” ve benzeri cümlelerle sizi hedef aldı. Bu basın açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben 10 yıldır gazeteciyim ve neredeyse 9 yılımı Türkiye’deki azınlıkların haberlerini, röportajlarını, belgesel haberlerini yaparak geçirdim. Bu konu benim uzmanlık alanım. Beyefendinin açıklaması tamamen ezber söylemler üzerine kurulu. Kendini haklı çıkartmak adına bütün argümanlarını da kullanmış o basın açıklamasında. Bu tehditvari söylemlerin hiçbiri hoş değil. Ortada her zaman yapıldığı şekilde bir Batı Trakya kıyası var. Bu kıyas kültüründen vazgeçmemiz gerekiyor önce. Acılar kıyaslandıkça değil paylaştıkça azalır. Türkiye’de son dönemde fazlasıyla sert rüzgarlar esiyor. Umarım bu zor günleri aşarız.
Seçim sonrasında sanatın daha sık hedef alındığını gördük. Peki bu serginin bu kadar hedef alınmasının nedeni neydi sizce?
Bu serginin engellenme sebebi 1964 süreciyle yüzleşememeleri, o sürecin konuşulmak dahi istenmemesi. Bizim sergimizin amacı geçmişle yüzleşerek daha sağlam bir gelecek için adım atmaktı. Bunu engellemiş oldular. ‘Yeniden buluşacağız’ ismi onlardan çok tepki aldı. Biz ‘Yeniden buluşacağız’ derken bir arada yaşama kültürünü vurgulamak istedik.
KIBRIS OLAYLARININ İMROZ’DAKİ YANSIMALARI
‘Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği’ sergisini anlatabilir misiniz? İptal etmek zorunda kalmasaydınız Gökçeada halkı ve sergiyi merak edenler neleri görecekti sergide?
Sergi, 1964’teki Kıbrıs olaylarının İmroz’daki yansımalarını anlatan bir çalışmaydı. Yüzde 95’i Rum nüfusu olan İmroz’un nasıl Gökçeada’ya dönüştüğü ve Rum nüfusun adadan nasıl gitmek zorunda kaldığını anlattığımız bir sergiydi. Sergiye hazırlanırken Rum toplumunun 1964 öncesinde adadaki yaşamlarını, gündelik hayatlarını gösteren fotoğrafları sergilemiştik. 1964’de neler yaşandığını anlatan bir belgeselimiz vardı ve 1964’deki istimlak sürecini belgeleyen belgeler de vardı. Ayrıca bir dönem adayı Osmanlı Devleti ardından Yunanistan yönetti. Lozan sonrası Türkiye Cumhuriyeti yönetti. Sergide adanın çeşitli hükümetlerle yönetildiğini gösteren belgeler de vardı. Kimisi bir miras belgesi, kimisi ilkokul diploması gibi farklı farklı evraklar. Bunların yanı sıra göç etmek zorunda kalan Rumların giderken yanlarında götüremediği, yüküne katamadığı eşyalar vardı. Bu eşyaları da sergilemiştik. Sergiyi toparlamak bir yıl aldı. Ardından geçen sene kasım ayında İstanbul’da sergiledik. Umduğumuzdan katbekat fazla ziyaretçi sergiyi görmeye geldi. Bu sefer de sergiyi evine yani Gökçeada’ya götürmek istemiştik ancak ne yazık ki evinde hoş karşılanmadı.
Fotoğraf: Melike Çapan’ın kişisel arşivi
Evrensel'i Takip Et