Doğrularını bilim insanlarından öğren: "Bilimin Karşısında 100 Sahte Haber"
Orenda Yayınlarından çıkan “Bilimin Karşısında 100 Sahte Haber” kitabı, dünya üzerinde en çok yerleşmiş ancak tamamen yanlış olan haberlerin doğrularını bilim insanlarının yazılarıyla anlatıyor.
Fotoğraf: Gözde Tüzer/Evrensel
Gözde TÜZER
İstanbul
Bilim haberciliği sadece Türkiye’de değil, dünyada da en fazla manipülasyona uğrayan alanlardan biri. Özellikle Kovid-19 pandemisi dönemi ve sonrasında aşı karşıtlarının da etkisiyle bilim haberciliği daha da karmaşık bir hal aldı. “Aşılar kısır yapıyormuş”, “Asıl kanser yapan kemoterapi ilaçları imiş” ya da “Kelle paça yiyin, tüm hastalıklardan kurtulursunuz” ve daha niceleri… Bunun gibi yüzlerce hatta binlerce örnek bulmak mümkün. Bu sebeple bilim alanında çalışma yapanların, haberleri okuyucunun anlayacağı şekilde açıklaması çok daha büyük önem taşıyor. Ancak bundan daha fazla önem taşıyan iş de yalan haberleri doğrulatmak… Bilim alanında yapılan çalışmalarla ilgili bilgileri doğrulatmak da oldukça zor. Ve bu “bilgi” bir kere yayıldı mı, önünü almak çok daha zor oluyor.
Tüm bu sebeplerle Orenda Yayınları tarafından Alexandre Marsat, Alexandrine Civard – Racinais, Florance Heimburger ve Clemence Gouy’un makalelerinin yer aldığı “Bilimin Karşısında 100 Sahte Haber” kitabı hem en yanlış bilinen haberleri aktarıyor hem de bunların doğrularını.
“Küresel ısınmayla savaşmak için hiçbir şey yapamayız”, “Yakında Mars’ta yaşayacağız!” ya da “Beynimizin yalnızca yüzde 10’unu kullanıyoruz”, “Kadınlar matematikte başarısızdır”, “Örümcekler bizi ısırır” ya da “Seks uzun sürmelidir” gibi yüz haber örneği var kitapta.
"YALAN HABERLER ZOR ÖLÜR"
Kitabın arka kapağı da “Yalan haberler zor ölür!” diyerek başlıyor bu nedenle ve “O kadar zor ölürler ki her birimiz yalan haberlerin tutsağı olabiliriz” diyerek devam ediyor. Kitabın ön sözünde ise Curieux Baş Editörü Alexandre Marsat bu yalan haberlerin hayatımızı çevrelediğini, her birinin daha inandırıcı gözükmesi ve bireysel deneyimlerle gücünü göstermesi için de teori haline getirildiğini belirtiyor ve ekliyor: “Sorun şu ki hepsi yanlış.”
Kitapta toplum içerisinde varlığını sürdüren ve hatta bazen de en tehlikelileri ele alınmış. Kitapta ayrıca yerleşmiş bir fikri ya da yalan haberi sağlamlaştırmak için bilimsel verileri görmezden gelmenin doğru olmadığı vurgulanıyor. Kitap ayrıca beslenme, hafıza ve beyin, matematik ve fizik, iklim değişikliği ve çevre, biyoçeşitlilik, uzay, sağlık ve cinsellik konularında en dikkat çeken yalan haberleri aktarıyor.
"KADINLAR VE ERKEKLER FARKLI BEYİNLERE SAHİPTİR"
Kitapta yer alan birkaç örnek ise şöyle:
- “Kadınlar ve erkekler farklı beyinlere sahiptir.” Elbette böyle değil. Gözlem o kadar basit ki tamamen yanlış. Bu nörobilimin yıllardır yıkmaya çalıştığı bir numaralı nöro-efsane. Kitapta Alexandre Marsat’a göre; “Tarihi açıdan bu görüşler kadın/erkek farklılıklarını, evdeki konumlarını da dahil olmak üzere yaptıkları işten tutun zevklerine kadar her alanda cinsiyet ayrımcılığını işleyen, yaratan ve zorla kabul ettiren bir toplum yapısından gelmektedir. Gerçeklik açısından bakacak olursak, bu farklılıklar sosyal stereotiplerle teşvik ediliyor.”
- “Ispanak yemek kuvvetlendirir.” Peki gerçekten öyle mi? Kitaba göre ıspanak demir bakımından en zengin yiyecek değil. En azından en iyi demir bakımından en zengin değil çünkü bitkilerden alınan demir, vücutta emilimi en iyi sağlanan demir değil.
- “Küresel ısınmayla savaşmak için ağaç dikmek yeterli.” Tabii ki bu durumu birçok uzman olası görmüyor. Yeniden ormanlaştırmayı mucizevi bir çözüm gibi sunmak Duncan Mclaren’a göre tamamen amaca zarar veriyor. Fransız sitesi The Conversation’da yayımlanan bir makaleye göre de gelecekte CO2’ye dair kolay ve ekonomik bir gerileme vaadi vermek, bugün salınımların azalması için para ve zaman yatırımı yapılması şansını azaltıyor.