Kadın mücadelesini kampa taşıyoruz!
Tüm gerici politikalara karşı kadınlar için güvenli, eşit, özgür bir dünyayı yaratmanın neden ve nasıl mümkün olduğunu kanıtlayacağız!
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
HÜKÇAT’tan bir kadın öğrenci
Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin arttığı bu günlerde Cumhur İttifakı, seçimlerden sonra eğitimde kadın erkek eşitsizliğini normalleştiren ve dinci gerici bir eğitim yaratmanın ilk adımlarını atmaya başladı. Ortaokul ve imam hatip liselerine yapılan imam ve “manevi danışman” atamalarının ilkokullar için de uygulamaya sokulması ve buna ekleyebileceğimiz pek çok uygulamayla kadınların en temel haklarına yapılan saldırıların arttığı bir dönem söz konusu. Bu saldırıların önemli bir kısmıyla üniversiteli genç kadınlar üniversitelerinde bizzat karşılaşıyor. Hacettepeli kadınlar olarak biz de kadın düşmanı politikaların üniversitemizdeki karşılığını güvensiz kampüslerde, topluluk olarak yapacağımız etkinliklerde takıldığımız bürokratik engellerde, okuldaki KYK kız yurtlarında düzenlenen TÜGVA sohbetlerinde ve okulumuzdaki Cinsel Tacizi Önleme Biriminin aktif olmayışında görüyoruz.
KADINLAR İÇİN GÜVENLİ, EŞİT, ÖZGÜR BİR DÜNYA
İktidar, kadın düşmanı politikalarını yaygınlaştırırken kadınların ortak talepleri için birleşebildiği alanları da kısıtlıyor. Bu atmosferde kendilerini adeta bir kapana sıkışmış ve çaresiz hisseden kadınların kafasında “Böyle geldi böyle mi gidecek?”, “Eşit bir dünya mümkün mü?” gibi sorular beliriyor.
Biz kadınlarsa böylesi bir zamanda bu sorunun cevabını kendi lehine yanıtlamaya kararlıyız. Bu kararlılıkla Türkiye’nin dört bir yanından “Başka bir dünya mümkün!” diyebilmek ve bu dünyayı bugünden inşa etmenin yollarını tartışmak için 20. Gençlik Yaz Kampında buluştuk. Kadın Çalışmaları Atölyesi’nde tüm soru ve sorunlarımıza yanıt bulmaya çalışıyoruz ve sene boyunca biriktirdiğimiz deneyimleri paylaşmak, mücadele alanlarımızı genişletmek için tartışmalarımızı hep birlikte büyütüyoruz. Tüm gerici politikalara karşı kadınlar için güvenli, eşit, özgür bir dünyayı yaratmanın neden ve nasıl mümkün olduğunu burada kanıtlayacağız!
KAMPÜSTEN KAMPA, KAMPTAN KAMPÜSE
Hacettepe Kadın Çalışmaları Topluluğu’ndan öğrenciler olarak kampa gelmeden önce atölyede konuşacaklarımıza dair okumalar yaptığımız, kendi deneyimlerimizi ve karşılaştığımız zorlukları nasıl aşacağımız konusunda kafa yürüttüğümüz ve bunu kampa nasıl aktaracağımızı konuştuğumuz birkaç etkinlik ve buluşma düzenledik. Yoğun geçen ilk buluşmamız herkesin istediği bir tartışma konusu olarak şiddet üzerineydi. Özellikle genç kadınlar açısından kampüs içerisindeki çeşitli şiddet biçimleri ve asıl olarak bunlarla nasıl mücadele edilebileceği meselesi oldukça tartışmalı geçti. Mücadele kısmında da elbette okulumuzdaki Cinsel Taciz Önleme Birimi’nin işlevselliği ve son düzenlemeyle birlikte soruşturmacıların rektör tarafından atanacağı bilgisi buraya dair değiştirici neler yapabiliriz sorusunu büyütmemize neden oldu. Başka bir tartışmamızdaysa ilkel komünal toplumdan bugüne toplumsal gelişmede kadının konumunu araştırarak anlamaya çalıştık. Kadının ikincil cins haline nasıl geldiği, öyle mi “yaratıldığı” ya da doğurganlığın mı buna sebep olduğuna kadar birçok birbirinden farklı argümanı bu buluşmamızda değerlendirdik. Son zamanlarda hayatın biz kadınların aleyhine aktığını düşünürken tüm bu araştırma ve sohbetler bize hayatın akışını kendi lehimize çevirmenin mümkün olabileceğinin ilk adımlarını gösterdi. Kendi aramızda başlattığımız bu tartışmaları 20. Gençlik Yaz Kampı’nda büyüterek kampüse döndüğümüzde taleplerimiz için mücadeleye atılmanın adımlarını güçlendireceğimizi düşünüyoruz.
