Haklarımızdan vazgeçmiyoruz
"Ne mücadelemizden ne sendikamızdan ne haklarımızdan ne de hastanemizden vazgeçmiyoruz. Ama siz inadınızdan vazgeçeceksiniz."

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
EÜ Hastanesinden Sağlık-İş üyesi işçi
İzmir
Günlerdir devam eden eylemimiz sonrası sorulan sorulardan biri Ege Üniversitesi Hastanesinde neden eylem olduğu. Çünkü yıllardır taşeron olarak eziyet görüp hakları gasbedilen, sonrasında da 696 KHK denilen ucube kadroya mahkum edilen işçiler olarak hem masada hem sahada Sağlık-İş Sendikası çatısı altında toplandık.
Seçim öncesinde imzalanan kamu çerçeve protokolü ve haziran ayında imzalanan toplu iş sözleşmesinden doğan 2022 yılının onuncu ayından bu yana hak edişlerimizi alamadığımız için eylem var. İşçisine kapısını kapatıp, Resmi Gazete’de yayımlanıp ve Maliye Bakanlığından hak edişlerimiz için gelen parayı önce “Yatıracağız” diyerek söz verip günü gelince “Para yok” diyen, nereye harcadığını açıklamayan, işçisini yok sayan bir yönetim olduğu için eylem var.
İşçi, hastane yönetiminin istemediği Sağlık-İş Sendikasını sahiplendiği, kendisine sürekli aba altından sopa gösteren hastane yönetiminden bıktığı için eylem var. Gelinen eylem sürecinde sendikanın “Masaya gelin konuşalım” çağrısına cevap vermeyen, işçiyi yok sayan bir hastane yönetimi olduğu için eylem var.
Taşeron zihniyetinden kurtulamayan basiretsiz yöneticilerin imza attıkları toplu iş sözleşmesine uymadıkları, sadece maddi haklarımızın değil meslek kodlarımızın düzenlenmediği için eylem var. Tutanaklar tutarak işten atmakla tehdit edilmekten bıktığımız için eylem var. Kendi işimizden başka her işe köle gibi koşturulduğumuz, insanca şartlarda çalışmak istediğimiz için eylem var.
Baskılardan ve tehditlere boyun eğmeyen Sağlık-İş ve sendikasına sahip çıkan yüzlerce işçi olduğu için eylem var. Açlığımızdan başka kaybedecek bir şeyimiz olmadığı için eylem var.
Son olarak pencereden bakıp işçisinden korkan, işçisinin karşısına çıkmayıp onlarca çevik kuvvet polisini hastane bahçesine yığan Ege Üniversitesi Hastanesi yönetimi; ben ve benim gibi yıllardır iyi günde kötü günde devletine ve vatandaşına hizmet eden 2 bin Ege işçisinden bu kadar korkmanıza gerek yok. Siz kıymetli yöneticiler altı ayda bir koltuk değiştirirken biz yıllarca alın teri döken ve görevlerini bilfiil ifa edenleriz. Hastanenin asıl sahibi bizleriz. Sizler koltuklarınızda sadece misafirsiniz.
Ne mücadelemizden ne sendikamızdan ne haklarımızdan ne de hastanemizden vazgeçmiyoruz. Ama siz inadınızdan vazgeçeceksiniz. Saygılarımla. Binlerce işçiden biri.
ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZLE KAZANACAĞIZ
EÜ Hastanesinden Sağlık-İş üyesi işçi
İzmir
Ege Üniversitesi Hastanesinde yaptığımız grev tüm Türkiye’de sağlık işçilerinin grevidir. Tabi ki bu konunun greve evrilmesi çok da kolay olmadı, sabrımızın tükenmesinden sonra başladı.
Üyesi olduğumuz Sağlık-İş temsilcilerinin hastane yönetimle yürüttükleri şeffaf görüşmeler neticesinde hakkımız olan geriye dönük ödemeler konusunda bizleri oyalama çabasını fark ettik. Ege Üniversitesi Hastanesinde bir ilk yaşayacak olan sağlık işçileri ile birlikte grev kararı alındı.
Bu karar bizleri çok mutlu etti. Her zaman söylediğimiz gibi direnen işçiler asla yenilmez. Yaşasın örgütlü mücadelemiz.
İŞÇİLERİN MÜCADELESİ ÇOK ŞEY ÖĞRETİYOR
EÜ Hastanesi SES üyesi sağlık emekçisi
İzmir
Ege Üniversitesi Hastanesinde sağlık işçilerinin grevinin ülke tarihine geçecek özellikler taşıdığını düşünüyorum. Ben hemşireyim ve grevin en fazla etkilediği bölümlerden birinde çalışıyorum.
İşçi arkadaşlar ilk gün “Nasıl olacak, tutanaklar olacak mı, ne yapacağız” tedirginliği yaşıyordu. Buna rağmen iş bırakma oldu. Yapılan açıklamalarda “İsteklerimiz karşılanmazsa çalışmayacağız, aciller dışında hastalara bakmayacağız” dendi.
Yönetim buna tabi ki inanmadı. Ancak pazartesi sabahı kısa sürede artan sayıda işçi hastane bahçesinde toplandı. Sesler giderek yükseliyor, çoğalıyordu. Sadece iş yavaşlatmıyor, bir araya gelerek güçleniyorlardı. İkinci, üçüncü gününde bile azalmadan devam ettiler. Grevin coşkusuyla yüzlerinde gülümsemeyle, bir arada olmanın verdiği güvenle alkışlarla çok güzel geçiyordu.
Yönetim işçilerin vazgeçmeyeceğini anlayınca Maliye Bakanlığının beklenen ödemeyi yaptığını, işçi ücretlerinin cuma günü yatırılacağını söyledi. İşçiler de hesaba yattığını görene kadar alanda olacaklarını, iş bırakmaya devam edeceklerini söylediler. “Nerede yedin paraları söyle söyle” diye Roman havasında dans eden kadın işçiler ise ayrı bir güzellikti.
Diğer hastane çalışanlarının tepkisi de değişim gösterdi, gelişti. Başlangıçta şikayetçi olan hemşire ya da doktorlar kısa sürede “Helal olsun” demeye başladı. İşçinin mücadelesi öğretiyordu. Hastanede işler hissedilir şekilde yavaşladı, bazı birimler aciller dışında tamamen durdu. Hocasından azar işitmekten çekinen asistan hekimler personelin yerine sedyeyle hasta taşırken amacının grev kırmak olmadığını açıklıyor, “Hoca bana kızacak ondan yapıyorum” diyordu.
Bırakılamayan acil işler içinse dönüşümlü çalıştı grevci işçiler, birbirlerini dinlendirerek... Ve hatta bazı işçiler “Keşke çalışsaydık, iş bırakmak daha yorucu ama biz hakkımızı arıyoruz, asla vazgeçmeyeceğiz” dediler. Hava çok sıcak olmasına rağmen şarkılarla, türkülerle, halaylarla devam edildi. Sabahtan akşama kadar alanda olan işçiler akşam alandan ayrılmadan önce Sağlık-İş yönetiminden işçilerin “Yarın da alanda mıyız, devam mı arkadaşlar” sorusuna coşkuyla, kararlılıkla “Devam” yanıtı verdiler. Eylem kararları masada değil alanda alındı.
1-2 Ağustos’ta kamu emekçileri olarak iş bırakma eylemi yaptığımızda işçi arkadaşlar da desteğe gelmiş ve şu an süren eylemlerinin uyarısını yapmışlardı. Aynı destek ve dayanışmayı bugün de işçilerin talepleri için alana inerek ve acil işlerin sürmesi açısından gerektiğinde işlerini destekleyerek yaşıyoruz. Hepimiz çok şey öğrendik bu 5 günde. Hemşireler de hekimler de teknikerler de pek çok hastane çalışanı “Biz de grev dediğimizde böyle yapmalıyız, gerçekten iş durmalı işçiler gibi direnmeliyiz” dediler.
İşçiler dün sabah hâlâ yatırılmamış ücretleri için iş bırakma eylemine kararlılıkla devam etti.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
SAĞLIK İŞÇİLERİNİN GREVİ ÖĞRETİYOR
DEÜ Hastanesinden Sağlık-İş üyesi işçi
İzmir
Cuma günü Ege Üniversitesi Hastanesi sağlık işçilerinin grevinin 5. günü idi. Ege işçileri toplu sözleşme ile imza altına aldıkları haklarına sahip çıkmak için direniyor. Biz de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi sağlık işçilerinin destek mesajlarını iletmek için Ege Üniversitesi Hastanesinde alandaydık.
“Ege Üniversitesi sağlık işçisinin hakkını ver”, “Haklı mücadelenizde DEÜ sağlık işçileri yanınızda” yazılı dövizlerimiz ve Sağlık-İş önlüklerimizle halaylarına katıldık, coşkularını paylaştık.
Bu buluşma bize de moral ve güç verdi. Dayanışma duygusunu yaşamak çok güzeldi. Çok daha kalabalık bir kitle ile dayanışma ziyareti yapmak istediysek de çalışma koşullarının ağırlığı ve iki hastane arasındaki mesafenin uzun olması gibi nedenlerle bunu gerçekleştiremedik.
Grevin hiç düşmeyen heyecanını ve coşkusunu sürekli takip ediyoruz, biz de bu grev deneyiminden öğreniyoruz. İşçi arkadaşlarımızın taleplerini alacaklarına, kazanacaklarına inançlarının tam olması çok heyecan verici. “Ya işveren pes edecek ya biz” diyen işçi arkadaşlar, “Pes eden biz olmayacağız” diyor.
Sağlık işçileri dışında kalan sağlık çalışanları da greve destek veriyordu. Eylemin ilk günü işçiyi haklı bulmazlarken sonrasında gerek alanda destek vererek gerekse dönüşümlü yapılması gereken işlerde kolaylaştırıcı olarak destek oluyorlar.
Hasta ve hasta yakınları da araçlarından korna çalarak ya da direkt işçilerin yanlarına gelerek bu hak alma mücadelesinde sağlık işçileriyle dayanışma gösteriyor. Birleşe birleşe, direne direne kazanacağımızın bilinciyle Ege’de ve ülkenin her yerinde hakları için direnen işçi ve emekçilere selam olsun.
Evrensel'i Takip Et