Eğitim Sen: Boğaziçi Üniversitesi okul öncesi eğitim biriminde neler oluyor?
Eğitim Sen İstanbul 6 No'lu Üniversiteler Şubesi, Boğaziçi Üniversitesi kreşinde “değerler eğitimi” adı altında din eğitimi verileceğini açıklayarak bunun çocuk hakları ihlali olduğunu belirtti.
Fotoğraf: Google Maps
Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, Boğaziçi Üniversitesi okul öncesi eğitim biriminde “değerler eğitimi” adı altında din eğitimi verilmesine tepki gösterdi.
2,5 yıldır her bir noktası değişim ve dönüşüm içerisinde olan Boğaziçi Üniversitesinde, kreşin de bundan payını aldığı belirtilen açıklamada; “1-6 yaş grubu çocukların eğitim gördüğü yuva birimimizde 20 Temmuz 2023 tarihinde yapılan tanıtım toplantısında bir takım fiziki ve eğitimsel anlamda değişikliklerin yapılacağı aktarıldı. Günde 2-3 defa kıyafet değiştiren 4-5 yaş çocuklarına tek tip üniforma getirileceği söylendi. Bu değişimlerden en önemlisi ise çocuklara “değerler eğitimi” adı altında din eğitimi verileceğidir. Biz Değerler Eğitiminin ne olduğunu 6-12 yaş çocuklar için bu yıl ilk kez düzenlenen yaz okulunda “değerler eğitimi” adı altında verilen ve Müftülükten gelen kitapların dağıtıldığı Kuran derslerinden biliyoruz” denildi.
Boğaziçi Üniversitesi’nin farklı kültürden, dinden, inançtan insanların bir arada çalıştığı/yaşadığı ve bu değerlere bugüne kadar sahip çıkmış, saygı ve hoşgörüyle yaklaşmış bir kurum olduğunun altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Yuvada bu değerler eğitiminin nasıl verileceğini, içeriğini veya seçmeli olup olmayacağını bilmiyoruz. Bu seçim sonucunda çocukların programının nasıl planlanacağı ise belli değil. Ya da bu eğitimi kabul etmeyenler için herhangi bir alternatif de düşünülmüş değil.”
“ÇOCUK HAKLARI AÇISINDAN HAK İHLALİDİR”
Erken çocukluk dönemi olarak adlandırılan 3-5 yaş aralığındaki çocukların gelişim özellikleri dikkate alındığında din eğitimi verilmesinin uygun olmadığının aşikâr olduğu vurgulanan açıklamada; “Gelişim çağının başında ve somut düşünme evresinde bulunan çocuklar açısından din eğitimi söz konusu olduğunda, çocukların pedagojik olmaktan uzak ve korku temelli bir eğitimle karşı karşıya kaldıkları, soyut kavramları anlamalarında ve içselleştirmelerinde ise güçlük çektikleri anlamına gelir. Ayrıca çocukların bu şekilde özne olmaktan uzaklaştırılarak nesneleştirilmesi, yetişkinler tarafından kullanılması anlamına da gelebileceği için sakıncalı bulunmaktadır ve çocuk hakları açısından hak ihlalidir.
Çocuk gelişimine ilişkin bilimsel alan yazın ve ilgili insan hakları ile çocuk hakları norm ve standartları temel alındığında, okul öncesinde din eğitiminin ve/ya dini referanslar içeren ahlak eğitimi ile değerler eğitiminin birçok açıdan sorunlara yol açacağı açıktır. (Bknz. Çocuk Haklarına Sözleşmesi 12. 14 ve 36. maddeleri ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24. Maddesi ile çelişmektedir.) İnanca yönelik her türlü dayatma geçmişte olduğu gibi başka toplumsal gerilimlere ve ayrışmalara neden olmakta ve bir arada yaşama kültürünü olumsuz etkilemektedir” denildi.
Laik bir ülkede kamu kurumlarının din dersi uygulamalarıyla bireylerin kişisel inanç alanına girmesinin doğru olmadığı ifade edilen açıklamada; “İnanç temelli eğitimin karşısında çocuğun yüksek yararını gözetmeli ve onun özgür ortamlarda ve özgür düşünen yetişkinlerle etkileşimini önceliklendirmeli, akılcı ve bilimsel eğitimi savunmalıyız. Toplum refahı ve insan esenliği ancak akılcı ve bilimsel düşünebilen insanların elindedir” denildi.
"ÖĞRETMENLER KREŞTEN UZAKLAŞTIRILDI"
Bir diğer konuun ise; yuvada en az 10 yıl deneyimi olan ve öğretmen kadrosunda devlet memuru olarak çalıştırılan 4 öğretmenin yuvada çalıştırılmak istenmemesi olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi; “Sosyal Tesisler Şube müdürlüğü kariyer net üzerinden verdiği ilanlarla 10 yeni öğretmen aldığı, bununla başka ilanlara da çıktığı bilinmektedir. Yıllardır yuvadan onlarca çocuk mezun etmiş, ne yönetimle ne velilerle hiçbir sorunu olmayan ve bugüne kadar da meslek etiğine aykırı hiçbir davranışta bulunmayan öğretmenlerimiz yuvadan uzaklaştırılıyorlar ve akıbetleri de belli değil. Laik ve özgür düşünen öğretmenlerimizin yuvadan uzaklaştırılmalarının sebebi ise yine bu dönüşümün bir parçası.”
Bilindiği üzere kamu çalışanlarının hak ve sorumluluklarının Uluslararası Sözleşmeler. Anayasa. Yasalar ve ilgili 'Yönetmelikler çerçevesinde düzenlendiğinin altı çizilen açıklamada; “1990 yılında yürürlüğe giren ve Türkiye’nin de 2 Ekim 1995 tarihinden itibaren tarafı olduğu Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları sözleşmesinin 3 maddesi:
- Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün maliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.
- Taraf Devletler, çocuğun ana-babasının, vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve ödevlerini de göz önünde Ilıtarak, esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamcıyı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari önlemleri alırlar.
- Taraf Devletler, çocukların bakımı veya korunmasından sorumlu kurumların, hizmet ve faaliyetlerin özellikle güvenlik, sağlık, personel sayısı ve uygunluğu ve yönetimin yeterliliği açısından, yetkili makamlarca konulan ölçülere uymalarını taahhüt ederler " şeklindedir.
Anayasamızda devletin nitelikleri demokratik, laik ve sosyal devlet olarak tanımlanmış olup, "Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesinde "devletin çocukların korunması için gerekli tedbirleri alacağı” ve "her çocuğun korunma ve bakımdan yararlanma hakkı olduğu” ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere gerek Anayasanın 90.maddesi uyarınca bağlayıcı hükümde olan BM Çocuk Hakları Sözleşmesi gerek Anayasa açısından "çocuk bakımı ve korunması hizmetlerinin devlet tarafından nitelikli bir şekilde sağlanması” hakkı güvence altında alınmıştır” denildi.
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi; “Boğaziçi Üniversitesi yönetimini, çocukların ve ilgili kamu personelinin haklarına aykırı uygulamalara son vermeye, kreş ve diğer sosyal haklar konusunda ilgili tarafların görüş ve önerileri ile hukuki ve bilimsel ilkeler çerçevesinde hareket etmeye davet ediyoruz” (HABER MERKEZİ)