Umut fenerini kampta yaktık geleceğe tutuyoruz!
Kapitalizmden, sosyalizmden ve kolektif yaşamdan bihaber olan ben kampta yeni bir dünya görüşü elde ederek ve fikirlerimin sosyalist düşünceyle uyuştuğunu fark ederek kamp alanından ayrıldım.

Fotoğraf: Pixabay
Yasemin ERDOĞAN
ODTÜ
Kapitalizmin hayat damarlarımızda sessizce dolandığı ve bizi ele geçirdiği zamanlardan sesleniyorum! İşçinin emeğinin karşılığını alamadığı ve işverenin hep daha fazlası için işçinin emeğini fütursuzca sömürdüğü bu sistemde, herkesin biraz olsun soluklanıp şimdiki hayatına ara vererek her şeyin farklı olduğu bir hafta geçirmesi nasıl olurdu sizce?
Sosyalizmin, ağaçlar arasından sızan güneş ışığının süzmeleri gibi bizleri aydınlattığı ve umut verdiği 7 gün… İşte, 20. Gençlik Yaz Kampı bu umut fenerini sonuna kadar yakıp “gelecekten çaldığımız 7 gün"ü bir fragman edasıyla yaşattı ve hepimizin seneye bu zamanları dört gözle beklemeye başlamasına sebep oldu. Evrim, Kadın Çalışmaları, Marksizm, Politik İktisat, Modern Dans, Sinema ve daha birçok farklı atölyeden oluşan, kolektif bir yaşamın nasıl olduğunu bize göstermesinin yanı sıra eğitici ve sanatsal çalışmalarıyla da ruhumuzu doyuran rengarenk bir kamp oldu hepimiz için.
Kampın ilk günü kapitalizmden, sosyalizmden ve kolektif yaşamdan bihaber olan ben, yeni bir dünya görüşü elde ederek ve aslınsa fikirlerimin sosyalist düşünceyle uyuştuğunu fark ederek kamp alanından ayrıldım. İlk kampım olduğu için hem tatlı bir heyecan hem de bir merak sarmıştı etrafımı ilk gün. Yeni arkadaşlıklar, yeni bilgiler elde etmiş, gelecekten bir hafta deneyimlemiştim. Temizliği, güvenliği, yemek dağıtımını hepimizin el birliğiyle yaptığı bu kampta dayanışmanın gücü her gün biraz daha kendini göstermişti. Bu gündelik işlerin yanı sıra akşamları konserlerin, sahnelerin ve tiyatronun olması günümüzü noktalayan en güzel etkinlikler olmuştu. Özellikle Tiyatro Bereze yenilikçi tiyatro anlayışıyla farklı tiyatro türlerini harmanladığı oyununda Midas’ın kulakları efsanesini baz alarak günlük hayatımızda herkesin yaşadığı “kaygı” sorununu bizlere anlatarak çok keyifli vakit geçirmemizi sağladı.
BAŞKA BİR DÜNYADA BAŞKA BİR SANAT
Her köşede ayrı bir halay kuyruğunun olduğu, bazı halay kuyruklarının gözleme ve tost sırasıyla karıştığı günlerimi geride bırakırken en çok özleyeceğim şeyler arasında katıldığım Koro Atölyesi ilk sırayı alacak. Eğlenerek şarkı söylediğimiz ve kampın son gününde de sahneye çıktığımız Koro Atölyesi, uzun zamandır içimde sakladığım şarkı söyleme isteğimi bira daha körükledi. Okul hayatıma başladığımdan beri kendimi sanatla iç içe yaşatmaya çalışsam da okullarda yapılan sanatsal faaliyetlerin azlığından ortam bulamaz olmuştum. Bu kamp sayesinde eğitim hayatımız esnasında sanatsal faaliyetlerin yürütülmesinin insanı dinlendirdiğini ve toplumsal olmasıyla aslında sanatı toplumun var ettiğini fark ettim. Kampta Modern Dans, Koro Atölyesi ve tüm gün heykel ve illüstrasyon yapabileceğimiz Resim-Heykel Atölyelerine kadar sanatın farklı biçimlerini deneyimleyebiliyorduk. Toplumsal anlayıştan koparılan, yalnızca belli başlı durumlarda yapabildiğimiz sanattan her saat deneyimleyebildiğimiz bir sanat anlayışını bir kez daha yaşamış ve görmüş oldum. Bu faaliyetlerin her gün kamp alanında herkese açık ve görünür olması ve kampın son günü eserlerimizi sergilememiz sanata dahiliyetimizi arttırıyordu. Bu sayede başka bir dünyada, başka bir sanatı yaşayabildik.
Kahvaltı sonrası katıldığımız Evrim atölyesinde biyoloji bilgilerimizi pekiştirerek toplumla evrim arasındaki bağlantıları diyalektik yoluyla keşfetmiş ve atölye sonrası tartışmalarla kültürlenerek diyalektik yöntemini daha iyi anlamış olduk. Diyalektik düşüncenin aslında hayatımızın her alanında bizlerle olduğunu doğadan ve evrimden örneklerle görmüş olduk ve bu düşünce yöntemini yaptığımız Evrensel Gazetesi okumalarıyla pekiştirdik.
GÜZEL GÜNLERİ BERABER GETİRECEĞİZ
Yaşadığım bu temposu yüksek ve yorucu okul, iş hayatından biraz olsun uzaklaşmak ve gelecekte biz gençlerin yaratacağı bu sosyalist, kolektif hayatın tohumlarını ekmek ve biraz olsun bu hayatı deneyimlemek çok şanslı ve mutlu hissettirdi bana. Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm diye durmadan hevesle attığımız sloganlar aslında gençliğin gelecek olduğu ve gelecekteki güzel günleri de beraberinde getireceğinin göstergesiydi. Umut dolu bir gençliğin getireceği güzel yarınlarda ve seneye yeniden kamp alanında görüşmek üzere!
Evrensel'i Takip Et