18 Ağustos 2023 00:39

“Burada geleceğe dair bir umudum yok”

“Dışarı bile çıkamıyoruz. İşten eve evden işe bir hayat. Bazen evin önünde top oynuyoruz, işte o kadar.”

Fotoğraf: Pexels

Paylaş

İsmail Berk

Küçükçekmece/İstanbul

 

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Aykosan’dayız. İşçilerin yemek yediği kafelerin önünden geçip atölyelerin olduğu tarafa doğru gidiyoruz. Her atölyenin önünde öğlen molasında dinlenen işçilere rastlıyoruz. Bir atölyenin yanındaki kaldırımda oturan 19 yaşındaki Ramazan ile yaz tatili, çalışma koşulları, ücretler, gelecek planları üzerine sohbet ediyoruz. Ramazan yaklaşık 1,5 aydır bu ayakkabı atölyesinde çalıştığını söylüyor. Buradan önce de 6 yıl kadar başka bir yerde çalışmış. Günde 10,5 saat çalışıyor. “Zor ama mecburen çalışmak zorundayız” diyor. “Makinenin başında dikkatli olmazsan parmakların gider. Hep aynı işi yaptığın için eller de aşınıyor. Aşınınca orada çatlak, yara oluşuyor.”

Yıllık izninde ne yapmak istediğini soruyoruz. “Karadeniz tarafına gitmek isterdim” diyen Ramazan, “Ben gezmeyi severim. Başka insanlarla tanışmak çok güzel bir duygu. Ama imkanlar olmadığı için gidemiyorum. Memleketim Mardin’e gidiyorum. Annem babam orada. Orada da zaman buldukça gezmeye çalışıyorum” diye de ekliyor.

Yaşam koşullarının zorluğundan şikayetçi. Neden böyle olduğunu sorduğumuzda ise “Yönetimle alakalı. Ekonomik olarak çok büyük sıkıntılar var. Aldığımız parayla geçen sene ayı geçiriyorduk, bu yıl onu bile yapamaz hale geldik. O yüzden değişiklik gerekiyordu ama olmadı. Daha da çok ezileceğiz. Ama hayat devam ediyor yapacak bir şey yok. Burada geleceğe dair bir umudum yok, kuaförlük için ustalık belgesi alırsam yurtdışına gitmek istiyorum. Abim orada. Zaten bizim oralarda gençlerin hepsi yurtdışına kaçtı” diyor.

İŞTEN EVE EVDEN İŞE BİR HAYAT

16 yaşındaki genç işçi Emin ile sanayinin içindeki bir restoranda konuşuyoruz. Emin, kendini bildi bileli çalıştığını söylüyor. “Düzenli şekilde gitmesem de ortaokulu bitirdim. Okuma imkânım olsaydı doktor olmak isterdim. Çalışmak çok zor. Sabahları kalkamıyorum bile. Sabah 6’da burada oluyorum. 12 saat çalışıyorum. Haftada 6 gün bu karton kutu atölyesindeyim. Aylık 9500 lira alıyorum ama yetmiyor. Pazar günleri de bir tekstil atölyesinde çalışıyorum. Ailem için çalışmak zorundayım. Annem babam Diyarbakır’dalar, Onlara da para göndermem gerekiyor” diyor.

Emin’in kendinden iki yaş küçük kardeşi de yanımızda. Emin, “Dışarı bile çıkamıyoruz. İşten eve evden işe bir hayat. Bazen evin önünde top oynuyoruz, işte o kadar. Mahallede oynanacak yer yok” diyor.

Emin’e hafta sonları çalışmak zorunda olmasa ne yapmak istediğini sorduğumuzda “Denize gitmek, gezmek isterdim” yanıtını alıyoruz ve Emin cümlesini tamamlayamadan patronu çağırıyor. Sadece “görüşürüz” diyebiliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Rusya: Ukrayna insansız deniz aracı Karadeniz’de Rus gemilerine saldırı girişiminde bulundu

SONRAKİ HABER

“Bir elin nesi var” diye başlayan o hikâye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa