İşçi toplantısından notlar: “Ortak sorunlarla ortak mücadele”
Gerçek kurtuluşumuz için işçilerin yaşam ve çalışma koşullarına her gün saldıran patronlar sınıfının sistemine karşı siyasal bir mücadelede birleşmek ve mücadele etmek şarttır.
Fotoğraf: Pixabay
Barış TİMUR
Kayseri
Bu yıl 20’ncisi düzenlenen Gençlik Yaz Kampı’nı geride bıraktık. Ülkenin dört bir yanından gelen gençlerin birlikte üretip birlikte tükettiği kampa çok sayıda işçi-işsiz genç katıldı. Farklı iş kollarından bir araya gelen genç işçiler ve MESEM’liler, kampta düzenlenen işçi toplantısında kendi alanlarında yaşadıkları sorunları ve bunların çözümlerine dair tartışmalar yürüttüler. İstanbul, Ankara, Antep, Kayseri, Kocaeli başta olmak üzere birçok farklı ilden gencin katıldığı toplantı yoğun ilgi ile takip edildi. Toplantıda son dönemde artan ekonomik kriz, ücretlerin yeterli olmayışı, çalışma koşullarının ağırlaşması, ek zam talebi, iş cinayetleri ve işsizlik öne çıkan başlıklar oldu.
EK ZAM TALEBİ GÜÇLENİYOR
Temel tüketim maddelerine gelen zamlar karşısında ücretlerin yeterli olmadığı, yılda iki defa asgari ücrette artış yapılsa dahi, ücretlerin hızla eridiği ve yoksulluğun derinleştiği hemen hemen her genç işçi tarafından ifade ediliyor. Bu, iş yerindeki konumu, aldığı maaş, tecrübesi vs. fark etmeksizin çoğu işçinin uzlaştığı bir gerçek olarak toplantıda öne çıktı. Sendikalı iş yerleri ve büyük işletmelerde ek zam talebinin güçlendiği; önümüzdeki dönem, özellikle metal iş kolundaki, TİS (toplu iş sözleşmesi) sürecinin işçiler tarafından yakından takip edildiği ve burada hakkını arama ve mücadele etme eğilimlerinin arttığı ifade ediliyor.
İşletmelerde var olan sendikaların büyük bir bölümünün patronların lehine anlaşmaya gittiği de ifade ediliyor. Bunun karşısında işçilerin sendikaları daha mücadeleci bir noktaya çekmek ve sendikalarda kendi inisiyatiflerini güçlendirmek adına mekanizmalar kurması ve yönetimleri zorlaması, kazanımlar elde etmek için ortaya koyulan çözüm önerilerinin başında geliyor.
GÜVENCESİZ VE KAYIT DIŞI ÇALIŞTIRILMALARDA ARTIŞ VAR
Ülke genelinde kayıt dışı ve sigortasız çalıştırılmaların arttığı, denetimlerinin seçim süreci öncesi ve sonrası gözle görülür bir şekilde azaldığı ortaya çıkan sonuçlardan birisi. Kayseri Oto Sanayi Sitesi, Ankara OSTİM ve Adana tekstil atölyelerinden yansıyan tablo, ekonomik krizin karşısında belki de en çok ezilenlerin çıraklık ve kalfalık yapan, haftalık 1000 lira dolayında ücretlere çalıştırılan genç işçiler olduğu yönünde. Asgari ücretin üçte biri oranına çalışan genç işçilerin bileşimi genel olarak, irili ufaklı sanayi sitelerinde çalışan yerli ve göçmen işçiler oluşturuyor. Türkçe, Kürtçe ve Arapça’nın hemen hemen eşit derecede konuşulduğu sanayi sitelerinde, günde 12 saati bulan ağır koşullarda çalışma ve düşük ücretler en büyük sorun olarak ortaya çıkıyor. İşten atılma korkusu ve güvencesiz çalışma da belirgin bir şekilde öne çıkıyor. MESEM’li gençlerin de çalıştığı sanayi sitelerinde ortaya çıkan en güçlü talep, çalışma saatlerinin düşürülmesi, ücretlerin arttırılması ve sigortalı çalışma. Bu talepleri kazanımlar ile sonuçlandırmak adına çeşitli bir araya gelişler planlamak ve bulundukları sanayi siteleri için imza kampanyaları düzenlemek öne çıkan bir öneri.
CİNAYETLER KARŞISINDA İŞÇİLERİN DENETİM MEKANİZMALARI KURULMALI
Bütün iş kollarının ortaklaştığı, ancak inşaat ve kimya sektörlerinde daha belirgin bir sorun olan, bir diğer mesele ise işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesi oluyor. İnşaat, metal, kimya ve taşıma iş kollarında çalışan genç işçilerin özellikle vurguladığı şey, iş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının artması oluyor. İş yerlerindeki “iş güvenliği kurulları”nın yalnızca kâğıt üzerinde olduğu, pratik işletiminde büyük sorunların yaşandığını pek çok genç işçi ifade ediyor. Önlem alınmaması sebebiyle artan iş cinayetleri ve meslek hastalıklarının, tek adam iktidarının politikaları ve patronların kâr hırsı sonucunda ortaya çıktığı, genç işçilerin ifadeleri arasında. Buraya dair; İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun işçiler tarafından çeşitli mücadeleler sonucunda kazanıldığı ifade edilirken, bu mücadeleye ve kazanımlara sahip çıkarak, işlevsizleştirilen İSG kurullarını, etkin çalışmaları için baskı altına almak ve iş yerlerinde işçilerin kendi sağlıklarını korumak adına denetim organları kurması ve sendikaları bu konuda bir araç kullanması bir çözüm olarak beliriyor.
SINIF BİLİNCİ İLE ORTAK HAREKET ETME İSTEĞİ GÜÇLENMELİ
Daha değinemediğimiz birçok sorunla birlikte, yukarıda öne çıkan, ana meselelere dair en güçlü ortak söylem, “Bir araya gelirsek çözeriz” oluyor. Özellikle geçtiğimiz seçim sürecinden önce başlayan ve güçlenerek varlığını devam ettiren siyasal bir kutuplaşma, işçilerin bir araya gelmesinin karşısında büyük bir engel. Ancak, farklı siyasi partilere oy verseler de, bütün işçilerin sorunlarının ve çözümlerinin ortak olduğu ve mücadelelerin ancak bu ayrışmaların önüne geçilmesiyle mümkün olduğu, toplantının sonlarına doğru ortaklaşılan konu oluyor. Aslında işçi sınıfının, kendi konumunu ve gücünü bilerek ve farklı kesimlerini bir araya getirecek mekanizmalarda buluşarak kazanımlar elde edeceği, en çok vurgulanan sonuçlar arasında.
İŞÇİLER HER YERDE PATRONLARA KARŞI ÖRGÜTLENMELİ
Toplantıda öne çıkan tartışmalar bize gösteriyor ki önümüzdeki süreçte ekonomik gidişat ve politik atmosfer, genç işçilerin hak gasplarına ve adaletsizliğe daha fazla itiraz etmeye ihtiyaç duyduğu bir süreci getirecek. Ekonomik krizin yükünün işçilere yüklendiği koşullarda, işçi ve emekçilere yoksulluğu reva gören patronlar ve onun temsilcilerine karşı mücadeleyi ilerletmek gerekiyor. Mücadeleyi nasıl ilerleteceğimiz, nasıl birlik olacağımız konusunda toplantıda öne çıkan örnekler var elbette. Ekonomik krizin altında ezilmemek ve taleplerimizi gerçekleştirmek için Emek Partisi’nin önümüzdeki süreçte yapacağı; zamların durdurulması ve geri alınması, insanca yaşam ve insanca ücret, yoksulluk sınırının altında ücret alanlardan vergi alınmaması ve zenginlerden servet vergisi alınması taleplerinden oluşan kampanyasına destek vermek ve bu kampanyanın örgütleyicilerinden olmak hepimiz için bir görev. İşçilerin yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirecek taleplerimizi, hep birlikte, çalıştığımız her alanda örgütlemeliyiz. Gerçek kurtuluşumuz için işçilerin yaşam ve çalışma koşullarına her gün saldıran patronlar sınıfının sistemine karşı siyasal bir mücadelede birleşmek ve mücadele etmek şarttır.