İHD: Kayıplarımızın akıbetini öğrenme kararlılığımızda ısrar edeceğiz
İHD İstanbul Şubesi tarafından Cumartesi Anneleri/İnsanlarının gözaltına alınmasıyla ilgili yapılan açıklamada; “Kayıplarımızın akıbetini öğrenme kararlılığımızda ısrar edeceğiz” denildi.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi Anneleri/İnsanlarının gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama yaparak gözaltıları kınadı,
Anayasa Mahkemesi’nin anayasal hak kullanımı olduğuna hükmettiği Cumartesi Anneleri/İnsanlarının Galatasaray Meydanı’ndaki barışçıl buluşmalarının, mülki idare amirlerinin keyfi, hukuka aykırı kararları ve kolluk görevlilerinin şiddeti ile engellenmeye devam ettiği belirtilen açıklamada; “Cumartesi Anneleri/İnsanlarının buluşmalarını engelleyen kaymakamlık yasaklama kararındaki gerekçeler, Anayasa Mahkemesi tarafından inandırıcı bulunmamış, hukuki dayanaklarını yitirmişti. Ancak Beyoğlu Kaymakamı her Cumartesi aynı gerekçelerle verdiği yasaklama kararları ile Anayasa Mahkemesi’ni devre dışı bıraktığını iddia ediyor” denildi.
Hukuku, Anayasa’yı yok sayan bu uygulama karşısında ülkenin Anayasa Hukuku hocalarının, üniversitelerin Anayasa Hukuku kürsülerinın sessizliğini koruduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi; “ Anayasa’ya sadakatle bağlı kalacaklarına namus ve şerefleri üzerine yemin eden Cumhurbaşkanı, kabine üyeleri ve milletvekilleri susuyor. Bu suskunluk, Anayasa’yı değersizleştiren hukuksuzluk iklimini güçlendiriyor, ihlalcileri cesaretlendiriyor. Yaratılan hukuksuzluk ikliminde anayasal hakkımızı kullanmak istediğimiz için 19 haftadır, İstanbul’un ortasında, herkesin gözü önünde engelleniyor, işkence ve kötü muameleye maruz kalıyoruz. Savcıların, şüphesiz haberdar olmalarına rağmen, idarenin ve kolluğun hukuk dışı uygulamalarını görmezden gelmeleri, bizim bu konudaki iddialarımızı dikkate almamaları, işkence ve insanlık dışı muamele suçlularının dokunulmaz olduğu bir kısır döngü oluşturuyor. İşkence ve kötü muamele yasağınının ihlaline karşı hoşgörü politikasını besliyor.”
"BİZ VARİZ VE SUSMAYACAĞIZ"
“960. haftamızda bir kez daha baskıyla, şiddetle bizi susturmak isteyenlere sesleniyoruz” denilen acıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bizi susturarak, gözaltında kaybedilenleri ve onları kaybedenleri görünmez kılmak istediğinizi biliyoruz. Gözaltında kaybetmelerin bir devlet siyaseti olarak işlendiğini ve bugün de bu siyasetin devamı olarak karanlıkta bırakıldığını biliyoruz. İşte bu üstü örtülen bilgileri silkelemek, canlandırmak, dolaşıma sokmak istediğimiz için bizi susturmak istediğinizi biliyoruz. Toplumsal hafıza üzerindeki hakimiyetinize karşı bir tehdit olarak gördüğünüz için bizi yok saymak istediğinizi biliyoruz. Ama biz varız, buradayız ve susmayacağız; her engelinizde farklı bir yol bularak hakikati haykırmaya devam edeceğiz. 29 yıl önce, 18 Ağustos 1994 tarihinde Diyarbakır'ın Hani ilçesinde gözaltında kaybedilen Mehmet Günkan ve tüm kayıplarımızın akıbetini öğrenme talebimizde ısrar edeceğiz. Adaletin sağlanması talebimizde, insan hakları talebimizde, hukuk devleti talebimizde ısrar edeceğiz.” (HABER MERKEZİ)