Genel-İş Sendikası nereye gidiyor?
Şimdi tabanda yeniden örgütlenerek, belediye işçilerinin mücadelesini büyüterek, kadro hakkımız ve insanca ücret için mücadeleyi örgütleme günüdür.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Genel-İş’te Remzi Çalışkan yeniden başkan seçildi
18. Olağan Genel Kurul Delegesi bir işçi
Sendikamız DİSK/Genel-İş'in geçtiğimiz günlerde Ankara The Green Park Hotel’de 18. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti. Genel Kurul salonu itinayla hazırlanmış, barkovizyonda sendikanın geçmiş tarihi ve yapmış olduğu grevlerin görüntüleri eşliğinde ‘Ayaktayız’ sloganıyla süslenmişti. Ancak divanın oluşmasından, kongrenin yürütülmesi süreci dahil, adeta kongre bir an önce olsun bitsin havası hakimdi. 140 bin üyeli sendikamızın genel kurulu konuk konuşmalarıyla birlikte topu topu üç saat sürmesi başka nasıl yorumlanabilir.
MÜCADELEYİ TARTIŞMAKTAN ÇOK UZAK
Genel Başkanımız Remzi Çalışkan’ın açılış konuşmasında yer alan ‘şöyle mücadele ediyoruz, böyle mücadele ediyoruz’ söylemleri ne yazık ki gerçekleri ifade etmiyor. Sözle mücadele olmadığını herkes gibi kendisi de biliyor. Genel kurulda sadece iki delegenin söz alıp konuşması başlı başına tartışılması gereken, bu nasıl mücadeleci bir sendika kongresi dedirten bir durum. Bu haliyle genel kurulun işçi sınıfının ve belediye işçilerinin mücadelesini yansıtmaktan ve tartışmaktan çok uzak olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Bütün kurul delegelerinin aklından geçen de budur, ancak kendilerini ifade etme olanakları olmadığı için de bu sonuç değişmiyor.
İşçi sınıfı ve özellikle belediye işçileri açısında sorunların dağ gibi büyüdüğü, sorunların çözülmesi konusunda tartışmaların yapılması, çözüm üretilmesi, adımların atılması, kararların alınması gereken genel kuruldu ancak olmadı. Kongre sessiz ve sedasız yapılarak, bütün sorunlar bir kez daha halının altına süpürülmüş oldu.
SÖZLEŞMELER GÜNCELLİĞİNİ 3 AY KORUYOR
Yapılan sözleşmelerin açlık sınırı ile eşitlendiği ya da biraz üzerinde gerçekleştiği, temel tüketim ürünlerine gelen zamlar ve enflasyon karşısında biz belediye işçilerinin giderek daha fazla yoksullaştığı tüm sendika yönetimleri tarafından biliniyor. Genel başkanın açılış konuşmasında kendi ağzıyla ifade ettiği gibi ‘yapılan sözleşmeler en fazla üç ay güncelliğini koruyor; sonra yine açlık, yine yoksulluk.’ Bu tarifi yaparken, kadro sorunundan bahsederken bu sorunlar karşısında nasıl bir mücadele tartışmasını yapmamak ise bir kenara yazılmalı.
17. Olağan Genel Kuruldan 18. Olağan Genel Kurula kadar yüzde 40 büyüyen sendikamız aynı oranda belediye işçilerinin ve işçi sınıfının mücadelesini büyüttü mü sorusu da yine havada kaldı. Kendi içinde sendikal demokrasiyi işletmeyen, belediye işçilerinin mücadelesin ilerletmeyen bir sendikal anlayış mücadeleyi ne kadar örgütleyebilir?
Daha çok CHP belediyelerinde üyesi olan sendikamızın sadece CHP yöneticilerini kongreye davet etmesi ayrıca manidar. Bu ülkede bedel ödeyen ve demokrasi mücadelesi veren siyasi anlayışlara uzak durup sadece sosyal demokratlarla iç içe bir sendikal anlayışın işçi sınıfına ve belediye işçilerine vereceği fazla bir şey olmayacaktır. Sendikamızın örgütlü olduğu CHP belediyelerinde yaşanan sorunlar ortada dururken CHP yöneticilerinin bizim kürsülerimizde bu kadar rahat konuşmaları nasıl yorumlanabilir.
SORUNLAR ÇÖZÜLMÜYOR, BÜYÜYOR
Evet genel başkanın söylediği gibi sendikamız nicel olarak büyüyor, üye sayısı artıyor. Ancak belediye işçilerinin sorunları da büyüyor ve çözülmüyor. Yoksulluk sınırının 40 bin liraya dayandığı koşullarda belediye işçilerinin insanca çalışma ve yaşama koşulları giderek ağırlaşıyor. Kadro sorunu çözülmüyor. Sendika içi demokrasi işlemiyor. Geçtiğimiz yıl yapılan tüzük kurultayında yapılan kimi haksız ihraçlar, sürekli şube yöneticilerinin değişmesi için peşpeşe örgütlenen olağanüstü kongreler, temsilcilerin görevden alınması, TİS hazırlıkları sürecinin antidemokratik işletilmesi, TİS imzalanırken işçilere sorulmaması gibi sorunların üzeri kongrede örtüldü.
Bu sorunları tartışmadık, nasıl bir sendika, nasıl bir Genel-İş sorusu başka bir kongreye havale edildi. Sendikamızı geçen genel kuruldan bugüne beş yöneticisi değişti ama anlayış olarak değişen bir şey yok. On yönetici de değişse anlayış olarak değişmeden işçi sınıfının ve belediye işçilerinin mücadelesini yükseltecek bir çıkış olmayacaktır. Eğer bugün küçük de olsa belediye işçilerinin kazanımı varsa geçmişte farklı bir anlayışla mücadele eden işçilerin ve sendikacıların sayesinde olduğunu biliyoruz. Bir belediye emekçisi, işçisi ve delegesi olarak değerlendirdiğimde bu genel kurulun başta bizim sendikamızın üyeleri olmak üzere, genelde belediye işçilerinin mücadelesini büyütecek bir kongre olmadığı açıktır.
ÇÖZÜM BİRLEŞİK MÜCADELE
Daha önce gazetemizde yayınlanan ‘Sınıf sendikacılığı temelinde demokratik bir Genel-İş için gücümüz birliğimizden gelir’ başlıklı yazıda belirtilen sorunlara değinmeyen al gülüm ver gülüm kongresi yapılmıştır. Evet kongre bitti, bir kısım eski yönetici gitti, yerine yenileri geldi. Belediye işçilerinin sorunları bitmedi, daha örgütlü ve kitlesel bir mücadele veremezsek sorunlarımız çözülmediği gibi giderek büyüyecektir. Şimdi tabanda yeniden örgütlenerek belediye işçilerinin mücadelesini büyüterek, kadro hakkımız ve insanca ücret için, tüm belediye işçilerinin ücretini yoksulluk sınırının üzerine çıkarmak için mücadeleyi örgütleme günüdür. Sorunlarımız sadece sendika yöneticilerine havale ederek, belediye başkanlarından medet umarak çözemeyiz. Ülkenin dört bir tarafında mücadele eden işçilerle birleşecek bir mücadele ve birleşik bir mücadele ile ancak sorunlarımız çözebilir, insanca yaşanacak bir düzen kurabiliriz.
Evrensel'i Takip Et