Eylemdeki FEDAŞ işçileri: Bu sadece bizim değil herkesin meselesi olmalı
Dersim'de düşük ücret ve ağır çalışma koşullarına karşı 9 Ağustos'tan beri eylemlerini sürdüren FEDAŞ işçileri "Amacımız insanca bir yaşam, bu sadece bizim değil bütün ülkenin meselesi olmalı" diyor.
Fotoğraf: Evrensel
Serpil BERK
Dersim
Fırat Elektrik ve Dağıtım AŞ (FEDAŞ) işçileri ücret zamlarının yetersizliği ve çalışma koşullarının güvensizliğine karşı 9 Ağustos’ta iş yavaşlatmaya gitti. Talepleri işveren tarafından dikkate alınmayan işçiler 16 Ağustos’tan bu yana ise grevde. FEDAŞ işçileri hak alma mücadelesinde deneyimli, kazanımla sonuçlanan önceki grev süreçlerinde yaşadıkları deneyimden güç aldıkları konuştuğumuz her işçinin vurguladığı bir gerçek.
FEDAŞ işçilerinin “Ölmek istemiyoruz” diye haykırdığı güvencesiz çalışma koşulları çoğu zaman ücret talebini geri planda bırakan yakıcı bir gerçek olmuş durumda. Bu ay içerisinde bile 4 enerji işçisi iş cinayetinde yaşamını yitirdi. FEDAŞ’ ta birkaç yıldır çalışan ve ilk defa grev deneyimi yaşayan işçiler ile konuştuk. İşçiler, “Amacımız insanca bir yaşam ve bu sadece bizim değil bütün ülkenin meselesi olmalı” dedi.
"KOŞULLARIMIZIN BİR AN ÖNCE İYİLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR"
Bakım ve onarım bölümü ölüm riskinin en fazla olduğu bölümlerin başında geliyor. Kışın soğuğunda, yazın sıcağında, bazen de yaban hayvanlarıyla burun buruna gelerek çalışmak zorunda oldukları koşulların zorluğundan bahsediyor Doğan Barış Turan. Turan 27 yaşında, iki yıldır çalıştığı FEDAŞ’taki ağır çalışma koşullarına dikkat çekerek, “İlk defa greve katıldım. İnsanca yaşamak istemek yanlış bir şey değil. Hakkımızı alana kadar direneceğiz. Çalıştığım bölümde yaptığım iş ölüm riski en yüksek olanlardan mesela dalgın olamıyorsun, dikkatini hiçbir şeyin dağıtmaması gerek ama bu şartlarda bunu nasıl yapmamız bekleniyor? Koşullarımızın bir an önce iyileştirilmesi gerekiyor. Patronlar bize reva gördükleri maaşla bizim gibi bir ay geçinsin söz veriyorum eylem yapmayacağız” diyor.
"AMACIMIZ İNSANCA BİR YAŞAM"
Onur Gök de 28 yaşında, 2.5 yıldır çalışan işçilerden, işveren tarafından çok fazla baskı yapıldığını belirtiyor: “İşten atmayla tehdit ediliyoruz. Birbirimize kenetlendik, bu baskı ve yıldırma girişimlerini boşa çıkaracağımıza inanıyorum. Her şeyi göze aldık. Daha önce greve katılmadım, önceden deneyimli olan arkadaşların deneyiminden yararlanıyoruz. Amacımız insanca bir yaşam ve bu sadece bizim değil bütün ülkenin meselesi olmalı. Ülkedeki yaşam koşullarına baktığımızda bizim taleplerimizin her yere yayılması gerekiyor çünkü herkes insanca bir yaşam ister ve bunu istemek hakkı” diye konuşuyor.
"TAŞERON SENDİKALI OLAMAZ DEDİLER"
FEDAŞ bünyesindeki taşeron firma olan Aykol’ da 5 yıldır sayaç okuması yapan Eren Pınar, birkaç gün önce sendikaya üye olma nedenlerini şöyle anlatıyor: “Taşeron olduğumuz için yıllarca bize dediler ki sendika hakkınız yok. Direnişle beraber bunun böyle olmadığını öğrenip sendikaya üye olduk. Sayaç okuması için kentin her yerine gidiyoruz. İlçeler, köyler hepsine biz bakıyoruz. Kış şartları özellikle çok zor, ayakkabı talebimize bile cevap vermediler. Uygun ayakkabım olmadığı için çok hasta oldum. Kullandığımız aracın kış lastiği bile takılmadı. Beş yıldır halledeceğiz dediler ama koşullarımızda hiçbir değişim olmadı. Asgari ücret alıyoruz. Hep mobbinge maruz kaldık; hasta olduğumuzda rapor alırsak işten atılmakla korkutulduk.”
İlk defa greve çıktığını söyleyen Pınar, “Hakkımı savunuyorum, bize yıllardır yapılan baskıya ses çıkardığımız için çok mutluyum. Söyleyemediğim, yapamadığım yani içime attığım ne varsa şimdi cesaretle söylüyorum. Bu çok güzel bir duygu. Onurlu bir yaşam istiyorum özellikle 4 yaşındaki kızım için istiyorum bunu” dedi.