Prigojin ve Wagner yöneticilerinin ölümü: Savaş çocuklarını yedi
İsyanın faturası uçak kazasıyla Prigojin’e kesilmiş görünüyor. Bu aynı zamanda Rusya’da devlet içindeki savaş yanlısı klikler arasındaki çatışmanın ne denli acımasız bir hale geldiğini gösteriyor.
Yevgeniy Prigojin | Fotoğraf: Wagner Telegram Hesabı
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Moskova’dan St. Petersburg’a doğru havalanan, içinde özel savaş örgütü Wagner’in 62 yaşındaki Başkanı Yevgeniy Prigojin ve diğer üst düzey yöneticileri taşıyan uçağın, çarşamba günü akşam saatlerinde Moskova’ya 200 km uzaklıktaki Tver’de düşmesinin üzerindeki sis perdesi yavaş yavaş kalkıyor.
İlk saatlerden itibaren Prigojin’in ölenler arasında olup olmadığına dair çeşitli iddialar, spekülasyonlar yapılırken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir gün sonra yayımladığı görüntülü bir mesajla Prigojin’in ailesine başsağlığı diledi. Putin’in aynı mesajında, Prigojin’i 1990’lı yıllarda “yetenekli bir insan” olarak tanıdığını, sonradan “Zor bir kaderi olan ve ciddi hatalar yapan bir insana dönüştüğünü” ifade etmesi de dikkate değer.
Bu mesaj, her ne kadar kesin bir DNA analizi açıklanmamış olsa da Prigojin’in öldüğü anlamına geliyor.
Bu açıklamadan önce 10 kişilik yolcu listesinde yer alan Prigojin’in gerçek Prigojin olup olmadığına dair pek çok spekülasyon yapılmıştı. 23-24 Haziran’da Ukrayna savaşı nedeniyle orduyu eleştirerek iki gün buyunca başkaldırı eylemleri yapan Prigojin’in birçok sahte pasaport ve dublör kullandığı önceden biliniyordu. Bu nedenle, Prigojin’in, Putin’in bir gün kendisini ortadan kaldıracağını bildiğinden hareketle böylesi ortadan kaybolma yoluna başvurabileceği dahi ileri sürüldü. Pek gerçekçi olmasa da…
Prigojin’in öldüğünü kabul edersek, geriye nasıl ve kimin öldürdüğünü aydınlığa kavuşturmak kalıyor. İlk etapta, belirsiz görgü tanıklarına dayandırılarak verilen, özel uçağın atılan bir roketle düşürüldüğü tezi giderek zayıfladı. Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajansı (Rosaviatsiya) böyle bir saldırının olmadığını açıkladı. Keza ABD Savunma Bakanlığı da uçağın roketle düşürüldüğüne dair bir verinin olmadığını duyurdu. Bu durumda geriye iki olasılık kalıyor: Ya uçağa önceden patlayıcı yerleştirildi ya da uçak gerçekten teknik bir arıza nedeniyle düştü.
SAVAŞ HEDEFİNE VARMAYINCA GÖRÜŞ AYRILIKLARI ÖNE ÇIKTI
Prigojin’in Rus ordusu, dolayısıyla Putin’e, hem de Ukrayna savaşının bütün acımasızlığıyla devam ettiği bir dönemde başkaldırması elbette hafife alınacak, geçiştirilecek bir durum değil. Uçağın düşmesinden sonra sosyal medyada viral olan bir videoda Putin hataları affedebileceğini ancak ihaneti asla affetmeyeceğini açık olarak söylüyor.
23 Haziran ayaklanmasıyla Prigojin, gerçekten “baba” dediği Putin’e ihanet ederek meydan okudu. Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve onun desteklediği komutanların Ukrayna savaşında başarısız olduğunu belirterek, görevden alınmalarını istedi. Bunu söylerken aslında Ukrayna’daki savaşın komutasının kendi ekibine verilmesini istiyordu. Prigojin’in hesabında Ukrayna savaşını bir bölgeye sıkıştırmaktan çok yaymak vardı. Bu nedenle Putin ve komutanlarının yaptıklarıyla savaşın kazanılamayacağını açıktan dillendiriyordu.
Denilebilir ki bir buçuk yıldır süren Ukrayna savaşında istenilene kısa sürede varılmaması Rusya içinde savaşı başlatan güçler arasında görüş ayrılığına dönüştü ve yeni çatışmalara neden oldu. Paramiliter savaş örgütünün lideri olarak Prigojin, Putin’den aldığı savaş ihalesini daha da büyütmeyi hedefledi. Putin ise cephede bütün dizginleri Prigojin’e vermeye yanaşmadı ve böylece savaşın seyrine bağlı olarak başlatılan isyanın faturası uçak kazasıyla Prigojin’e kesilmiş görünüyor.
Bu aynı zamanda Rusya’da devlet içindeki savaş yanlısı klikler arasındaki çatışmanın ne denli acımasız bir hale geldiğini de gösteriyor.
Bu aynı zamanda devlet içinde Prigojin ile hareket eden, ona destek verenlere de büyük bir gözdağı. Ukrayna savaşında istediği hedeflere varamadıkça ve savaş uzadıkça içeride tepkilerin, eleştirilerin artacağı ortada. Batı’nın sürekli Ukrayna’yı silahlandırarak savaşı uzatması, asıl olarak Rusya içinde klikler çatışmasını sertleştiriyor ve halk arasında rejime tepkilerin gelişmesine neden oluyor. Putin ve ekibi cephede mevziler kazandıkça, içerideki tepkilerin yükselme olasılığı çok yüksek. Savaşın kaybedilmesi durumunda ise içerideki iktidar mücadelesinin alabildiğince şiddetleneceği, Putin’in de bunu bastırmak için bütün yöntemlere başvuracağı ortada. Bu nedenle Prigojin ve yakın adamlarının ölümü, ona yakın komutanların görevden alınarak yargılanması belki de bu sürecin bir başlangıcı. 70’e merdiven dayamış Putin, savaşı kaybetse de kaybetmese de gelecek korkusu olmadan yaşamak istiyor.
WAGNER GROUP DEVLETTEN BAĞIMSIZ MI?
Öte yandan dünya kamuoyunda sıkça sorulan soruların başında, paramiliter savaş örgütü Wagner’in geleceğinin ne olacağı geliyor. Bunu soruların çoğu, Wagner’in Rus devleti, dolayısıyla lideri Putin’den bağımsız hareket eden bir özel şirket algısı yaratıyor. Halbuki, Wagner grubu kurulduğu 2014’ten beri Rus devleti tarafından milyarlarca dolarla finanse edildi, politik ve ekonomik çıkarlar için devletin bir kolu olarak hareket etti. İhale aldığı Suriye, Libya, Mali, Mozambik, Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Ermenistan, Venezuela gibi ülkelerde Rus devletinin tam desteği ve garantörlüğü söz konusuydu.
Wagner’in ayak bastığı her yerde Rusya bayrağı dalgalanıyor. Rus ordusuyla açamadığı kapıları özel şirket Wagner ile açan Rusya’nın Asya ve Afrika’da yeni mevziler kazanmasında bu yöntem epey etkili oldu. Bu nedenle adı ve yöneticilerinden bağımsız olarak Rus sermayesi yaklaşık 50 bin kişilik kapasiteye sahip bu özel savaş örgütünden kolay vazgeçmeyecek gibi görünüyor.