26 Ağustos 2023 05:04

Tutuklu gazeteci Abdurrahman Gök: Yalanı ifşa ettiğim için keyfi şekilde cezalandırıldım

"Bugün az sayıdaki gazeteciye ve gazetecilik yapan mecralara sahip çıkmazsak toplumun tamamen karanlığa mahkum olmasına katkı sunmuş oluruz."

Abdurrahman Gök (MA) ve Kemal Kurkut'un vurulma anında çektiği fotoğraf.

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Gazeteci Abdurrahman Gök’ün şimdilerde haberlerini ya da fotoğraflarını göremiyoruz. 25 Nisan’da gözaltına alınıp tutuklandı. Gök, Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu C-30’da dört duvar arasında. 2017 Diyarbakır Newroz’unda polis kurşunlarıyla yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un vurulma anında çektiği fotoğraflar nedeniyle keyfi bir şekilde cezalandırıldığını söylüyor.

25 Nisan’da evi polis tarafından basılarak gözaltına alanın Abdurrahman Gök, 27 Nisan’da tutuklandı. Gök, avukatı aracığıyla gönderdiğimiz soruları yanıtladı.

Uzun süredir polis ve yargı baskısı altında olan bir gazeteci olarak yaşadığı için son gözaltıda tutuklanacağından emin olduğunu şöyle anlatıyor:

“Emniyet Müdürlüğünde ifademi almaya çalışan polisin soruşturma tutanağında bulunmamasına rağmen sabır zorlayıcı soruları karşısında ifade vermemem ve savcının odasına girer girmez, savcının tavrı, bende bu inancı daha da pekiştirdi. Nitekim savcı daha ilk soruyla dosyadan haberdar olmadığını açığa vurdu. Yüzlerce kişi hakkında güya ifade verdiğini söyleyen Ümit Akbıyık isimli şahsın hakkımda ifadeleri olduğunu savunan savcı buna karşı neler söyleyeceğimi sorunca kendisine şahsı tanımadığımı, savcının da yanıldığını, zira dosyada hakkımda vermiş herhangi bir ifadenin bulunmadığını söyledim. Savcı şaşırıp önündeki sayfaları evirip çevrince gerçekten de herhangi bir ifade bulunmadığını anladı ve hemen diğer sorulara geçti. Yaptığım haberler, yayınevlerinden çıkan kitapları tanıtan haberlerim suç isnadı diye soruldu.”

"HAKKIMDA İFADE VERİLMESİ İSTENDİ"

13 aylık tutukluluğunun ardından 12 Temmuz’da tahliye olan gazeteci arkadaşlarıyla yapılan telefon görüşmelerinin, HTS kayıtlarının da sorulduğunu anlatan Gök, gözaltına alınıp tutuklanmasının keyfine olduğuna vurgu yapıyor. Savcının da imzasıyla buna dahil olduğunu söyleyen Gök, şunları belirtiyor:

“Ümit Akbıyık isimli şahsın hakkımda ifadesi olmadığı ortaya çıkınca tutuklanmamdan sonra 4 defa ifadesi alınıyor. Mayıs ayında 2 defa alınan ifadesinde de bana dair bir ifade yok. Haziran ayında 2 defa daha ifadesi alınıyor. 12 Haziran’da belli ki yine bana dair ifade vermeyince savcı özelikle beni soruyor. Yani aslında bu şahıs hakkımda ifade versin diye yönlendiriliyor ve kendisi de ‘Sormuş olduğun Abdurrahman Gök...’ diye başladığı bir başka cümlede benim Pel Prodüksiyonda çalıştığımı, yayın yapma ve yayıncı boyutunda görevli olduğumu söylüyor. Bunun suç olup olmadığı sorusunu bir kenara bırakıyorum. Zira orada program yapan görevlilerin tamamı mahkemede ilk duruşmada serbest bırakıldı. Kurulduğundan beri Mezopotamya Ajansında hem haber müdürü hem editör hem de muhabir olarak çalıştım. Ve hâlâ resmi olarak bu ajansın muhabiriyim. Nitekim dosyada suçlama konusu yapılan bütün haberlerim de ‘açık kaynak taraması’ adı altında, Mezopotamya Ajansının web sayfasından alınmış. Şimdi böyle bir durum karşısında sizler olsanız bu tutuklamayı nasıl değerlendirirsiniz?​”

"KİTAP OKUYARAK FIRSATA ÇEVİRİYORUM"

IŞİD’in Şengal’de Ezidilere yönelik katliamını, 2017’de Diyarbakır Newroz’unda üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polis kurşunuyla öldürülmesini Gök’ün fotoğraflarıyla kamuoyu öğrenmişti. Sahada bulunmayı seven bir gazeteci olarak dört duvar arasında zamanını nasıl geçirdiğine dair sorumuza şu yanıtı veriyor:

“Yüksek tempoda çalışırken bir anda dar bir mekana hapsedilmek dayanılmaz zor. Ancak sürekli bu tehdit altında çalışan biriyseniz, adapte süreci daha kısa olabiliyor. Cezaevinde günü planlamak dışarıya göre çok daha basit. Çalışma tempon ise neredeyse dışarıyla aynı. Sabah 6’dan gece 10’a kadar yemek, yemek sonrası volta arasında odamdaki arkadaşlarla sohbet ve akşam haberleri dışında zamanın geri kalanının tamamını kitap okuyarak geçiriyorum. Böylece tutukluluğumu fırsata çevirmiş oluyorum.”

KEMAL KURKUT FOTOĞRAFLARI

Gök, Kemal Kurkut’un polisler tarafından vurulma anını fotoğrafladığı için kendisine ceza verilmesine dair de “Aslında karşı karşıya kaldığım muamelenin temel nedeni sözünü ettiğiniz Kemal Kurkut’un fotoğraflarını yayımlayarak devletin 'Canlı bomba etkisiz hale getirildi' yalanını ifşa etmem” diyor.

O günden beri defalarca evinin basıldığını, gözaltına alınıp hakkında soruşturmalar açıldığını hatırlatan Gök, hapis cezası verilmesi sürecini de şöyle anlatıyor:

“2022’de 27,5 yıl hapisle yargılanırken 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verilmesi ve bunun ertelenmemesinin nedeni Kemal Kurkut’un yargısız infaz anına dair fotoğrafları yayımlamam ama belli ki bu da yeterli gelmediği için yeniden aynı iddialarla ve aynı mahkemece yargılanıyorum. Yani bir yıl önce bana ceza veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde. Kemal Kurkut fotoğraflarından sonra bana duyulan ‘resmi öfkeyi’ çok iyi anlıyorum. Belki 21 Mart 2017'de sadece Kemal Kurkut’un fotoğrafını çekip yayımlamıştım ama o karelerde Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz, Enes Ata, Berkin Elvan, Şahin Öner, Medeni Yıldırım ve mazlum çocuklar, gençler vardı.”

"EVRENSEL’E OKUYARAK, OKUTARAK SAHİP ÇIKMALIYIZ"

Çok az da olsa halkın haber alma hakkını bedel ödeme pahasına savunan cesur gazeteciler olduğunu söyleyen Gök, “AKP-MHP iktidarının bütün yönelimlerine rağmen duruşundan ödün vermeyen gazetecilere halkın da kendi haber alma hakkını savunmak adına daha fazla sahip çıkması gerekiyor. Örneğin Evrensel gazetesi eğer Basın İlan Kurumu eliyle ekonomik bir cezalandırmaya maruz kalıyorsa bizler de bu gazeteyi alıp okuyarak, okutarak sahip çıkmalıyız” diyor.

Gök, “Şunu unutmamamız gerekiyor, eğer bugün az sayıdaki gazeteciye ve gazetecilik yapan mecralara sahip çıkmazsak toplumun tamamen karanlığa mahkum olmasına katkı sunmuş oluruz. Toplum tamamen karanlığa mahkum olduğunda da iktidar istediği her şeyi daha pervasız yapmış olur” uyarısında bulunuyor.

Şu an medyanın neredeyse yüzde 90’nın iktidarın elinde olduğunu da hatırlatan Gök, “Buna rağmen eğer hâlâ toplumun tamamını karanlığa mahkum edemiyorsa emin olun bunda özgür basının payı çok büyük” diyor.

ÜÇ GAZETE CEZAEVİNDE VERİLMİYOR

Bulunduğu cezaevinde Yeni Yaşam, Evrensel ve BirGün gazeteleri verilmediği için "gerçek habere ulaşma eksikliği" yaşadığını anlatan Gök, yanıtlarını “Başka cezaevlerinde gazetenize ulaşan tutuklular varsa hepsine selam olsun. Benden hemen sonra tutuklanan ve Sincan Cezaevinde bulunan Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz ile en son yaptığı haberler nedeniyle tutuklanan gazeteci arkadaşlara sizin aracığınızla bir selam göndermek istiyorum. Hem yaptığınız haberler için hem de göstermiş olduğunuz dayanışma için Evrensel ailesine teşekkür ediyorum” sözleriyle noktalıyor.

ÖNCEKİ HABER

Ordu'da patpat fındık bahçesine devrildi, 12 yaşındaki çocuk işçi hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Metal işçisi yazdı: Askeri iş kolunda çalışanlar ek zam ve vergide adalette ısrar edecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa