Prof. Akkemik: Bilinçsiz ağaçlandırma doğal ormanları korumayacak
Yanan alan ‘ağaçlandırılır’ ama nasıl? Profesör Ünal Akkemik’e göre yangın sonrasında hızla ve geniş alanlarda yapılacak bilinçsiz ağaçlandırma doğal ormanları korumayacak...
Fotoğraf: Çiğdem Münibe Alyanak/AA
Eylem NAZLIER
İstanbul
Çanakkale, Muğla, Eskişehir, İzmir… Son birkaç yazdır yüreğimiz ağzımızda izliyoruz orman yangınlarını. Yanan ağaçlar, hayvanlar, canlı yaşamı. Her yangın sonrası ‘Ne yapılmalı?’ sorusu gündeme geliyor. Yetkililer hemen ‘Ağaçlandıracağız’ diyor, uzmanlarsa uyarıyor. Peki ne yapılmalı? Evrensel’e konuşan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik, Anayasa’da bir orman alanı yandığında "Yanan ormanların yerinde yeni ormanlar yetiştirilir" hükmünü hatırlatarak başlıyor sözlerine ve ekliyor: “Bu Anayasa’nın hükmü, buna uyulması gerekiyor ama işte öyle alanlar görüyoruz ki Türkiye’de bazen bakıyorsunuz yangından sonra bir alanda otel yükselmiş. Bu alanda yükselen otelin izni yangından önce mi alınmış sonra mı alınmış araştırılmalı.”
Profesör Akkemik’e göre yangın sonrasında hızla ve geniş alanlarda yapılacak bilinçsiz ağaçlandırma doğal ormanları korumayacak.
‘ORMANLARIN KENDİNİ YENİLEMESİ BEKLENMELİ’
Peki ağaçlandırma nasıl yapılmalı? Akkemik, yanıtlıyor: “Yangın öncesindeki doğal ekosistemin devamlılığını sağlayabilmek için öncelikle 30 yaş ve üzeri orman varsa -kızılçam ormanları gibi- kesinlikle bunların kendilerini yenilemesi beklenmeli. Bir alan yandığı zaman oradaki çalılar doğrudan kendini yetiştirebilir, yani filiz vererek tekrar büyür. Kızılçam ağaçları da tohumla çoğalıyor. Toprağa düşen tohumlar yüksek sıcaklıklarından zarar görmüyor ve yine filizleniyor. Burada olması gereken bu doğal ortamın tekrar eski haline gelmesine olanak sağlamak. Eğer birkaç yıl geçtikten sonra orada bir o ağaç gelişmemişse o zaman süreci hızlandırmak için yine o ormandan alınmış tohumlarla tekrar tohumlama yapılabilir ya da fidan dikimi yapılabilir. Ama fidan dikimi bütün alanı kaplamalı. Ormanın doğal hali tekrar korunmalı. Eski haline getirmek için uygun tekniklerle bu sağlanmalı. Bunun da yolları çok basit, sadece ormanı çevireceksiniz. Müdahale olmayacak ve orman kendini zaten toparlayacak.”
‘FARKLI UYGULAMALAR YAPILABİLİR’
Genç ağaçların olduğu bir orman alanının yanması durumunda mecburen ağaçlandırma yapmak gerektiğine dikkat çeken Akkemik, “Orman yangını alanı sahası içerisinde farklı farklı uygulamalar yapılabilir. Alanın bir kısmı yaşlı ağaçlardan oluşuyorsa örneğin oraya müdahale edilmez. Bir kısmı henüz tohum oluşturma yaşına gelmemiş genç ağaçların olduğu yerlere de ağaçlandırma yapmak gerekir” diyor.
‘EKOSİSTEM ZARAR GÖRÜYOR’
“Ormanların yangınla kaybedilmesi durumunda orada ciddi bir canlı doku kaybı oluyor” diyen Akkemik, “Bir sürü değişik bitkiler var, hayvanlar, değişik canlı grupları var. Bunlar bir kere ciddi zarar görüyor, ekosistem zarar görüyor. O ekosistemin eski haline gelmesi zaman alıyor. Ayrıca ekonomik kayıp oluyor. Çünkü yanan ağaçların kalitesi düşüyor. Bunun dışında zaman kaybı oluyor. Zaman derken o ekosistemin oluşması için 50 yıllık bir zaman geçmişse siz bir anda 50 yıllık birikimi kaybediyorsunuz” diyor.
‘YANGINLARIN ÇIKIŞ SEBEBİ YÜZDE 90 İNSAN’
Orman yangınlarının Akdeniz havzasında kaçınılmaz bir olay olduğunu dile getiren Akkemik şu uyarıları yapıyor: “Burada esas olan insan kaynaklı yangınların sayısını azaltmak. Herhangi bir sebepten dolayı yangın çıkabilir. Bundan kaçış yok ama iklim değişikliği, insan nüfusundaki artış, kentleşme ormana olan insan müdahalesinden ki artış haliyle yangını da arttırıyor. Yaklaşık yüzde 90-95 aralığında yangınların çıkış sebebi insan kaynaklı. Dolayısıyla bizim öncelikli olarak yapmamız gereken insan kaynaklı yangınları mümkün oranda azaltmaya çalışmak. ‘İnsanlar ormanlara girmesin’ demiyoruz. İnsanlar ormana girmeli, orada nefes almalı, yürümeli, gezmeli, dolaşmalı mesele bu değil. Mesele kitlesel halde ya da işte iş makineleriyle, taş, maden ocaklarıyla, yol yapımlarıyla, enerji nakil hatlarıyla, kamu binaları yapımıyla, ormanlara girilmesi.
Bunlar yapıldıkça yangın riski artıyor ve bir kıvılcım zaten büyük bir alanın yanmasına yol açıyor.”
‘HAVA ARAÇLARININ ARTMASI GEREK’
Orman yangınlarına müdahalede ise popülist yaklaşımlar yerine daha gerçekçi yaklaşımların hayata geçmesi gerektiğine dikkat çeken Akkemik, sözlerini şöyle noktalıyor: “Mesela hava araçları kullanmamız gerekiyor. Ama bunu yaparken, uçak, helikopter sayısını arttırırken, bunların gece görüş kabiliyetli olmasına da dikkat edilmeli. Çünkü düşünün bir orman yanarken ‘Akşam oldu, mesai bitti, ben daha fazla yanmayayım’ demiyor. Ne yapıyor, devam ediyor. O yüzden gece boyunca müdahale edecek şekilde bu hava araçlarının dağıtılmasında fayda var.”