28 Ağustos 2023 05:30

Siyaset Bilimci Aytaç: Akşener'in amacı kendi itibar kaybını giderebilmek

"Akşener aday konusunda gösterdiği gelgitli tavrı açıklayabilmek ve aday olmaları için açık çağrıda bulunduğu isimlerin bu çağrıyı ortada bırakmasının yarattığı itibar kaybını gidermek istiyor."

Meral Akşener | Fotoğraf: DHA

Paylaş

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Afyon’da yaptığı konuşmada seçim yenilgisi için isim vermeden CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendi, “Koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. Seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla mücadele ettik” dedi. Akşener, yerel seçimlere "kendi kadrolarıyla" gireceklerini belirterek, siyasi partilere de seçimlere ayrı ayrı girme çağrısında bulundu.

Akşener’in sözlerini Evrensel’e değerlendiren Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç “Süreç içinde kimi CHP’liler Akşener’in önce masayı terk edip sonra geri dönmesinin seçmenlerde güven kaybı yarattığı ve İYİ Parti kadrolarının ortak aday için çaba göstermediği yönünde bazı suçlamalarda bulunmuşlardı. Akşener’in çıkışında bu suçlamalara dönük bir tepki açık olarak hissediliyor.” dedi.

“Eğer İmamoğlu veya Yavaş aday olsaydı kesin olarak kazanılacak bir seçimin, Kılıçdaroğlu’nun kendi adaylığında ısrar etmesi nedeniyle kaybedildiği saptamasıysa Akşener’in temel hareket noktasını oluşturuyor.” diyen Aytaç “Bu görüş için de İYİ Parti’nin yaptırdığı kamuoyu araştırmalarından elde edilen 'bilimsel' veriler dayanak gösteriliyor. Ancak Kılıçdaroğlu’nu birinci turda değilse de ikinci turda kazanacak aday şeklimde sunan eşit ölçüde 'bilimsel' ve 'güvenilir' başka birçok anket de mevcuttu. Son dönemlerde seçimlerden önce yapılan kamuoyu araştırmalarının yanıltıcı sonuçlar vermesi, sadece Türkiye’de değil, İngiltere, Fransa veya ABD gibi ülkelerde de sık karşılaştığımız bir şey. Demokratik yapıların dünya çapında çözülmesine paralel olarak siyasetin giderek kişiselleşmesi gibi bir dizi unsur seçmen davranışlarında öngörülebilirliği önemli ölçüde sınırlandırmış durumda. Buradan bakılınca, İYİ Parti’nin yaptırdığı anketlerin de yanıltıcı olmadı pekala mümkün” ifadelerini kullandı.

"ADAY KONUSU EN BÜYÜK GÜÇLÜKTÜ"

Seçim sürecinde Millet İttifakı’nın karşısında duran en büyük güçlüğün, birbirini dışlayan ve çelişen politik tutumların üzerinde uzlaşabileceği bir ismi aday gösterebilmek olduğunu söyleyen Aytaç “Zira Yeşil Sol Parti’li seçmenin desteği olmadan Millet İttifakı adayının, kim olursa olsun, seçilme şansı çok zayıf gözüküyordu. Bu durumun iktidarın, açık ve yakın bir tehlike olmamasına rağmen, terör ve güvenlik söylemiyle belli bir seçmen grubunu muhalefet adayından yabancılaştırmasına olanak sağladığı bir gerçek. Buradan bakınca adayın kim olduğu, onu kimlerim desteklediği sorusuyla kopmaz bir biçimde iç içe geçmiş gibi duruyor. Örneğin İmamoğlu aday olsaydı da, üzerindeki siyasi yasaklı olma baskısı bir tarafa, durum bu açıdan çok da değişmeyebilirdi. Esasen birden fazla adayla seçime gidilseydi, yani YSP ilk turda kendi adayıyla girseydi, sonuç bambaşka olabilirdi.” dedi.

"AMACI SİYASETİ TABANA YAYMAK DEĞİL"

“Akşener’in Kılıçdaroğlu eleştirisi, parti hayatını demokratikleştirmek ve siyaseti tabana yaymak gibi bir perspektiften gelmiyor.” diyen Aytaç “Daha çok aday konusunda gösterdiği gelgitli tavrı açıklayabilmek ve aday olmaları için açık çağrı ve teşvikte bulunduğu isimlerin bu çağrıyı ortada bırakmasının yarattığı itibar kaybını gidermek için eleştirisini bu noktadan kuruyor diye düşünüyorum. Nitekim kendi adaylarını “cesur” ve “yürekli” olmamakla eleştirirken, seçim sürecindeki asıl meseleyi muhalif ittifakın unsurlarında, hatta giderek bizzat ittifak kavramının kendisinde bulması da bunu destekliyor. Tabii bunun orta ve uzun vadeli sonuçları hakkında şimdiden kesin bir öngörüde bulunmak kolay değil. Kılıçdaroğlu CHP liderliğini, en azından yerel seçimlere kadar, bırakacakmış gibi gözükmüyor. Bu olgu elbette kısa vadede İYİ Parti ile CHP ilişkilerini zora sokacak bir etmen. Siyasal partilerin sistem içindeki dizilişinde yeni bir konfigürasyona gidildiğini düşünmek içinse daha fazla gözleme ve veriye ihtiyacımız var. Zira ben bu konuşmadan bir üçüncü yol önerisi yönünde güçlü bir mesaj çıktığını sanmıyorum.” ifadelerini kullandı.

YEREL SEÇİMLER ÇAĞRISI NE ANLAMA GELİYOR?

Akşener’in ‘yerel seçimlerde her parti ayrı ayrı seçime girsin’ önerisini de yorumlayan Aytaç “Akşener’in yerel seçimlere her parti ayrı girsin önerisi birbiriyle bağlantılı iki görüşten hareketle yapılıyor. Bunlardan ilki ittifak siyasetinin Türkiye’nin siyasal hayatına zarar verdiği saptamasına dayanıyor. İkincisiyse yerel siyasetin ulusal siyasetten ayrıldığı ve genel seçimlerden izlenen ittifak siyasetini yerele uygulamanın demokrasiyi zedeleyeceği görüşüne dayanıyor. Dilerseniz ilkinden başlayalım: Bir ülkede uygulanan seçim sistemleri ile parti sistemleri arasında bir ilişki vardır. Şimdi Türkiye’de başkanlık için iki turlu salt çoğunluk sistemi, milletvekillikleri içinse nispi temsil sisteminin bir biçimi tek turlu olarak uygulanıyor. İkincisi seçmen eğilimlerinin ayrışmasına ve parçalanmasına yol açarken, birincisi seçmenlerin iki büyük kampa ayrışmasını gerekli kılıyor. Sonuçta ortaya çok partili iki kutuplu bir sistem çıkıyor. Bu gibi sistemlerde partiler arası ittifaklar kaçınılmaz oluyor. Yani Türkiye’de yaşanan durum siyasal hayatın olağan akışına ve siyaset biliminin evrensel kurallarına uygun. Akşener’in ittifak sistemine getirdiği eleştirinin özünüyse siyasal kutuplaşma yarattığı ve marjinal eğilimlerinin etkisini arttırdığı yönünde. Bu yüzden yerel seçimlerin kendine özgü dinamiklerle ilerleyebilmesi için ittifak siyasetinin etkisinden kurtarılması çağrısında bulunuyor. Ancak parti hayatı kutuplu olan bir siyasal sistemde yerel seçimlerin bunun etkisinden uzak kalması düşünülemez, çağrı yapmakla da başarılabilecek bir iş değildir. Elbette yerel seçimlerde uygulanan seçim sistemi, ülke barajlı genel seçimlerden ve %50 +1 kuralına göre yapılan iki turlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinden olarak farklı olarak, ittifak yapmayı teorik açıdan zorunlu kılmıyor. Dar bölgeli çoğunluk sisteminin uygulandığı belediye seçimlerinde en çok oyu alan kazanıyor. Lakin büyükşehirlerde muhalif partiler ya tek başına çoğunluk oluşturamıyor ya da oluşturduğu yerlerde de iktidarın kuracağı yerel seçim ittifakları karşısında tek başına birinci çıkma şansına sahip olamıyor. Bu bakımdan büyükşehirlerin bir kısmında, özellikle İstanbul, Adana ve Mersin gibi illerde muhalefetin kazanması geniş bir ittifak tabanına ek olarak YSP’nin tutumuna bağlı gözüküyor. Yine Ankara’da muhalefetin durumu CHP ile İYİ Parti arasındaki işbirliğine bağlı.” dedi.

"RAKİPLERİNİZİN NE YAPACAĞI DA ÖNEMLİ"

“Bu gerçek ortadayken Akşener’in seçimlere ayrı girme yönündeki önerisini, başka partilerle işbirliği yapmamak şeklinde anlamıyorum.” diyen Aytaç şu ifadeleri kullandı:

“Öte yandan seçim stratejileri sadece sizin nasıl davranmak istediğinize değil, rakibinizin sizin karşınıza nasıl çıkacağına da bağlı. AKP’nin sistematik ve kapsamlı bir ittifakla yerel seçime gittiği bir durumda muhalefetin ayrı ayrı seçime gitmesi akıldışı olur. Akşener de zaten işbirliğine karşı olmadığını vurguluyor. Anlaşıldığı kadarıyla temel meselesi, oy hesapları nedeniyle “marjinal” olarak gördüğü Yeşil Sol Parti ile işbirliği yapılması. Bu yüzden kendini Millet İttifakı gibi formel ve programatik ittifaklarla bağlamak istemiyor ve muhalefeti “bölücülerle” işbirliği yapmaması konusunda uyarıyor. Hatta bunu herhangi bir beldede beraber davranmanın ön koşulu olarak tanımlıyor. Ancak muhalefet partilerinin çoğunlukla genel seçim sürecinde alınan sonuçlardan ötürü tabandan gelen tepkileri yönetmek amacıyla yerel seçimlerde ittifak yapmama yönünde açıklamalarda bulunması da kuvvetle muhtemel. Zira İYİ Parti’nin MHP karşısındaki bağımsız konumunu gerekçelendirebilmesi ve varlığını sürdürmesi bugüne kadar AKP karşıtı bir konum benimsemiş olması sayesinde mümkün oldu. Süreç içinde bu tutumun değişeceğini bekliyorum. Eğer değişmezse İYİ Parti bambaşka bir rotaya girecek anlamına gelir." (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Anadolu dağlarında altına hücum dönemi!

SONRAKİ HABER

Kimlikleri iptal edilen İranlı mülteciler endişeli: İran’a ancak rejim değişirse dönebilirim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa