Birecik’in ihtiyacı halkçı belediyeciliktir

Mustafa TANYELİ
Ahmet DÜZGÖREN
İzmir

1920’den beri Urfa’ya bağlı Türk, Kürt ve Ermeni halklarının bir arada yaşadığı kadim şehir Birecik yıllardır teyze oğlu, hala oğlu, enişte, kayın şeklinde dönüşümlü olarak yönetilerek bugüne gelmiştir. Son günlerde televizyon kanallarında ve sosyal medyada Urfa’nın Birecik ve Halfeti ilçelerinin bir referandum yapılarak Urfa’dan alınıp Gaziantep’e bağlanması istenmektedir. Bunun için de Birecik Ticaret Odası Başkanlığının bakanlığa dilekçe yazdığı söylenmektedir.

Bir ilçenin başka bir ile bağlanması için gerekli şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın, bağlı bulunduğu il ile arasındaki mevcut ulaşım kanallarının kapanması, doğal afet nedeniyle yerleşim yerinin coğrafik yapısının değişmesi, mahalli idareler kanununa göre gerekli çalışmanın zamanında yapılmamış olması ve bu gibi konular üzerinden sadece belediye hizmetlerinin aksamasından dolayı başka bir ile bağlanma meselesinin gündeme gelmesini doğru bulmuyoruz. Sadece bir siyasi yapılanmanın stratejisinin ortaya attığı ve bunun için televizyon kanallarında üç beş insan çıkarıp, “Yolumuz bozuk”, “Suyumuz akmıyor”, “Urfa bize bakmıyor”, “Antep’e bağlanalım, turizm şehri oluruz, ticaretimiz artar” diyorlar. Bu gibi söylemlerle Birecik ve Halfeti halkına bir referandum dayatılmak istenmektedir.

Bizler İzmir’de oturan bir grup Birecikliler olarak bu konuyu gündemimize aldık, enine boyuna tartıştık, ulaşabildiğimiz dost ve hemşehrilerimizin birçoğunun Antep’e bağlanmanın sorunu çözmeyeceğini belirtirken, bazılarımız da yukarıda belirtilen konulardan dolayı Antep’e bağlanmanın daha iyi olacağını düşünmektedir. Birecik’in Antep’e bağlanmasını isteyen ticaretle uğraşanlar şu an zaten Antep’te oturuyor. Birecik Belediye Başkanı bile Antep’te oturuyor, Birecik’e günübirlik gelip gidiyor.

Dünyanın neresinde görülmüştür bir ilçenin veya bir yerleşim merkezinin ‘Suyu akmıyor’, ‘Yolu bozuk’ diye bir ilden alınıp başka bir ile bağlanmakla sorununun çözüldüğü. Birecik halkının suya ihtiyacı vardır, yola ihtiyacı vardır, aşa, ekmeğe, işe ihtiyacı vardır. Bazı arkadaşlarımız bizim için de “Siz dışarıdasınız, durumu bilmiyorsunuz” demektedir. Evet, bizler ekmek parası için gurbete çıkarken sermayemizi, malı mülkü değil, kütüğümüzü Birecik’te bırakıp yoksulluğumuzu sırtımıza alarak çıktık. Çıkarken de dönmeyeceğiz diye kimseye garanti vermedik.

Birecik’in sorunları ortadadır, çözüm adresi bellidir. Yerel seçimler yaklaşırken Birecik halkının birilerinin çıkarı için referanduma değil, ranta dayalı belediyeciliğe karşı halkçı belediyecilik anlayışına ihtiyacı vardır. Birecik’in kadim halkları, emek, demokrasi güçleri bunu başaracak güce ve mücadeleye sahiptir. Rantçı değil halkçı belediyecilik! Referandum değil hizmet!