28 Ağustos 2023 14:44

Akdeniz Foku’nun yaşam alanlarına RES

Nesli tükenme tehdidi altındaki Akdeniz Fokunun yaşam alanına RES direği dikilecek. Böyle giderse Akdeniz fokunun soyunu kurutmak AKP hükümetine nasip olacak!

Fotoğraf: Marinko Babić/Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)

Paylaş

Özer AKDEMİR

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan ve “Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını sona erdirecek hamle”, “Enerjide bağımsız Türkiye” gibi spotlarla haberlere konu olan deniz üstündeki RES projeleri ile ilgili detaylar belli oldu. 2035 yılına kadar deniz üstü RES’lerle 5 gigavatt’lık bir enerji üretiminin hedeflendiği projenin çevresel riskleri ise haberlerde gündem edilmedi.

DENİZ ÜSTÜ RES’LERDEN 5,5 GİGAVAT ENERJİ ÜRETİMİ HEDEFLENİYOR

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki ilk deniz üstü RES projelerine onay verdi. Bakanlık tarafından Bandırma açıklarında 1111 kilometre kare, Bozcaada açıklarında 299 kilometrekare, Gelibolu açıklarında 75,6 kilometrekare ve Karabiga kıyılarında 410 kilometrekare alan aday Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak tahsis edildi. Deniz içindeki bu alanlarda kurulacak RES’lerden toplamda 5,5 gigavat elekritik üretimi hedeflenirken, Bakanlık 2035 yılına kadar karadaki RES’lerin kurulu gücünü 24,6 gigavata, GES’lerin kurulu gücünü 552,9 gigavata, HES’lerin kurulu gücünü 35,1 gigavat’a, biyokütle ve JES’lerin kurulu gücünü ise 5,1 gigavat’a çıkarmayı hedefliyor. Bakanlık yapımı süren nükleer santralden de 7,1 gigavatlık bir kurulu güç elde etmeyi hedefliyor.

KARABİGA VE GELİBOLU KIYILARINDA KM’LERCE ALAN RES SAHASI İLAN EDİLDİ

Bakanlığın deniz üstü RES proje alanı olarak ilan ettiği bölgelerde bu projelerin yol açacağı çevresel etkiler şimdiden tartışılmaya başlandı. Bu bölgelerdeki hassas denizel ekosistemin bu RES inşaatları ve çalışmaları sürecinde zarar görebileceği endişesi hayli yaygın. Özellikle Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayımlanan kırmızı listede “soyu kritik derecede tehdit altında olan tür” olarak sınıflandırılan Akdeniz Foku’nun yaşam alanlarından olan Karabiga ve Gelibolu kıyılarında 410 km2 ve 75,6 km2’lik alanlar da bu RES proje sahaları içerisinde.

AKDENİZ FOKUNDAN DÜNYADA SADECE 600-700 BİREY KALDI

Tüm dünyada 600-700 kadar bireyin kaldığı Akdeniz Fokunun yaşam ve üreme alanlarından birisi olan Karabiga kıyıları geçtiğimiz yıllarda da termik santral yapımı sürecinde gündeme gelmişti. Su Altı Araştırmaları Derneği (SAD) ve Akdeniz Foku Araştırma Grubu (AFAG) Akdeniz foklarının bugün yeryüzünde üreyen popülasyonlar anlamında sadece 4 bölgede; Yunanistan, Türkiye, Moritanya ve Madeira Adaları’nda yaşadığına dikkat çekiyor. Geçmişte eti, kürkü ve yağı için avlanarak tür sayısı ciddi oranda azalan Akdeniz Fokları bugün ise yaşam alanlarına yönelik insan kaynaklı baskılar nedeniyle ciddi bir tehdit altında. Türün yaşadığı ve ürettiği koylara insanların konut yapması, ya da bu koyların sanayi tesisleri nedeniyle kirletilmesinin yanı sıra balıkçıların ağları ve yasadışı avcılık da fokların yaşam haklarını ellerinden alan olgular arasında.

TÜRÜN YAŞADIĞI İKİ YER RES SAHASI İLAN EDİLEN ALANLARDAN

SAD ve AFAG’ın yıllardır Akdeniz Foklarının korunması ve yaşam alanlarına yönelik baskılara dair dikkat çekici açıklamaları var. Her iki kurumda da çalışmalar yürüten Cem Orkun Kıraç’ın Türkiye Su Altı Canlıları Platformu’nda yayınlanan makalesinde fokların yaşam alanları ile ilgili şu bilgilere yer veriliyor, “Akdeniz fokları, Türkiye kıyılarında belli bölgelerde yoğunlaşıyorlar; Marmara’da; Marmara Adaları ve Mola Adaları ile Kapıdağ kuzey sahilleri ve Karabiga batısı kıyılar, Ege’de; Gelibolu Yarımadası’nın Ege kıyıları ile Behramkale arası ve Yeni Foça ile Datça arası kıyılar, Akdeniz’de; Datça ile Kemer arasında, Alanya ile Taşucu arasında ve Hatay Samandağ ile Suriye sınırı arasında kalan sahiller Akdeniz foklarının var olma mücadelesini sürdürdüğü bölgeler.”Kıraç’ın saydığı yerler arasında Gelibolu ve Karabiga’nın deniz üstü RES projeleri için YEKA Alanı ilan edilmesi dikkat çekiyor.

YILLAR ÖNCESİNDE YAPILAN ÇALIŞTAYDAN BUGÜNE DAİR UYARILAR

14-15 Nisan 2015 tarihlerinde ÇOMU Su Ürünlerin Fakültesinin himayesinde Akdeniz Foku üzerine araştırmalar yapan üç üniversiteden (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi) akademisyenler, kamu ve sivil toplum mensuplarının katılımıyla gerçekleştirilen “Kuzey Ege ve Marmara Denizi’nde Akdeniz Fokunun Güncel Durumu ve Tehditler” başlıklı çalıştayda türün yok olmaması ve korunması sorumluluğunun Türkiye’nin omuzlarında olduğuna dikkat çekiliyordu. Türkiye’nin bu türün ve türün barındığı yaşam alanlarının koruma sorumluğu ile ilgili Avrupa Yaban Hayatı Koruma Sözleşmesi (Bern), Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona), Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmeleri gibi anlaşmalara imza attığının altının çizildiği çalıtay sonuç bildirgesinde, “Marmara denizindeki fok kolonisinin korunması türün neslini devam ettirebilmesi açısından gerekli olmanın yanında Türkiye’nin verdiği sözleri yerine getirmesi adına da büyük önem arz etmektedir.” Deniliyordu.  

EN KRİTİK TEHDİT ENERJİ YATIRIMLARI

Çalıştayda, bugün deniz üstü RES alanı ilan edilen Karabiga kıyılarının “hassas deniz ekosistemi olarak değerlendirilmesi” gerektiğinin tüm katılımcılar tarafından kabul edildiğinin altı çiziliyordu. Çalıştayın sonuç bildirgesinde yer alan 4. madde her ne kadar o yıllardaki termik santral tartışmalarına yönelik değerlendirilse de deniz içinde RES tartışmaları ışığında bugüne dair de bir uyarı olarak da dikkat çekiyor;

"4) Akdeniz Foku’nun bir simge tür olduğu ve bir bölgede varlığını sürdürmesinin o bölgedeki ekosistemin sağlıklı çalıştığının göstergesi olduğu vurgulanmıştır. Bu sebeple, ilkin, bölgede türün yok olmasına neden olacak tehditler irdelenmiştir. Bu kapsamda en kritik tehdit olarak foklar için üreme alanı olma özelliğine sahip bölgede yapılan ve yapılacak olan enerji yatırımları ön plana çıkmıştır. Bunun yanında kıyıda yapılacak olan mendirek, liman vb kıyı yapılarının, inşaat ve işletme aşamasında yoğun deniz trafiği oluşacağı açıktır. Ayrıca bu hareketlilik bölge halkının temel geçim kaynaklarından biri olan balıkçılığı önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Bu durumun ise balıkçı ile fokun paylaşacakları alanı daraltacağı ve balıkçı ile foku karşı karşıya getireceğine dikkat çekilmiştir. Diğer taraftan bölgede depolanacak olan atıkların (cüruf), baca emisyon gazlarının, bölgedeki diğer önemli geçim kaynakları olan hayvancılık, süt üretimi, organik tarımı da etkilemesi kaçınılmazdır. Bu durumun balıkçıların başka bir uğraşa yönelmelerini de kısıtlayacağından, sorunu daha da arttıracağına dair endişeler dile getirilmiştir."

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İHD'den eş zamanlı açıklama: "Tahliye şartları oluşan mahpuslar bir an önce tahliye edilmeli"

SONRAKİ HABER

23 Derece'nin sahibi Gökhan Özbek gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa