Muratdağı’nda altın madenciliğine karşı toplu dilekçe verildi: Suyu korumak asli görevimiz

Ege Bölgesi’nin can damarı denilen, Gediz Ovasına ve Ege Bölgesine su sağlayan Murat Dağı'nda yeniden başlayan madencilik çalışmaları yöre halkını bir kez daha hareketlendirdi. Madencilik faaliyetinin durdurulması talebiyle imza kampanyası başlatan Murat Dağı Yok Olmasın Platformu, dün Uşak Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne toplu şekilde dilekçe verdi. Burada yapılan basın açıklamasında konuşan platform sözcüsü Funda Öz Akçura madenin işletmeye başlaması durumunda sadece Uşak’ta, Kütahya’da değil Menderes Ovasında, Porsuk Ovasında, Salihli Ovasında, tüm Ege Bölgesinde hayat biteceğini ileri sürdü. Özakçura, “Biz madene geçit verirsek bizi bekleyen kader; Açlık, susuzluk, kuraklık, yokluk ve ölüm” dedi.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Uşak Şube Başkanı Ümit Alp madencilik faaliyetinin içme sularını kirleteceğini belirterek, “Eğer bu madenin ÇED raporu kabul görürse bu su içilemez, suyu korumak asli görevimizdir. Ya da boş bidonlarla çeşmelerde bekleriz” diye konuştu.

MADEN SU HAVZASINDA

Kütahya Çevre Şehircilik Ve İklim Müdürlüğü’ne ulaştırılmak üzere verilen dilekçede Anadolu Export adlı şirketin, Kütahya Gediz ilçesinde, Bakanlığınıza açmak için başvuruda bulunduğu altın madeni projesinin yore için çok ciddi tehlike arz ettiği ifadelerine yer verildi. Dilekçede; “Maden sahası 2019’da olduğu gibi, Ege bölgesi ve şehrimizin su kaynaklarının içinde. 2020 yılında Danıştay kararıyla ÇED olumlu kararı iptal edilen Anadolu Export’un bu kez 'siyanür ile zenginleştirme yapmayacağım' dediği ve Bakanlık tarafından askıya çıkarılan ÇED dosyasında açıklanan faaliyetler, Anadolu coğrafyasının en büyük ikinci su rezervini barındıran Murat Dağı’nda geri dönülmez yıkımlara yol açacaktır. Toplamda 1300 hektar ruhsatlı sahası bulunan şirketin işletme ruhsatı almak istediği 415 hektar, ormanlık arazi. Şirket ilk elde 212 bin ağacı keseceğini açıklamış. Ancak bu sayının en az üç dört kat artacağı öngörülüyor. Bölgenin en önemli özelliği su havzası olması. Gediz nehri ve Porsuk çayının doğduğu, Menderes ve Sakarya nehirlerinin beslendiği bir alan” denildi. Dilekçede; “Batı Anadolu’nun can damarı olan nehirlerin doğduğu ve beslendiği alanda yapılacak böylesi bir faaliyet; kuraklık ve ağır metal kirliliği başta olmak üzere ekosisteme geri dönüşü imkansız zararlar verecektir. Bu bilgiler ışığında ve 2020 yılında Danıştay’ın ÇED olumlu kararının iptali gerekçeleri de dikkate alınarak, şirketin ÇED başvurusunun iptalini talep ediyoruz” denildi. (Uşak/EVRENSEL)