01 Eylül 2023 04:17

Suriyeli mülteciden 1 Eylül mesajı: Barışı savunmak için savaşı yaşamaya gerek yok

Savaş nedeniyle 10 yaşındayken Suriye'den Türkiye'ye göçen mülteci ile 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü konuştuk.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Emirhan DURMAZ
İzmir

Milyonlarca göçmen 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü savaş ve çatışmalar nedeniyle terk etmek zorunda kaldıkları ülkelerinden uzakta karşıladı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin “zorla yerinden edilmede küresel eğilimler” raporuna göre 2022 sonu itibarıyla 108.4 milyon kişi yerinden edilmiş durumda.

Savaş nedeniyle Suriye Hama’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Abdullah Tamim onlardan yalnızca biri. İzmir Buca’da yaşayan 22 yaşındaki Tamim bir deri atölyesinde çantacı olarak çalışıyor. Suriye’de çatışmalar başladığında 10, Türkiye’ye göç ettiklerinde 14 yaşındaydı.

‘SAVAŞ YAŞAMIN YOK OLUŞU DEMEK’

Savaş dediğimiz olguyla henüz 10’lu yaşlarında tanış oldun. Savaşlara dair neler söylemek istersin?

4 sene boyunca yaşadıklarını aklından silemedim. İnsanlar savaşı filmlerde izledikleri gibi bir şey sanıyor. Bunu bir önyargı olarak söylemiyorum. Çünkü olaylar ilk başladığında biz de öyle zannediyorduk. Yakınlarımıza ilk bomba düştüğünde evdekiler korkmayalım diye gök gürültüsü olduğunu söylediler. Ama Haziran ayıydı, yazın yağmur yağamazdı. Ertesi sabah, her gün oynadığın sokakların artık çıkılamaz hale geldiğini, sürekli gördüğün binaların tamamen yıkılmış olduğunu görmek, her gün selam verdiğin insanların ölmüş olduğunu öğrenmek… Bunlar yaşandığı zaman insan anlıyor, savaş yaşamın yok oluşu demek. Hatta savaş sıranın bir an önce sana gelmesini istediğin ama yine de hayatta kalmak için de çabaladığın bir şey.

Son söylediğinle neyi kastettin?

Hama’dan Deyrizor’a geçtiğimizde babamı kaybettik. O zamana kadar tek hedefimiz bir an önce sınırı aşmaktı. Sürekli heyecan ve koşuşturma içinde hiç ağlayamamıştım. Ancak babamın şehit olmasıyla birlikte, bütün hislerim sertleşti ve dayanamıyordum, artık ben de ölmek istiyordum. Bir yandan böyle düşünürken ablama, kardeşlerime, anneme sahip çıkmam gerekiyordu ve onlara da bir şey olmasın diye sınıra kadar yaşamak da istiyordum. Düşündüklerim hep bunlardı, bir yanda ölüm bir yanda yaşama mecburiyeti.

‘HİÇBİR SURİYELİ BU SAVAŞI İSTEMEDİ’

Peki göçmen olmaya dair neler söylemek istersin?

Her şeyiyle çok zor. Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Aç uyuduğumuz çok oldu, yoksulluk falan bunlara alıştım ben. Ama ‘neden geldiniz’, ‘neden ülkenizi savunmadınız’ gibi sözlere hala sabredemiyorum. Artık cevap da vermiyorum. Allah’a şikayet ediyorum bunları söyleyenleri. Ama burada söylersem, bir cevap verirsem belki daha faydalı olur: Benim babam öldü, benim gibi birçok yakınını kaybeden çok fazla insan var. Neden geldiniz demek, ‘siz neden ölmediniz’ ya da babasını kaybetmeyen çocuklara ‘sizin babanız neden ölmedi’ demek. Kimse ölmeyi haketmedi, Suriye’deki kimse savaşı istemedi, bunları haketmedi. Neden hiç böyle bakılmıyor, anlamıyorum.

‘GÖÇMENLİK, HAYALİNİ KURDUĞUN YAŞAMIN ARTIK MÜMKÜN OLMADIĞINI BİLMEK’

Savaşı yaşamamış olsaydın, geleceğe dair hayallerin nasıldı?

Öncelikle benim ailem okumamızı çok istiyordu. Özellikle babam, kendisi okuyamamıştı ve bize üniversite okumaya mecbursunuz diyordu. Ablam üniversite kazandığında evdekiler ağlamıştı. Babam ona bilgisayar sözü vermişti, ödül olarak. Benim hayalim de bilgisayar mühendisi olmaktı. İleride çok para kazanabileceğim bir meslekti. Ancak savaş çıktı ve buraya geldim, çantacı oldum. İlk zamanlar buradayken bile bir şeylerin düzeleceğine dair inancım vardı. Hatta anneme bilgisayar mühendisliğinden vazgeçtim, inşaat mühendisi olacağım ve bizim oraları yeniden yapacağım diyordum. Ancak artık böyle bir ümidim yok, savaş bitse dahi ben artık üniversite falan okuyamayacağım. Daha lise bile okumadım. Ortaokulu zorla bitirdikten sonra işe başladım. Bak mesela göçmenlik böyle bir şey: Hayalini kurduğun yaşamın artık mümkün olmadığını bilmek.  

‘BARIŞ DİYEBİLMEK İÇİN SAVAŞI YAŞAMAYA GEREK YOK’

Pekala, 1 Eylül Dünya Barış Günü bugün. Nasıl bir mesaj vermek istersin?

Savaşı anlattım. Neler yaşandığını anlattım. Benim gibi, hatta bizden kötü halde binlerce insan var. İnsanların barış diyebilmesi için bizim yaşadıklarımızı yaşamasına gerek yok. Binlerce hikayeye bakıp anlayabilirler. Ancak dünya böyle değil. Ukrayna, Afganistan birçok yerde savaş var. İnşallah bir gün dünya, savaş yaşanmadan da savaşlardan nefret edilen ve barışın istendiği bir yer olur. Son olarak da Allah’ın laneti insanların ülkelerini karıştıranların üzerinde olsun.

ÖNCEKİ HABER

Antalya Film Forum projeleri açıklandı

SONRAKİ HABER

Japonya'da 61 yıl sonra ilk mağaza grevi: Seibu'nun 900 çalışanı iş bıraktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa