Can Atalay'ın arkadaşları ve meslektaşları: Hatay halkı vekilini bekliyor
Can Atalay'ın arkadaşları ve meslektaşları İstanbul Barosu önünde yaptıkları açıklamada hukuksuzca tutuklu bulunan Atalay'ın serbest bırakılması çağrısı yaptı
Fotoğraf: Evrensel
Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmasına karşı Can Atalay'ın arkadaşları ve meslektaşları İstanbul Barosu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamaya TİP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Sera Kadıgil, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Disk Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ve çok sayıda avukat katıldı. Katılımcılar "Can Atalay Meclise" pankartı açarak, "Karanlık gider Gezi kalır" sloganı attı. "Can’ın Arkadaşları ve Meslektaşları" adına basın açıklamasını Can Atalay’ın avukatlarından Avukat Akçay Taşçı okudu.
"CAN ATALAY İNSAN HAKLARINDAN YOKSUN BIRAKILIYOR"
Osman Kavala’nın 2131 gündür, Avukat Can Atalay ve diğer 5 gezi tutsaklarının ise 494 gündür tutuklu olduklarını hatırlatan Taşçı, “Gezi Davası ile amaçlananın ‘makbul vatandaşlık sınırlarının muktedir tarafından çizilerek toplumu dizayn etmeye çalışmak’ olduğunun farkındayız ve davadaki hükmün ülkemiz demokrasisi açısından derin bir tahribat yarattığın bilincindeyiz” dedi. Can Atalay’ın Hatay Milletvekili seçilmesine ve mazbatasını almasına rağmen 110 gündür tutukluluk halinin devam ettiğine dikkat çeken Taşçı, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 13.07.2023 tarihinde 75.643 yurttaşın oyuyla milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki durma ve tahliye talebini Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik içtihadına aykırı şekilde reddetmiştir. Avukat Can Atalay'ın tutukluluk hali Anayasa'nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. Maddesi, kişi hürriyeti ve güvenliği başlıklı 19. Maddesi, yasama dokunulmazlığı başlıklı 83. Maddesi, Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri başlıklı 148. Maddesi, Anayasa Mahkemesinin kararlan başlıklı 153. Maddesi başta olmak üzere pek çok maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bir diğer ifadeyle İnsan Haklan Komisyonu'na mensup Milletvekili Can Atalay insan hakların yoksun bırakılmaktadır” ifadelerini kullandı.
"ANAYASAL İLKELER YARGITAY ELİYLE İHLAL EDİLMİŞTİR"
Yargıtay’ın Anayasa’yı ihlal ettiğini söyleyen Taşçı, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, tahliye talebinin reddi kararında, kendisini normlar hiyerarşisinin en üstünde olan Anayasa'nın üstünde addederek Anayasa'yı yorumlama yetkisini kendisinde görmüştür. Ancak önemle vurgulamak gerekir ki Anayasa Mahkemesi bir Anayasa organıdır ve Anayasa'yı nihai yorumlama yetkisi Anayasa Mahkemesi'nde olduğu gibi diğer organların Anayasal sınırlara uygunluğunu tespit görevi de Anayasa Mahkemesi'ndedir. Avukat Can Atalay'ın tahliye talebinin reddi kararı ile Anayasal ilkeler Yargıtay eliyle ihlal edilmiştir” dedi. Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulunan Taşçı, “Hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri olan öngörülebilirlik ilkesi ve tutuklu milletvekilleri hakkında daha önce verdiği kararlar doğrultusunda Anayasa Madde 14 uyarınca içtihadı devam ettirmesidir. Anayasa Madde 14'de yer alan boşluğun sanığın aleyhine yorumlanamayacağı ilkesi ise en temel ceza hukuku ilkelerinden biridir” şeklinde ifade etti.
"YARGI MAKAMLARININ SİYASAL İKTİDARIN ARACI OLARAK KULLANILMASINA SON VERİLSİN"
Can Atalay’ın tutukluluk halinin özgürlük ve güvenlik halinin ihlali olduğu kadar kendisine oy veren 75 bin 643 yurttaşın siyasi katılım haklarının ihlali anlamına geldiğine dikkat çeken Taşçı, “6 Şubat 2023 tarihli Maraş merkezli deprem felaketinden bu yana Hatay halkı su, gıda, sağlık ve barınma gibi en temel yaşamsal ihtiyaçlara erişimde ciddi sorunlar yaşamakta, asbest tehlikesi gibi nesilden nesile kalıcı hasar bırakacak çevre sorunlarıyla mücadele etmekte ve vekillerinin 110 gündür devam eden tutukluluk hali sebebiyle bu sorunları dile getirememekte, halkın ifade hürriyeti kısıtlanmaktadır. Bir diğer ifadeyle Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Avukat Can Atalay'ın hukuksuz şekilde tutuklu olduğu her gün Hatay halkı açısından telafisi imkansız zararları meydana getirmektedir. Tüm bu yaşananlar karşısında, Anayasa Mahkemesi'nden bir an önce hukukun ve Anayasa'nın gereğini yerine getirmesini, benzer konulu başvurularla içtihadını yeknesak hale getirmesini ve yargı makamlarının siyasal iktidarın aracı olarak kullanılmasına derhal son verilmesini talep ediyoruz.” şeklinde konuştu. (HABER MERKEZİ)